Playlist: Eylem- Hayat Devam Eder
Beş ay...
Hayatını bu beyaz, küçük ama huzurlu odasında geçirdiği beş ay. Günler haftaları, haftalar ayları kovaladıkça Su yeniden yaşama döndüğünü hissediyordu. Yeniden damarlarında akan kanın bu sefer gerçekten yaşamak için aktığını, kalbinin biraz huzur bulmak için attığını ve en önemlisi tekrar o sevdiği adamın kollarına koşmak için nefes alıp verdiğini hissediyordu. Beş aydır bazen günlerce uykusuz, bazen saatlerce aç, bazense günlerce uyuduğunu hatırlıyordu. Şu sıralar pek hatırlayamadığı geçmişi, beş aydır onu dillendirmekten kaynaklı üzerine bant çekilmiş gibi beyninden silinmeye başlıyorlardı.
İlk önce anlatırken her şeyi bu kadar detaylı hatırlayabilmesine şaşırıyordu. Ama şimdi? O kadar anlattıktan sonra bir anda her şeyi unutmaya başlaması onun için iyi miydi? Evet iyiydi. Güzel yarınlar elde edebilmesi, kahkaha atarken aklına gelen anıların ondan o mutluluğu çalmaması için iyiydi.
Sabahın bu erken saatlerinde yeni bir hayat kurabilmesine iki adımın; ilk adımını atmak için kalkmıştı. Bugün o yetimhaneye gidecek ve her şeyiyle yüzleşecekti. Buna ihtiyacı olduğunu biliyordu. Ve Doktoru Mert'inde dediği gibi artık orada olmadığını, tüm olanların bittiğini idrak edebilmesi için bu yüzleşmeyle karşı karşıya gelmeliydi.
Odasına göz attı Su. Hastane yönetimi ve kocasından kalacağı odayı beyazlar içinde görmek istediğini söylemişti. Onun iyi olması, kendini mutlu hissetmesi için ağzından çıkan tek kelimeye bakan kocası tabi ki bu isteğini hemen yerine getirmişti.
Yatağının ucundaki bavuluna baktı. Gülümsedi. Bugün son günüydü. Eve dönme vakti gelmişti. Doktoruyla birlikte bir yüzleşme gerçekleştirecek ve evine dönecekti. Mutlu yuvasına. Ailesine. Arkadaşlarına. Kocasının kollarına... Gülümsemesi daha da büyürken kapının çalınma sesi doldurdu kulaklarını. Gülümsemesini yüzünden silmeden ''Gelin.'' Diye mırıldandı ve arkasını döndü.
Doktor Mert hazır hastasını ayakta dikilmiş, ona gülümseyen bir yüzle bakınca mutlu olduğunu hissetti. O da hastasına anlayışlı bir ifadeyle gülümsemeye başladı.
''Erkenciyiz.'' Diye mırıldandı keyifli sesiyle. Bu genç kızın ilk geldiği günden bugüne kadar geçirdiği zamanı düşünüyordu.
Su, kısa zaman da çok yol kat eden bir hastasıydı. Bu süreç hem hastası hem kendisi için çok zorlu geçiyordu. Genç kızın gerek ruhunda ki parçalanmışlıklar, gerek alkol sorunu uzun uğraşlara ve uykusuz, ıstırap dolu gecelerine mal olmuştu.
Aslında bu sürecin zorlu geçmesine neden olan da yine bir bakıma hastasıydı. Beş aydır bir tane bile ziyaretçi almamıştı yanına. Ne kocası, ne ailesinden biri, ne de arkadaşlarından kimseyi bir kere bile görmemiş yüzünü de kimseye göstermemişti. Onu anlayabiliyordu. Ama bu onu çok seven kocasına da haksızlıktı.
Tedavisi onu günden güne iyileştiriyor, güzelliğine öyle güzellik katıyordu ki. Odası gibi üzerinde ki beyaz elbisesi onun o beyaz tenini daha da pürüzsüz gösteriyordu. Alkolle birlikte kötüleşen cildi gün geçtikçe güzelleşmiş, bozulan cildinden eser kalmamıştı.
Beş aydır sadece anlatıyordu Su. Anlatıyor... Anlatıyor ve anlatıyordu. Tüm seansların sonunda doktorunun ona sorduğu birkaç soruyu düşünüyor, akıl mantığından geçiriyor ve cevaplayarak aslında soruların yanıtlarının ne kadar basit olduğuna şaşırıyordu.
''Heyecanlıyım.''
Suyun yumuşacık çıkan sesi ne olursa olsun sesindeki gerginliği saklayamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SU VE RÜZGAR (TAMAMLANDI)
Teen FictionSu akıp gider hayatta. Saf ve durudur hep. Yaşam kaynağıdır. Nefes almak gibidir Su. O olmazsa yaşayamazsınız. Rüzgar kaplar tüm vücudunuzu. İyi hissettirir sizi. Yaşamak için ona da ihtiyaç duymak zorunda kalırsınız bir süre sonra. Zaten karanlığı...