4-''Evet...''

11.6K 483 8
                                    

''Merhaba canlar.Umarım yeni hikayemi beğeniyorsunuzdur.Gördüğünüz gibi uzun uzun bölümler çabuk çabuk geliyor.Ve size şu kadarını söylüyorum yok artık diyeceğiniz bölümler peşinizde.Ama yorumlar ve beğeniler biraz artarsa sevineceğim.Sizi seviyorum pamık şekerler :* ''

Şu sıralar en yakın arkadaşım ruhumu saran gece. Belki kalbimdeki yaralar daha çok daha derindi. Kimsesiz karanlıklar beni buluyor ,beni ben yapıyordu. Ama şu anda ne en yakın arkadaşım olan gece ne de beni sarıp kaybedecek karanlıklarım vardı elimde. Buradaydım. Nikah dairesinde ve terasta öylece gökyüzünü izliyordum. Gözlerim yanıyordu.

Ama ağlamayacaktım. Hem bugün ben evleniyorum! Üzerimde bembeyaz kabarıklığıyla her yeri kaplayan bir gelinlik, yüzümü aydınlatacak bir makyaj, orkestra, davetliler, hep hayal ettiğim kır düğünü, çiçeğimi atabileceğim bir kız arkadaş grubum olmadan evleniyordum. Ruhumun kederinden yaşarıyordu ben biliyorum.

Ama neden beyaz bir şey yerine simsiyahtım? Gözlerim neden mutlulukla değil de acıyla parlıyordu? Neden bir şeyler hissetmiyordum? Mutlu olmam gerekiyordu! Çünkü evleniyorum, ben evleniyorum.

Ağlıyorum derinden, hem de hıçkıra hıçkıra. Nefes alamıyorum belki ağlamaktan ama gözlerimden yaş gelmiyordu. Normal mi? Belki.

Çıkan çakmak sesi beni tekrar gerçek dünyaya yönlendirdiğinde yanıma birinin geldiğini görmemiştim ve duymamıştım. Sağıma döndüğümde benim gibi siyahlar içinde Rüzgar vardı. Siyah gözleri duygusuz bir şekilde bakıyordu.

Dudağındaki sigarasını içine çekince tekrar gökyüzüne döndüm.

‘’Kaçman için birkaç dakikan daha var. Henüz geç değil.’’ Dedi tekrar ona döndüm. Çektiği dumanı yüzüme üfleyince öksürmemek ve yüzümü buruşturmamak için zor tuttum kendimi. Sadece yüzüne baktım öylesine. ‘’O dakikaları sen değerlendir ve ikimizi de bu yükten kurtar.’’ Dedim bende onun gibi ifadesizce ona bakarken.

Tekrar sigarasını içine çekti. ‘’Yapabilseydim zaten şu anda burada olmazdım.’’ Dedi. Doğru yapabilseydi şu anda burada olmazdı ama onunda yapamayacağı pek bir şey yok gibi gözüküyordu. Yani dışarıdan bakan ondan her şeyi beklerdi.

‘’Şoförü neden kabul etmedin?’’ dedi tekrar konuşmaya başlayınca. ‘’Bakıyorum da konuşmak için pek bir heveslisin.’’ Dedim kaşlarımı yukarı kaldırırken. Alaylı bir kahkaha attı. ‘’Hayır. Seninle konuşmaya meraklı değilim. Sadece o günden sonra kabul etmezsin diye düşünmüştüm.’’ Dedi. Sigarası yarısına gelmişti.

Elindeki sigara onun elinde öyle ilahça duruyordu ki.

Bu sefer alaylı bir kahkaha atan taraf ben oldum. ‘’Şoförü neden kabul etmedin?’’ dedi tekrar. Başımı alaylı suratımla olumsuz anlamda sallarken ‘’Gideceğim yer bana özel bir yerdi.’’ Dedim ve arkamı dönüp yürümeye başlamıştım. Çünkü yaklaşık bir dakika sonra ben evli bir genç kız olacaktım. Evet üzerimde siyah jeans, siyah t-shirt ve siyah konverslerimle o kadar hazırdım ki düğünüme. Hızlı adımlarla merdivenlerden inip nikahın olacağı salona geçtim.

İçeride yine yemekteki tayfa vardı. Yani ekstradan kimse çağırılmamıştı. Üstelik bu Rüzgar beyin isteği üzerine böyle olmuştu. Yangından mal kaçırır gibi evleniyordum. Çok şanslıyım.

‘’Başlayalım.’’ Dedim çünkü iki üç saniye sonra Rüzgarda kapıda gözükmüştü.

Nikah memuru gelip bir bana bir Rüzgara bakmaya başladı. Çünkü biz çok normaldik. Normallikten ölecektik. İlk defa ikimizde birinin yüzüne dik dik bakmıştık ki bu bakışlardan korksa gerek hemen yerine oturdu.

SU VE RÜZGAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin