Arkadaşlar yeni bölüm geldi. Biliyorsunuz ki ben YGS mağduru bir 12. sınıfım. O yüzden benden erken ve uzun bölüm pek beklemeyin. Diğer bir konu kurguyla ilgili yorumlarınız arkadaşlar kurgu bu...
İyi okumalar
Gözlerimi araladığımda halen Rüzgarın kollarında öylece uyuduğum gibi duruyordum. Ne kadar daha gittik bilmiyorum ama hiçte şikayetçi değildim. Ha o şikayetçimi hiçte umurumda değildi. Cerenle yüzleşmem gerekiyordu. Aramızdaki gerilim beni elektrik direği gibi ölüm tehlikesine dönüştürüyordu. Dokunanı yakabileceğim şekilde de git gide kötüleşiyordum.
Başımı o güzel kokunun kaynağından kaldırıp ona baktığımda halen uyumadığını gördüm. Pardon, uyumuştu ama uyanmıştı. Siyah gözleri uyku mahmuru olan gözlerimi bulunca belimde ki sıkı elleri gevşedi.
Güzel yüzü yorgundu. Ve düşünceli. Yavaşça gelen esnememi bastırırken arabanın topraklı bir yola girip durması bir oldu. Ben gözlerimi camdan dışarıya çevirirken kulağıma dolan dalga sesleri beni canlandırdı. Yavaşça ellerimi Rüzgarın belinden çözüp kucağından indiğimde o da bacaklarını ovup normal bir şekilde oturdu. Ben ayakkabılarımı ayağıma geçirip indiğimde Devrimde Cereni uyandırıyordu.
Hiç kimseyi umursamadan arabadan çıkıp güzel ahşap eve baktım. Tıpkı bağ evindekine benziyordu. Ama bu daha açıkta ve daha kalabalıktı. Bağ evi yalnız sessiz ve sakindi. Bu ise herkesin bulabileceği rahat büyük bir evdi işte.
Başımı sola çevirdiğimde dümdüz uzanan denizi ve sahili görmem bir oldu. Çehremi huzurlu bir duygunun sarması kısa sürdü. Hiç farkına varmadığım bir şekilde kendimi denize doğru yürürken buldum. Arkamdakilerin de bunu pek önemsediğini söyleyemezdim doğrusu.
Hava rüzgarlı olmasına rağmen üşümüyordum. Çevresi çitlerle bezeli evden uzaklaştığımda kendimi hiçte yalnız hissetmemiştim. Tam tersi beni ben yapan şeylere yürüyordum. Burada gece takılmak çok zevkli olacaktı doğrusu.
Suyu ayaklarımın dibinde hissetmek iyiydi. Dalga sesleri sahile karışıyor ardından rüzgarın uğultusu bu sesi bastırıyordu. Saçlarımın dalgalanmasına izin verdim. Ya da rüzgarın saçlarımla yüzümü dövmesine demeliyim. Tuzlu suyun tadı havaya da yansımıştı ama çok temiz bir havaydı bu.
Kendimi kumların üzerine attığımda hiç düşünmeden boylu boyunca uzandım ve gri ve sonsuz gökyüzünün altında bu güzel havayı solumaya devam ettim.
Bir dakika sonra koluma değen bir vücut gözlerimi aralamama neden oldu. Soluma baktığımda Rüzgarın da yanıma uzanmış olduğunu gördüm. Onun neden geldiğini bilmiyordum ama bu temiz havanın yanına gidebilecek en güzel şey; Rüzgarın kokusu olurdu herhalde. Neden bilmiyorum Rüzgarı şu son olanlardan sonra daha bir benimsemiş, daha bir kocam olarak görmeye başlamıştım. Nasıl derseniz sanki gerçekten kocamdı o. Dertleşebileceğim, beni anlayan, sorunlarımı kendine sorun eden bir eş gibiydi daha çok.
Bunun verdiği rahatlıkla yine göğsüne bir kedi gibi kıvrıldım. Omzumu derhal saran kolları beni kendine çekerken büzüştüm.
‘’Vücudumu kullandığınızı sanıyorum Bayan Erkin.’’ Diye mırıldandı sesi eğlenir gibi çıkıyordu.
Gülümsedim.
‘’Vücudunuzu kullanmayı seviyorum Bay Erkin.’’ Dedim tıpkı onun gibi. Rüzgarın bazen bu umursamaz, her şeyi geri de bırakan tavrı benim içinde iyi olabiliyordu. Gerçekten işe yarıyordu. Tıpkı şimdi ki gibi.
‘’Bende sizin vücudunuzu kullanmayı seviyorum Bayan Erkin.’ Dedi ve saniyesinde beni kumların üzerine yatırıp bir çırpıda üzerime çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SU VE RÜZGAR (TAMAMLANDI)
Fiksi RemajaSu akıp gider hayatta. Saf ve durudur hep. Yaşam kaynağıdır. Nefes almak gibidir Su. O olmazsa yaşayamazsınız. Rüzgar kaplar tüm vücudunuzu. İyi hissettirir sizi. Yaşamak için ona da ihtiyaç duymak zorunda kalırsınız bir süre sonra. Zaten karanlığı...