Multi: Afra (temsili)
Afra uykudan uyanmıştı ve kahvaltı hazırlıyordu.Tek başına kahvaltı etmeyi hiç sevmediği için telefon rehberinden Ali yi bulup arama tuşuna basıp kulağına götürdü.İkinci çalışta açılan telefondan Alinin boğuk sesi duyuldu.
''Alo?''
''Ali ben kahvaltı hazırlıyorum da sen de gelsene,tek başıma kahvaltı yapmak istemiyorum.''
''Sen cansın Afra.Karnım çok aç ve hazırlamaya ölesiye üşeniyordum.Uçarak geliyorum.''
''Bekliyorum.''
''Tamam görüşürüz.''
Telefonu kulağından çekip aramayı sonlandırdı Afra.Kendi kendine gülümsedi. Ali'nin bu halleri Afra ya komik geliyordu.
Çok güzel olmasa da maddi durumunun yettiği kadar güzel bir kahvaltı hazırlamıştı.Tam çay bardaklarını koymuştu ki kapı çaldı.Ali'nin geldiğini düşünerek kapıyı açan Afra kapıda kimseyi göremedi.Kafasını uzatıp çevreye bakındı ama kimse yoktu.Tam kapıyı kapatacağı sırada kapın önüne koyulmuş küçük kutu dikkatini çekti.Eğilip kutuyu eline aldı ve tekrar etrafına bakındı.Kimse yoktu.
İçeriye geçip kutuyu büyük merakla açtığında gözlerinden kalpler fışkırmaya başlamıştı.
Kutunun içindeki çikolatalardan birini ağzına attı.Mutluluktan teşekkür etmeyi unuttuğu için telefonu eline alıp gizlinin mesajlarına girdi.
Afra: Beni çok mutlu ettin.Çok teşekkür ederim.
Gizli numara: Daha fazlasını yapmak isterdim ama elimden ancak bu geliyor.Seni mutlu görmek beni çok sevindiriyor.Mutluluğun,mutluluğum.
Afra: İyi ki varsın be gölge.
Afra'nın mesajının üstüne kapı çalınca bu sefer kesin Ali geldiği bildiği için hızla kutuyu odasına götürüp kapıyı açmaya gitti.Kapıyı açtığında Ali elinde poğaça ile kapıda dikiliyordu. Gülümseyerek içeriye davet ettikten sonra beraber masaya oturdular.Kahvaltıyı yapıp beraber dışarıya çıktılar.Ali çalışmak zorunda olduğu için işe giderken Afra okula gidiyordu.Hukuk okuyordu ve 2. yılıydı.Hukuk okumak istemesinin en büyük sebebi geçmişini yaşayan onca çocuğun hayatını kurtarıp,onları bu hale getiren herkese gerektiği cezayı vererek acısını azaltmak istemesiydi.Hukuk tutturmak için gecesini gündüzüne katıp deli gibi ders çalışmıştı ve geçimini sağlamak için mecburen de çalışmıştı. O kadar zor zamanın,emeğin ardından hayallerini gerçekleştirmeyi arzuluyordu.
Okula girince sınıfına girip masasına yerleşti.Akademisyen hala gelmediği için sınıfta fazla uğultu vardı.Yerine yerleşip kitaplarını çıkardıktan sonra kulaklıklarını kulağına takıp slow bir şarkı açtı ve ders çalışmaya başladı.Bir süre sonra kulağındaki kulaklık çekilmişti.Afra'nın nefret ettiği şeylerden biri de buydu.Sinirle kulaklığı çeken kişiye baktığında sınıfından Emre diye biriydi.
"Neden kulaklığı çıkartın?"
"Her geldiğinde kimseyle konuşmadan ders çalışıyorsun.Biraz da biriyle konuş diye geldim. Seni bu mükemmel yüzümden mahrum bırakmak ayıp olurdu öyle değil mi?"
"Saçmalamayı kes ve defol git!"
"Sesi duyuyor musun?"
"Ne saçmalıyorsun?Ne sesi?"
"Kalbimin kırılma sesi."
"Ders çalışmam lazım seninle uğraşacak vaktim yok!"
"Pekala öyle olsun.Başka zaman artık.
Afra göz devirip tekrar kulaklığını taktı ve ders çalışmaya devam etti.
***
Nihayet dersleri bitmişti.Derin bir nefes alıp çantasını toplamaya başladı.Okuldan çıkıp evine doğru yürümeye başladı.Emre gereksiz de yanına gelip "Naber?"diye sordu.
Afra sinirlenmiş ti.
"İşin gücüm yok mu senin ya?"
"Hayır"
"Benim var!Hadi bay."
Afra zor da olsa Emre'yi atlatıp evine gelmişti.Hızla üzerini değiştirip çalıştığı cafeye doğru yol almıştı.
Cafeye geldiğinde üzerine önlüğü geçirip siparişleri almaya başlamıştı.
Müşteriler azalmaya başlayınca Afra dinlenmek için oturmuştu.Bu gün gerçekten çok yorucu bir gün olmuştu.
Mesaisi bitince eve doğru giderken takip ediliyormuş hissi vardı.Korkmaya başlayan Afra adımlarını hızlandırınca arkasından gelen ayak sesleri de hızlanmıştı.Korkusundan arkasını dönmeye bile cesaret edemedi Afra.Korkusu kat kat artarken kendinden habersiz koşmaya başlamıştı.Arkasından gelen kıkırtı sesi Afra'nın adımlarını durmasını sağladı.Bu gölge'nin kıkırtısıyla aynıydı.Buluştukları gün onun kıkırtısı aklına kazınmıştı.
Hızla arkasını dönüp baktığında kapşonunun yüzünü kapattığı siyahlar içinde biri vardı.Afra arkasını döndükten sonra gölgenin üzerine doğru yürümeye başladı.Gölge heyecanla arkasını dönüp koşmaya başladı.Afra hiç vakit kaybetmeden arkasından onu takip ediyordu.Gölge çok hızlı koşuyordu.Afra nefes nefese aklına gelen hain planla çığlık atıp kendini yere bıraktı.Gözlerini kapatıp gölgenin ona gelmesini bekledi.Nedensizce geleceğinden emindi.
''Neler oluyor?AFRA!''
Gölge telaşla Afra'ya doğru gelmeye başladı.Afra içinden kahkahalar atarken gölgenin ayak seslerini dinliyordu.
Gölge korkuyla Afra'nın yanına gelip yüzünü avuçlarının içine aldı.
''Uyan!Neler oluyor gül güzelim?''
Afra biraz daha beklemek istiyordu.Gölge iyice paniklemişti.Gül güzeline bir şey olmasından korkuyordu.Telefonunu cebinden almak için ayağa kalkıp arkasını döndü.Telefonu alıp ambulansı aradığında Afra hızla ayağa kalkıp gölgeyi tuttu.Gölge panikle yere eğilince Afra kahkaha attı.
''Buldum seni gölge!''
Gölge zamanı gelmesini bekliyordu,zamanı değildi.
''Biraz daha sabret lütfen.Böyle olmasın beni karşında görmen.Buna hazır değilim.Lütfen!''
Sonlara doğru sesi kısılan gölgenin söyledikleriyle Afra üzülse de kararlı duruşundan vazgeçmedi.
Afra eliyle Gölge'nin kapşonunu tutup yavaşça kafasından çıkartmaya başladı.
Ne güzel yerinde kestim öyle.Kötü kadın kahkahası atan bir yazar.
#Sizce gölgenin kim olduğunu öğrenebilecek mi?
#Kapşonunu açıp görecek mi?
#Gölge Afra'nın tanıdığı kişilerden biri mi?
Uzuun bir bölümle birlikte heyecanın doruklarından geldim.Destekleriniz yorumlarınız benimle birlikte olsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge |texting
القصة القصيرة[TAMAMLANDI] Gizli numara: Kalbin gözü yoktur,görmeden sever eli yoktur dokunmadan sever. Kalp hisseder,hisseder de sever gül güzeli