-2.Bölüm-

297 100 4
                                    

Ağlamalarım yerini sessiz hıçkırıklara bırakmıştı. Camdan dışarı baktığımda buralara daha önce hiç gelmedigimi farkettim. Bizim evimiz Tuzladaydi ve bütün akrabalarımız da. Hem çalışıp hem okuduğum için semtten bile dışarı çıkamıyordum. Ama buralar hiçte bizim oralar gibi değildi. Çok , çok fazla kalabalıktı. Değişik insanlar , giyinmeyi unutmuş otuzlu kadınlar , kaldırımlarda sarmaş dolaş olan çiftler , gizli yaptığını zannedip ama aslında çok belli olan uyuşturucu alım satımları...
Alışık olmadığım görüntüler karşısında üzüntüm  yerini şaşkınlığa bırakmıştı. Araba durdu. Bir an daldığım görüntülerden çıkıp amcamın olduğu tarafa bakmamla kapım açıldı. Kolumdan tutup dışarı doğru çekiştirmeye başladı beni. Etrafima bakmaya fırsat vermeden bir kapıdan içeri soktu beni. Gördüğüm yer korkumun ve kalp atışımın daha da artmasına sebep oldu. Burası televizyonlarda gördüğüm kötü kadınların masaları dolaştığı , boynuna tüylü şeyler dolayip sahnede şarkı söyleyen kadınların olduğu yerdi. " Amca beni buraya neden getirdin ? "
" Bunu sen istedin , bana karşı gelmek neymiş gör bakalım. " dedi ben sıktığı kolumun acısından inlerken. Bir odaya girdik ve amcam kolumu bıraktı. Ben kolumu tutarken bir yandan da neler olduğunu anlamaya çalışıyordum. Karşı masada oturan adam : " Ooo Rasim bey. Siz buralara gelir miydiniz?" dedi sırıtarak. Bir yandan da sakalıyla oynayarak bana bakıyordu. Neredeyse amcamla aynı yaşlardaydı. Ben çıkmak için kapıya dogru yöneldiğimde amcam kolumdan tutup adama doğru ittirdi.
" Alın sizin olsun , eti de sizin kemiği de " deyince başımdan aşağı kaynar sular dökülüyordu sanki. Adam birden ayağı kalktı ve " Emin misin Rasim. Bak bu yolun dönüşü yok."
" Eminim Rıza. Ne anası var ne babası." deyince birden sözünü keserek bağırdım. " Benim annem var ve beni burada bırakmazsin amca. Bu kadar kötü olamazsın." derken gözlerim dolmaya başlamıştı. Amcam bir hızla odadan çıkarken arkasından koştum. Rıza denen o adam yanındaki iki çocuğa " tutun şunu " dedi ve odadan dışarı adımı mı dahi atamadan yakaladılar beni. Ağlamaya başladım.
" Nolur bırakın beni...lütfen"
Adam gülerek çocuğa " git bana zehrayı getir , şunu güzelce giydirsin masalardan baslasın." dedi. Ne saçmalıyordu bu adam. " Hayır " dedim sessizce inleyerek. Bacaklarım bedenimi tasiyamiyordu artik. Gözlerimden yaşlar dökülürken
" Anne..." dedim. " Nerdesin?" Göz kapaklarım daha fazla dayanamıyordu. Dudaklarım yavaşça hareket etti.
" Rüya.." dedim. " Allahım nolur bu bir rüya olsun..."





Medya : Simay
Bu bölüm biraz kısa oldu ama ilerleyen bölümlerde daha uzun yazmaya çalışacağım. Yorumlarınızı bekliyorum
Herkese keyifli okumalar.

BUZ MAVİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin