"Simaay , kalk hadi " diye bağıran Melis'in karga sesiyle açtım gözlerimi. Yastığımın altından çıkardığım telefonumun saatine baktığımda adeta şok geçiriyordum. Saat daha yedi bile değil çeyrek vardı.
" Ruh hastası " deyip tekrar gömdüm kafamı yastığa. Melis ise hâlâ odadan bağırıyordu. Ruh sağlığının hiç iyi olmadığı şu andan itibaren kesinleşmişti. Melis'in bağırma sesi daha da yakınlaşmaya başlayınca buraya geldiğini anlayıp başımı yastığa daha da çok gömdüm. Kapı açıldı ve Melis'in cırtlak sesi kulağıma basınç yapıyordu adeta.
" Kime diyorum acaba "
Yavaşça kaldırdığım başımla tek gözüm açık ona bakmaya başladım. Bir elinde bıçak bir elinde salata kaşlarını çatmış bana bakıyordu.
" Manyak mısın kızım sen. Bana olan sinirini ondan çıkarma , yazık ya nasıl da beni kurtarın diye bakıyor ordan " dedim acır gözlerle salataya bakarak. Salatayı kafama fırlatıp çıktı odadan. Neyse ki bıçağı atmamıştı. Şaşkın suratımla yataktan doğruldum. Melis'in attığı salatayı üstüme sürüp temiz olduğunun bilincine vardıktan sonra gönül rahatlığıyla yemeye başladım.
" Günaydın " diyen bir erkek sesi duyunca şaşkınlıkla ağzımdakini çiğnemeyi durdurup yavaşça kapıya çevirdim kafamı. Evde , özelikle de sabahları erkek sesi duymaya pek alışkın değildim.
" Sana da " dedim şaşkınlıkla hala karşımda gülerek duran Kayraya.
" Saat kaç olmuş hâlâ uyuyorsun be güzelim. Amma uykucusun sende. "
" Anlamıyorum benim saatim mi yanlış. Saat daha yedi be manyaklar " dedim Melis'in de duyması için bağırarak.
" Unuttun galiba , bugün yarışma var. Son provalar için gideceksiniz. "
" Bunun için mi yani onca hazırlık. Ben o öküzle değil yarışmaya şurdan şuraya bile gitmem. "
" Kaç haftadır çalışıyorsunuz Simay , hem hoca çok kızar. "
" Kızarsa kızsın umrumda bile değil. Okullar kapandı ama ben hala kurtulamadım bıktım ya " dedim ağlamaklı ses tonuyla.
" Söylenmede kalk hadi bi elini yüzünü yıka. Sabahları zombi olduğunu bilmiyordum " dedi Kayra alaycı tavırla gülerek.
" Yaaa " dedim utancımdan yastığı yüzüme bastırarak. Yavaşça yastığı yüzümden indirip baktığımda odada kimse yoktu. Bir hızla yataktan kalkıp banyoya doğru koştum. İşimi halledip saçlarımıda topladıktan sonra pijamalarımla odaya doğru yürüdüm. Ağzımı sonuna kadar açmış esneyerek oturma odasına girerken karşı koltukta gördüğüm soğuk nevaleyle esnemem kesilmiş ağzım açık kalmıştı. Kollarımı göğsümde birleştirip onu görmemezlikten gelerek tekli koltuğa oturdum. Melis yine döktürmüş ev mis gibi kokuyordu. Karşımda beş karış suratla oturan Uraza baktığımda iştahım kaçmıştı. Dünden beri çok gıcıktım ona. Zilin çalmasıyla Kayra yerinden fırlayarak :
" Ben bakarım " dedi. Melis de mutfakta Uraz ile odada baş başa kalmıştık.
" Pansuman yaptın mı sevgiline " dedi Uraz soğuk bir şekilde. " Sevgiline" kelimesini bastırarak söylemişti.
" Yaptım " dedim yüzüne bile bakmadan saçımdaki kırıkları kopararak. İçeri gelen Kayra'nın elindeki büyük pakete çevrildi gözlerimiz.
" O ne Kayra ? Yoksa bana hediye mi aldın " dedim heyecanla yerimden fırlayıp meraklı gözlerle kutuya bakarak.
" Hediyeymiş...sana...çok komiksin gerçekten " dedi Uraz yayıldığı koltukta pis pis gülerken.
" Hayır Simaycım ama inşallah bir gün o da olur " dedi gülerek.
" Salak " diyip üzülerek yerime geri döndüm.
" Bunlar sizin bugünkü yarışmada giyeceğiniz kıyafetler. "
" Ben gelmek istemiyorum. Hasta diyip bişey uydurursunuz , ben bununla dans falan etmem. "
" Kardeşim versene şu kutuyu bi kıyafetlere bakayım " dedi Uraz yerinden kalkarak. Kimse beni takmıyor , duymamazlıktan geliyorlardı. Uraz kutudan çıkardığı kırmızı elbiseyi elinde tutup bakarken kulakları kıpkırmızı olmuş gerildiği alnında oluşan çizgilerden belliydi.
" Bune oğlum eteğin bir bacağı kapalı iyi hoş da diğer bacağı komple meydanda. Dans edecek bununla , bacak bir oraya bir buraya. Hayali bile kötü. Al şunu sinirlerimi bozma benim " dedi elbiseyi Kayra'nın kafasına fırlatarak.
" Hayır ya nesi varmış güzelim elbisenin. Ver sen onu bana giyeceğim ben onu " dedim bir hızla elbiseyi alarak.
" Hani sen gelmiyordun , benimle dans etmek istemiyordun , fikrini değiştiren elbise oldu galiba. "
" Evet sırf elbisenin hatrına çünkü ona ba-yıl-dım " dedim gülerken zafer bakışları atarak.
" Sen varya sen ..."
" Ben varya ben..." Derken bakışmamazı bölen Melis'in sesi oldu.
" Hadi gençler kahvaltıya , yoksa yarışmaya geç kalacağız. " Bir hızla mutfağa gidip hep birlikte oturduğumuz masada hızlıca yemeye başladık. Her şey iyi hoştu da Melis'in suratı hiç öyle durmuyordu. Suratı düşük , hiç konuşmuyor ve az az yiyordu. Masanın altından ayağımla ayağına vurdum ve hemen bana baktı.
" N'oldu " dermişcesine göz kırptım.
" Simay bugün ne giyeceğime karar veremedim sen bı baksana " diyip ayağa kalkarak elimden tuttu. Kayra ile Uraz maç sohbetine daldıkları için bizi pek umursamadılar. Odaya girdiğimizde ,
" Noldu kız korkuttun beni bir şey mi oldu " dedim heyecanla ona bakarak.
" Taner..."
" Eee noldu Taner'e bir şey mi oldu ? "
" Kavga ettik bu Sabah "
" Al işte bak görüyor musun nazar değdi. Noldu neden ? "
" Bizim çocuklardan kıskanmaya başladı. Hatta bence öncesi de vardı ki baya dolmuş. "
" Uraz ile Kayrayı mı ? Teo da var . "
" Evet. Hiç sorun olmadı şu zamana kadar. Çünkü bir tek benim değil onun da arkadaşları. Niye böyle yaptı anlamadım. "
" Birinin gazıyla hareket ediyor o şuan ve o kişinin kim olduğunu da çok iyi biliyorum. " Derken Melisle kısa bir bakışmamızın ardından ikimiz de aynı anda " Teo " dedik. Başkası olmazdı. Çünkü Taner böyle biri değildi ve bu kışkırtıcı hareketide Teo'dan başkası yapamazdı. Aklı sıra Tanerle bizim çocukları birbirine düşürüp ,. Melis ile aralarını açıp huzurumuzu bozacaktı. Buna asla izin vermeyeceğim. Urazların yanına döndüğümüzde çoktan masadan kalkmış odada oturuyorlardı.
" Beyler bir sorun var " diyerek girdim içeri. Hemen arkamdan da Melis. Kayra baktığı telefondan gözlerini çekip bana dikerken , Uraz da uzandığı koltuktan bir hızla kalkıp kaşları çatık bana bakıyordu.
Kayra : " konu ne ? "
Uraz : " kime dalıyorum ? "
" Konu Taner ve Teo. Sende kimseye dalmıyorsun Uraz. "
" Tamam işte sen dedin. Konu Taner dalacağım kişi de Teo. "
" Bı sessiz olun da beni dinleyin. Melisle Taner bu sabah kavga etmişler , sebebi sizsiniz. Kıskançlık. Sürekli beraberiz sizin bize gelip durmanız vs. Melis'in anlattıklarına göre ben Teo'dan şüpheleniyorum. Taner sizinle arkadaş sizi tanıyor. Ne oldu da bir anda size olan güveni kırıldı ve hiç kavga etmeyen bir çift hepimizin tanıdığı kişiler yüzünden kavga ediyor. Teo bizi birbirimize düşürüp aramızı bozmaya çalışıyor , yani ben böyle düşünüyorum. Ya siz?"
ikisi de şok olmuş bir bana bir Melise bakıyorlardı.
Uraz : "Melis benim kardeşim Simay. " Derken Kayra da söze girdi.
" Ben asla Melise o gözle bakmadım bakmam da. Onu çok seviyoruz ve böyle bir konuda adımız geçtiği için çok üzüldüm. " Derken Melis söze girdi.
" Ben gerçekten hepinizden özür diliyorum. Sizin bir suçunuz yok ve benimde. Sadece Tanerin bir anlık yaptığı bir hata. "
" Ah Simay bırakmadın onu adam akıllı bir döveyim. "
" O arsız Uraz. Görmüyor musun, sen istediğin kadar döv onu. Daha çok hoşuna gidiyor ve daha çok yapıyor. "
" Neyse bu meseleyi daha sonra konuşuruz bugün yarışma var unuttunuz galiba , hadi kalk kalk " diyerek beni çekiştirmeye başladı Melis. Heyecan ve stresi aynı anda yaşıyordum ve bu kalp atış ritmimi allak bullak etmişti.
" Biraz daha yavaş süremez misin Uraz ? " Dedim heyecanla. Kayra önde bizde Melisle arkada yarışmanın olduğu mekana okula gidiyorduk. Okula geldiğimizde herkes hızlıca inip okula doğru yürürken ben ise elimdeki poşetlerle öylece kalakaldım.
" Bütün poşetleri bana yüklediniz oh ne güzel " dedim bağırarak.
" Sen hâlâ orda mısın? " Diyen Melis'in hemen arkasından Uraz ahtapot gibi elimdeki poşetleri alıp diğer eliyle de elimden tutup okula doğru koşturmaya başladı.
" Bu ne kalabalık böyle " dedi Kayra şaşkınlıkla.
" Ya ben iyice korkmaya başladım. " Dedim tırnaklarımı kemirerek. Oynayacağımız salona geldiğimizde çok fazla olmasada beni heyecanlandıracak kadar insan vardı. En önde oturan " Uraz " diye kedi gibi bağıran Ayşegül'e çevrildi kafamız.
" Nerdesiniz siz , iki saat sonra yarışma var . "
" Geldik işte burdayız görmüyor musun ? " Kolumu cimcikleyen bir elle olduğum yerde sıçradım. Uraz mimikleriyle"sus " işareti yapıyordu.
" Acıdı. Hayvan. " Dedim bağırarak. Melislerin kahkahası , Uraz'ın da hafif tebessümüyle sahnenin arkasına geçtik.
" Melis , Taner gelecek mi ? "
" Bilmiyorum konuşmadık. "
" Anladım. "
" Kayra , Ayşegül biz gidelim oturalım burda kalabalık etmeyelim" diyen Melis , Kayra ve Ayşegülü de alıp sahnenin öbür tarafına geçtiler.
" Bak Simay sakın heyecan yapma. " derken Uraz'ın sözünü kestim.
" Sen şimdi heyecan yapma deyince yapmayacak mıyım ? Heyecan yapan birine heyecan yapma diyince heyecan yapan heyecan yapmayı..."
" Tamam yap anasını satayım off " deyip sözümü keserek eliyle başına vurdu.
" Hadi gençler sahneye. Kendinizden çok eminsiniz galiba , hem provaya geç geliyorsunuz hem burda lak lak ediyorsunuz "
" Sen yine çok konuşmaya başladın " dedi Uraz , hocanın üstüne yürüyerek. Hoca sahnenin öbür tarafına geçerken bende Urazı köşeye sıkıştırdım.
" Bu Hoca senden niye bu kadar korkuyor ? "
" Onunla benim aramda olan bir mevzu. "
" Neymiş o ? "
" Yalnız sende fırsattan istifade beni köşeye sıkıştırmalar , üstüme yürümeler , bi yakınlaşma çabaları... utanıyorum bak " dedi pis pis gülerek.
" Geri zekalı " diyip gülerek sahneye çıktık. Bir kaç kez prova yapmış ve gayet güzel oynamıştık.
" Sana bi özgüven gelmiş bayan Fiona , hayırdır ? " Dedi Shrek göz kırparak. Uzun zamandır bana böyle seslenmemişti , istemsizce yanaklarımın kızarmasına sebep oldu.
" Hanımlar Beyler son bir saat , kızlar makyaja erkekler giyinme odasına " diye bağırıp elleriyle alkış yapan hocayı duyar duymaz makyaj masasına koştum. Buz mavisi gözlerimi belirginleştiren koyu bir göz makyajı ve dalgalı saçlarımla aynadan çok güzel görünüyordum. Straplez bacak dekolteli fırfırlı kırmızı elbisemle bütün fiziğim ortaya çıkmıştı. Ben bununla nasıl dans edecektim gerçekten inanılır gibi değil. Odadan çıktığımda Shrek birileriyle konuşuyordu.
" Shrek " diye seslendim heyecanla gülerek. Göz göze geldiğimizde konuşmayı kesip bana odaklanmıştı. Nasıl bu kadar güzel bakabiliyordu. Seviyorsun işte beni neyin inadı bu ? Diye iç sesimle kavga ederken o bana doğru hızlı hızlı gelmeye başladı.
" Bu ne hâl kızım palyaço gibi olmuşsun. Bir kilo makyaj elbiseyi zaten saymıyorum. "
" Sen hayatında böyle güzel palyaço gördün mü ? "
" Görmedim " dedi birden ciddi bir tavır alarak. Bakışmamızı bölen orda çalışan çocuk oldu.
" Gençler bu çiftten sonra sahne sizin"
" Tamam " diyerek sahnenin oraya ilerledik. Göz ucuyla Uraza baktığımda o da çok yakışıklı görünüyordu. Yakası göbeğine kadar açık olan siyah gömleği kaslarından dar gelmiş vücut hatlarını belli ediyordu. Hocanın " sahne sizin " deyişi kulağımda çınlıyordu. Sahneye çıktığımızda elim ayağım buz kesilmiş ne yapacağımı bilmiyordum. Müzik başladı ve ellerimiz birleşti. Shrek kulağıma doğru eğildi ve fısıldadı.
" Fiona ? "
" Hı..."
" Çok güzelsin.""Bir bölümün sonuna daha geldik 🙏 yorumlarınızı bekliyorum arkadaşlar keyifli okumalar iyi ki varsınız ❤️

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ MAVİSİ
Genç Kurgu"Shrek " hikayesini hepimiz biliriz. Shrek ve Fiona. Çizgi filmlerin en iyi çiftleridir onlar. İşte bu hikayedeki çiftimiz Simay ve Uraz. Peki bu hikayenin sonu ne mi olacak ? Hep birlikte yaşayıp görelim.