6 AY SONRA...
" Simay kalk hadi çok işimiz var bugün."
" Ya of Melis yeter be kızım ya. Her sabah aynı şeyi söylemekten bıkmadın mı ? "Dedim kafamı yastığa gömerek.
" Yarın doğum günün ve sen hala yatıyorsun. E pes vallahi. " Dedi Melis elindeki peluşu kafama fırlatarak.
" Bende onu diyorum ya. Doğum günüm yarın , bugün değil." Dedim yataktan yavaşça kalkarken.
" Simay sen hâlâ farkında değilsin galiba. İstanbul'un en pahalı , en ünlü kulüplerinden birinde olucak partin ve 200 kişi gelicek. Günün kızı sensin ama sana hala bir kıyafet alınmadı ve ben çıldırmak üzereyim. " Dedi Melis ve çok hızlı konuştuğundan olsa gerek kırmızı suratıyla durup nefes verdi. Onun bu haline küçük bir kahkaha atarak banyoya girdim. Yüzümü yıkayıp aynaya baktığımda altı ayda ne kadar da çok şeyin değiştiğini gördüm. Bu altı ay bir film şeridi gibi geçti gözlerimin önünden. %100 bursla kazandığım özel üniversiteye başlamıştım. İki sene üst üste geçemeyince sınavdan , ful yapmıştım bu sefer sınavı. Yeni arkadaşlıklar , yeni ortam. Melisin beni onlardan kıskanışı. Ünlü bir kadının yanında asistanlığa başladım ve bundan çok para kazandım. Hem çalışıp hem okuyordum. Yine amcamla Mustafa beni rahat bırakmadılar. Bende oraya çok uzakta okuluma yakın bir ev tuttum , ve tabiki Melisle. Annesiyle babasından izin almak her ne kadar bir ay sürsede deymişti. Mutfak masraflarını Melisin ailesi Aysun ablalar karşılıyordu. Onları gerçekten çok seviyordum. Annem her ne kadar gün geçtikçe zayıflasada benim için ayakta duruyordu. Onu her boş vaktimde ziyaret ediyor , ihtiyaçlarını karşılıyor , onunla sık sık zaman geçiriyordum. Her görüşmede bana Urazı sorsada bir şekilde konuyu değiştirip oyalıyordum onu. Evet. Denedim. Cesaretimi toplayıp Melisle pavyonun oraya gittik. Ama amcamla o Rıza denen pisliğin kapıda sohbet ettiklerini görünce korkarak kaçtık ve bir dahada gitmedim. Shreğe bir özür borcum olduğunu biliyorum. İnşallah bir gün o beni bulurda atarım şu yükü omuzlarımdan. Şimdi ise hayatımda bir çocuk var. Adı Teoman. Aslında Teo. Çok tatlı ve çok sempatik biri. Ona karşı bir şeyler hissetmesemde onun bana karşı olan duygularını bütün okul görüyor. Zengin ve çapkın. Bu ikiliden nefret ederim ama ona yakışıyor. Ben aynaya bakıp bunları düşünürken Melisin kapıya hunharca vurmasıyla kendime gelerek olduğum yerde sıçradım ve baş parmağımı ön dişlerime götürerek kafamı geriye attım.
" Biraz daha orda kalmayı düşünüyor musun ? Simay. Olmadı partiyi tuvalette yaparız he ne dersin ? Ama sanırım biraz daha büyük bir tuvalete ihtiyacımız var. Söyle Teo'ya bunuda halletsin. Artık heb beraber...tövbe tövbe " dedi nefesini düzenleyerek.
" Aslında hiç fena fikir değil. " Dedim hâlâ aynada kendime bakarken kahkaha atarak.
" Simoşum , aşkım. O sarı minnoş kafanın klozette harap olmasını istemiyorsan iki dakikaya mutfakta ol." Dedi ve kapıya sertçe tekme atıp gitti. Bu kız gerçekten psikopattı.
" Manyak.." diyerek sessizce kapıyı açtım. Mutfağa doğru korkuyla yürürken içeri girdiğimde Melis küçük masamızdaki karşı sandalyede oturmuş salata kemiriyordu. Beni görünce salatalığı bana doğru uzatıp :
" Orda dur " dedi.
" Teslim oluyorum " dedim ellerimi havaya kaldırırken gülerek.
" Gel kız gel bişey yapmicam " dedi adeta joker gülüşüyle bana bakarak.
" Yapmada zaten çok açım valla " diyerek masaya oturup hızlıca kahvaltı ettik. Melisin her zamanki Mini Cooperıyla alışveriş merkezine doğru yola koyulduk.
" Simoş ? "
" Hı.."
" Sen şimdi hani moda tasarım okuyorsun. Çizimin güzel. Çok güzel elbiseler çiziyorsun falan. Yarın partin olmasına rağmen çokda rahatsın. Ne bileyim yani.."
" Sen sormadan ben söyleyim Melis. Elbisem hazır. " Dedim gülerek.
" Ne ! " Dedi bağırıp aniden firene basarak.
" Ve benim bundan haberim yok öyle mi. Aşk olsun yani Simay. Pes.." dedi Melis yüzbinlerce tribi bana yollayarak.
" Ya biliyorsun benim patron moda evi sahibi. Banada zaten ilerleyen zamanlarda çok yardımcı olacakmış ki bu benim çok işime geldi. Kendi asistanı bir hafta sonra geleceği için beni işten çıkarmak zorunda kaldı. Oda bana doğum günüm için kendime ve eğer istersem sana elbise çizme mi ve onun diktireceğini söyledi. Bende seve seve kabul ettim. "
" Nasıl yani " dedi Melis heyecanla suratıma bakarak.
" Banada mı çizdin. Ya ben seni yerim yaa " diyerek sarıldı boynuma.
" Tabi kızım ne sandın. Seni unutur muyum " dedim bende gülerek.
" E şimdi ne alicaz biz. "
" Ayakkabı , çanta , takı falan."
" Ben elbisemi bilmediğim için artık banada sen beğeneceksin " dedi gülerek.
" Tabiki "
...
Gün boyu mağaza mağaza dolaşıp bütçemize uygun en güzel ayakkabıları , çantalar ve takıları aldık. Eve geldiğimizde ikimiz de çok komik görünüyorduk. Yorgunluk ve İstanbul trafiği her zamanki gibi bizi yine bizlikten çıkarmıştı. Poşetlerimizi alıp odalarımıza dağıldığımızda hızlıca pijamalarımı giyip makyajımı bile temizlemeden attım kendimi yatağa.
" Umarım yarın benim için güzel bir gün olur " dedim sessizce ve artık daha fazla dayanamayan göz kapaklarımı yumdum yavaşça.Medya : Teo
Yorumlarınızı bekliyorum arkadaşlar.
Keyifli okumalar..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ MAVİSİ
Teen Fiction"Shrek " hikayesini hepimiz biliriz. Shrek ve Fiona. Çizgi filmlerin en iyi çiftleridir onlar. İşte bu hikayedeki çiftimiz Simay ve Uraz. Peki bu hikayenin sonu ne mi olacak ? Hep birlikte yaşayıp görelim.