Ne yazık ki ölmemiş ve kapıdan içeri gitmiştik. Ben ağlarken birden Zehra beni kendine döndürerek akan rimelimi elindeki peçeteyle temizlemeye başladı. Tepki dahi verememiştim. Burası çok kalabalık ve iğrenç bir yerdi.
" Kes artık ağlamayı." dedi ben hıçkırıken.
" Yapacağın tek şey adamların olduğu masalara gidip muhabbet etmek. Bunda birşey yok. Korkma ben buralardayım." Sanki benim annemde beni okula yollarmış gibi konuşuyordu manyak kadın. Titreyerek gösterdiği masaya doğru yürümeye başladım. Gösterdiği masaya yaklaştığımda kırk kırkbeş yaşlarında pala bıyıklı iğrenç bir adam oturuyordu. Kollarımı göğsümde birleştirip ona en uzak yere doğru usulca oturdum. Zehraya baktığımda hiçbir yerde görünmüyordu. Şimdi korkum daha da artmıştı. Adam beni farkedip
" Oo sultanım. Niye öyle uzaksın gel şöyle yanıma." dedi tek kolunu kaldırıp yanını işaret ederek.
" Ben burada iyiyim." deyip kafamı sahnenin olduğu yere doğru çevirdim. Adam elinde mikrofonla ,
" İşte beklediğiniz o an. Lafı çok uzatmayacağım. Gönüllerinize taht kuran , herkesin hayran olduğu..işte karşınızda Banu." diyerek eliyle arkayı gösterdi. Perdenin arkasından çıkan kız bugün aynı arabada geldim sarışın kızdı.
" Yazık." dedim sesli bir şekilde. Adama baktığımda sırıtarak :
" Naz yapma güzelim. Ne diye geldin. Yaklaş yanıma yaklaş." dedi ben sinirle ona bakarken. Zehrayla göz göze geldiğimde korkma dercesine mimiklerini oynatti. Yavaşça yanına doğru yaklaşmaya başladım. Kalp atış hızım ve gözyaşlarım durdurak bilmiyordu. Bu sefer o bana doğru gelmeye başladı ve elini koluma değdirdi. Ben korkuyla ve sinirle geri çekildiğimde sert bir şekilde tokat attım. Adam kolumdan sıkıca tutup yüzümü yüzüne yaklaştırdı ve bacağını bacağıma değdirdi.
Ben " bırak beni sapık." Diye acıyla inlerken sesi benim sesimide bastıracak kadar sinirli ve sert bir şekilde ;
" Bırak lan kızı." Diyen bir erkek sesi duydum. Kafamı çevirdiğimde yanımdaki adamı tutup sert bir yumruk geçirmişti. Ben ağzımı iki elimle tutup ağlamaya başlarken shreğin kolumdan tutup sürüklemesiyle gitmem gerektiğini bilincine vararak bende onunla birlikte hızlı hızlı yürümeye başladım. Dışarı çıktığımızda tuttuğu kolumu bıraktı. Bende kaldırıma oturup ağlamaya başladım. Ağlayarak :
" Madem kurtarmaya gelecektin. Neden daha erken gelmedin. " dedim sinirden ve korkudan kıpkırmızı olmuş yüzümle.
" Seni oradan kurtardığıma dua etmiyorsun da , niye erken gelmedin diye kızıyorsun." dedi sinirli bir şekilde. Ben ne yaptığını anlamaya çalışırken o kapıdaki güvenliğe el kol hareketi yapıyordu. İki dakika sonra spor lüks bir araba geldi. Elini bana uzatarak :
" Hadi kalk." dedi yüzünde hafif bir tebessümle.
" Nereye ?"
" Daha güvende olabileceğin bir yere." Şuan tek istediğim buradan uzaklaşmak olduğu için uzattığı eli tuttum ve oturduğum yerden kalktım. O ön kapıyı açarken ben ona bakıp arkaya oturdum. Dişlerini sıkarak sertçe kapıyı kapattı. Yol boyunca sessizlik hakimdi. Sanırım saat epey geç olacaktı ki etrafta az insan vardı. Üstüme sıkılan bir ton parfüm ve araba kokusu midemi bulandırmaya yetmişti.
" Kusucam." dedim elimle ağızımı kapatıp boğuk çıkan sesimle.
" İçki mi içtin yoksa. Birde kızıyor niye erken gelmedin diye. Bizim ufaklığa bak sen." O durdurak bilmeden konuşmaya devam ederken ben olduğum yere kusmaya başladım. Birden firene basınca öne doğru devam etti.
" Ya sen ne iğrenç bir kızsın ya. Allahım neden ben." diyerek söylenirken ,
" Peçete yokmu ya. Salak salak konuşmada bir işe yara. Kusuyoruz şurda." Ön taraftan kafama fırlattığı ıslak mendille önce ağzımı yüzümü silip sonra üstümdeki o iğrenç elbiseyi temizlemeye başladım. Söylenerek arabadan indi. Bende arabadan inerek bacaklarımı silmeye başladım. Resmen banyo yapmıştım. İğrenç. Ona baktığımda benden biraz uzaklaşmış telefonla konuşuyordu. Hava mis gibiydi. Yağmur yağmış , yerler ıslaktı. Yağmur yağdıktan sonra çıkan o kokuya bayılıyorum. Üstümdeki elbiseyle çok fazla üşümüş olsam da kollarımı göğsümde birleştirip kafamı havaya doğru kaldırdım ve gözlerimi kapattım. Aldığım havayı bırakırken
" Oh be " dedim. Shrek yine birşeyler geveliyordu. Ne çok konuşuyordu bu adam. Yanıma yaklaştı.
" Arabama kusunca için rahatladı tabi."
" Evet."
" Seni kurtarmama rağmen neden hala bana kızgınsın."
" Beni kurtarman , bu işte çalışmaman anlamına gelmiyor."
" Burda çalıştığımı nereden biliyorsun."
" O adamın oğlusun ve senin kaldığım yerde bir odan vardı. Burda çalışığını anlamak zor değil."
" Karı kız olaylarıyla babam ilgilenir. Ben sadece mekanın hasılatına bakarım. "
" Ne kadar kolay dimi masum kızlara zorla birşeyler yaptırmak."
" Buraya gelen o masum kızlar ilk günden sunulan para teklifini kabul edip hemen işe başlıyorlar. Burda biz kimseye zorla birşey yaptırmıyoruz."
" Ama ben kabul etmediğim halde zorla yaptırıyorsunuz."
" O yüzden yanımdasın zaten. Artık orda çalışmayacaksin."
" Gerçekten mi? " Dedim ağızım kulaklarımda sevinçten atan kalbimle yerimde ziplarken.
" Kurtuldum artık kurtuldum." diyip shreğin beline sarıldım. Kalp atışları kulagimda yankılanıyordu. Bir shreğin kalbinin bu kadar hızlı atması hiç normal değildi. Geri çekildiğimde
" Napiyorsun? " dedi şaşırmış suratiyla. Gülerek cevap verdim.
" Teşekkür ediyorum."
Arabayı orada bırakıp bizi gideceğimiz yere götürecek olan taksiye bindik ve yol boyunca hiç konuşmadık.Medya : Uraz
Keyifli okumalar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ MAVİSİ
Jugendliteratur"Shrek " hikayesini hepimiz biliriz. Shrek ve Fiona. Çizgi filmlerin en iyi çiftleridir onlar. İşte bu hikayedeki çiftimiz Simay ve Uraz. Peki bu hikayenin sonu ne mi olacak ? Hep birlikte yaşayıp görelim.