SİMAY'DAN
" Simay hadi kızım geç kaldım ya "
" Tamam. Çantamı alıp geliyorum " diyip hızlıca odadan çıktım. Melis kapıda hızlı hızlı ayakkabılarını giyerken bende ayakkabılarımı alıp hızlıca çıktım. Benim okulum eve daha yakın olduğu için Melis önce beni bırakacaktı.
" Taner almış mı cüzdanı mı ? " dedim dikiz aynasından rujumu sürerken.
" Yok. Birazdan gidecekmiş. Ordan da senin yanına gelip cüzdanı verip ordan da benim yanıma gelecek. Ay aşkım ya. Çok yoruyoruz çok. " Dedi Melis ağzını bükerken. Gülerek karşılık verdim.
" Melis ? "
" Efendim "
" Ya bugün Kayrayı görürsem. "
" Göreceksin illa ki. Daha Teo'ya hesap vereceksin unuttun mu ? Kaç gündür hiç konuşmadınız bile. " Dedi Melis gülerken bana " yazık " bakışları atarak. Vardığımızda hızlıca arabadan inip koşmaya başladım. Ben koşarken yanımda koşan birisi daha vardı. Kafamı çevirdiğimde Kayra salak salak sırıtıyordu.
" Geç kaldık. Hoca girmiştir. " Dedi nefes nefese. Cevap vermeden koşmaya devam ettim. Sınıfa geldiğimizde kapıya vurup yavaşça içeri girdim. Hemen arkamdan da Kayra. Ders ingilizce olduğu için berbat olan İngilizcemle ,
" Sory Hocaam " dedim hızlı hızlı ilerlerken. Boş bulduğum ilk sıraya oturdum. Hemen yanıma da Kayra.
" Ya sen ne beni takip edip duruyorsun , ön tarafa geçsene. " Dedim kaşlarımı çatmış bakarken.
" Şşş. Gençler. Hem geç geliyorsunuz hem konuşuyorsunuz ve benim dikkatim dağılıyor " dedi arkadan Teo. Bana seninle sonra görüşeceğiz bakışları atarken hızlıca kafamı önüme çevirdim. Çaktırmadan Kayraya baktığımda Teo'ya pis pis bakıyordu. Ben onları görmezden gelip tüm dikkatimi hocaya vererek dersi dinlemeye başladım. Daha doğrusu başlamaya çalışıyordum. Kayra'nın saçma sapan soruları beni çileden çıkarıyordu.
" How are you ne demek ? I love you ne demek ? Miss you ne demek ? Dersten sonra İngilizce çalışalım mı ? Beraber kahvaltı yapalım mı......"
" Sus artık sus " dedim sert bir şekilde ön ve arka sıraların duyabileceği kadar bağırarak. Arkadan Teo kafasını uzatıp ;
" Bak oğlum. Kayra mısın nesin. Rahat bırak kızı , senin beynini dağıtırım. " Dedi dişlerini sıkarken elindeki kalemle Kayranın kafasına vurarak. Sınıftan çıkan :
" Noluya ya , biraz susun ya , hiçbir şey anlamıyorum ya " seslerini duymaya başlayınca daha fazla dayanamayıp eşyalarımı toplayıp hızlı adımlarla çıktım sınıftan. Ben ağzımda küfür geveleyip hızlı adımlarla koridorda yürürken...
" Simay ? " Diye seslenen Teo'nun sesini duydum arkamdan. Hızlıca arkamı dönüp sinirle " noldu ? " Dedim.
" Bu çocuk kim ? "
" Tanımıyor musun gerçekten "
" Tanıyorum da yani senle alakası ne ? "
" Sanane Teo. Sa- na -ne " diyip hızlıca merdivenlerden aşağı indim. Kantinden bir bardak kahve alıp bahçeye attım kendimi. Okulların kapanmasına haftalar kalmıştı. Bu sene gerçekten çok yorulmuştum. Bulduğum ilk ağacın oturdum hızlıca. Bu sıcak havada gölge bulmak insanı çok rahatlatıyordu.
" Uraz nasıl ? " Diyen sesle kafamı sola çevirdim. Teo yavaşça yanıma oturarak sırtını ağaca yasladı.
" İyidir heralde " dedim kahvemden bir yudum alarak.
" Kaç gündür onunla ilgilenmekten bana bir mesaj dahi yazmadın. Yazıyorum ben bunları " dedi hafifçe gülümseyerek.
" Rakibim birken iki oldu. Git gide zorlaşıyorsun Simay. " Dedi gözlerimin içine bakarak.
" Ve asla vazgeçmeyeceğim " derken gözleri dolmuştu. Ona bakarken iç sesim konuşmaya başladı.
" Seni sevmek için elimden geleni yaptım. Ama olmadı. Beceremedim işte. Affet beni " dedi iç sesim dolmuş gözlerimle. Ben öylece ona bakarken o dudaklarını dudaklarına yaklaştırırken.....
" Rahatsız ediyorum ama..." Diyen Tanerin sesini duydum. Utancımdan yerin dibine girerek bir hızla kendimi Teodan geri çektim.
" Cüzdanı verecektim de..."
" Hangi cüzdanı ? "
" Urazın evinde unuttuğun cüzdanı " dedi elindeki cüzdanı bana doğru uzatarak.
" Doğru ya. Sağol ben onu unutmuşum " diyerek yavaşça aldım elinden. Taner giderken karşıdan bize bakan Kayrayla buluştu gözlerimiz. Avına saldıracak aslan gibi bakıyordu. O hızlı adımlarla uzaklaşırken gözlerimi Teoya çevirdim.
" Uraz da mı kaldın ? " Dedi karşıya bakarak. Öyle soğuk bir şekilde söylemişti ki bedenim buz kesilmişti o an.
" Hastaydı ya onun için. "
" Bende hasta oldum. " Dedi öfkeyle bakan gözlerini gözlerime dikerek.
" Herneyse " diyip hızlıca kalktım oturduğum yerden.
" Bugün başka dersim yok. Ben eve gidiyorum. Yarın görüşürüz " diyip koşar adımlarla uzaklaştım ordan.URAZ'DAN
Sertçe kapatılan kapı sesine açtım gözlerimi. Ayağımın ağrısından daldığım 10 dakikalık uykumdan da olmuştum.
" Öküz müsün oğlum sen. Bir kerede insan gibi kapat şu kapıyı. " Diye bağırdım yattığım koltuktan doğrularak. Parmaklarını çıtlatarak girdi odaya ve hızlıca karşı koltuğa attı kendini. Bir şeye çok ama çok sinirlendiğinde yapardı bu hareketi.
" Noldu lan ? " Dedim merakla ona bakarken. Cebinden çıkardığı telefondan bir yerlere girip bana attı telefonu. Gördüğüm resim karşısında şok olmuştum.
" Simay değil bu.." dedim.
" İyi bak."
" O da Teo değil dimi " dedim hâlâ şaşkın suratımla ekrana bakarken.
" Ne farkeder ki. Kızın beni gördüğü falan yok. O benim ilk aşkım lan. Aşık oldum ona. Belli de ediyorum hislerimi , daha ne yapayım." Derken gözleri dolmuştu. Ayağı kalkıp odaya doğru giderken gözünden bir yaş aktığını gördüm. Tarif edilemez bir duyguyu yaşıyordum şu an. Kardeşim , sevdiğim kadın için ağlıyor , sevdiğim kadın diğeriyle göz göze dudak dudağa. Ya ben napim. Ben napim anasını satayım derken bir sigara yaktım. Kendimi zaptedemiyordum çünkü. Bu şey beni sakinleştiriyordu. Elim istemsizce telefonuma gitti. Parmaklarım adeta kendiliğinden hareket ediyordu.
" Fiona Aranıyor.... "
" Efendim Shrek ? "
Shrek dediğinde kalp atışlarım hızlandı ve istemsizce güldüm.
" Özledim be.."
" Ne ? Telefon çekmiyor bir saniye bekle....şimdi söyle "
" Boşver "
" Ne diye aradın ? "
" Teo'yla nihayet kavuşabildiniz. Kutlarım. "
" Neyden bahsediyosun ?
" Kayra. Sizi görmüş. Fotoğrafınızı gösterdi. "
" Ya bak o öyle değil. Aklından neler geçiyor bilmiyorum ama hepsini sil. "
" Neden ? "
" Öyle işte. "
" Kayra sana aşık tamam mı..seni çok seviyor ve sen..."
" Aynı şeyleri Teo da söylüyor. "
" Siktir et Teo'yu."
" Ya sen ? "
Bu iki kelime beni şu an kitlemişti. Dilim kitlendi , kalbim kitlendi , telefonu sıkıca kavramış öylece karşıya bakıyordum.
" Hı.." dedim vücudum terlemeye başlarken zorla konuşarak.
" Sen sevmiyor musun ? "
" Sevme mi istiyor musun ? "
İkimizde susmuş öylece duruyorduk. Bir süre sonra çıkan ses ,
" Dıd...dıd...dıdd " olmuştu. Kulağımdan çektiğim telefona şaşkınlıkla baktım.
" Demek ki sevme mi istiyor " dedim gülerek. Eğer o gerçekten beni sevseydi herşeyi , herkesi karşıma alabilirdim. Bunu gerçekten yapardım. Sonu ne olursa olsun..Yorumlarınızı ve Oylarınızı bekliyorum arkadaşlar. Desteklerinizi eksik etmeyin. Sizi seviyorum ❤️
Keyifli okumalar 🙏

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ MAVİSİ
Teen Fiction"Shrek " hikayesini hepimiz biliriz. Shrek ve Fiona. Çizgi filmlerin en iyi çiftleridir onlar. İşte bu hikayedeki çiftimiz Simay ve Uraz. Peki bu hikayenin sonu ne mi olacak ? Hep birlikte yaşayıp görelim.