" Uraz " dedim bağırırken yanına çömelerek.
" Ambulans çağırın nolur." Cebimden çıkardığım telefondan hızlıca 112 yi tuşlayıp güç bela adresi verdikten sonra iki elimle Urazın kafasını kaldırıp yüzüme yaklaştırdım. Yavaşça gözlerini açınca ,
" Uraz ? İyi misin ? " Dedim heyecanla suratına bakarken.
" Ah... Ayağım " dedi inleyerek.
" Sus tamam sus. Konuşma yorma kendini. Ambulans geliyor yolda " dedim ağlarken gülmeye çalışarak.
" Sen benim için mi ağlıyorsun yoksa" dedi acıyla gülerek.
" Sana ne ağlayacağım be. Sana çarpan kişiye ağlıyorum " dedim gülerek.
" Aptal Shrek. "
" Simay ? "
" Ne ? "
" Masalın sonunda Shrek ile Fiona kavuşuyorlar ve mutlu sonla bitiyor değil mi ? "
" Evet " dedim gülerek.
" Simay ? "
" Ne çok soru soruyorsun sen."
" Sarıl bana "
" Ne "
" Bana her anneni özlediğinde sarılabilirsin demiştin. Ve ben..." Derken ses tonu tüylerimi diken diken etmişti. Kafasını yavaşça kaldırıp göğsüme yaslayarak sarıldım ona. Belimi kırarcasına sarılıyordu bana , sanki gidecekmişim gibi. Etraftaki bakışları aldırış etmeden öylece ambulansı beklemeye başladık.
..." Uraz nasıl iyi mi ? " dedim acilden çıkan doktora.
" İyi iyi turp gibi hiçbirşeyi yok. " Dedi gülerek.
" Sadece sağ ayağı kırık , alçıya aldık birazdan odasına çıkaracaklar " dedi ve hızlıca gitti. Bende o ara melisi arayıp olan biteni anlatıp bu gece eve gelemeyeceğimi söyledim. Urazın kaldığı odaya girince elinde telefonla yattığı yerden Pokemon yakalamaya çalışıyordu.
" Dur Simay. Tam yanında. Kıpıldama."
" Senin bir şeyin yok herhalde " dedim hızlıca ona doğru yürürken. Elindeki telefonu komedinin üstüne koyarak ciddi bir tavır aldı.
" Keyfimden burda değiliz herhalde. Kimin yüzünden oldu acaba. " Dedi gözlerini belerterek.
" Yaptığın aptallığı benim üstüme atma. Sana kim dedi yola doğru koş diye " dedim kollarımı göğsümde birleştirirken koltuğa oturarak.
" Bana 19 dakikada orda olmam gerektiğini söyledin , ve bugün arabamı Kayraya vermiştim. Metrobüsle ne kadar zor oluyor haberin var mı senin " dedi alçıya alınmış ayağına acıyla bakarak.
" Kayra kim ? "
" Şimdi konu Kayra mı " dedi sinirle bakarak.
" Ne kızıyorsun be. Bu gece burda tek başına kalda gör gününü. Ben gidiyorum , yarın okul zaten " dedim ayağı kalkıp yavaşça kapıya doğru ilerlerken.
" Şaka şaka gel. " Dedi gülerek.
" Senin yanına geleceğim diye hiçbir şey yememiştim. Çok açım. " Dedi eliyle karnını tutarken dudaklarını büzerek.
" Bir daha o hareketi yapma. Çok çirkin oluyorsun " dedim iğrenç bir gülüş atarak.
" Bekle sen burda. Çorba alıp geleyim ben " dedim kapıya doğru giderek.
" Bir yere gidemem zaten " dedi kahkaha atarak.
" Gıcık " diyip çıktım odadan.
Bütün gece onun mızmızlıklarıyla uğraşıp durdum. Onu verir misin , şunu verir misin , şuram ağrıyor masaj yapar mısın. Tam bir baş belası gerçekten.
" Şişt. Uykucu kalk. Kime diyorum hey. Ne biçim Fionasın sen. Fiona Shreğine böyle mi bakar " dedi trip atarak.
" Sus be adam ya " diyip kalktım iki büklüm uzandığım yerden. Yavaşça lavoboya gitmek için adım atacakken
" Simay "
" Hı "
" Ayağının yanında koca bir böcek var" dedi Uraz bağırarak. Böceklerden nefret ediyor ve çok korkuyordum. Çığlık atarak Urazın üstüne düştüm ve ayaklarımı yerden kaldırmış yüzümü Urazın göğsüne bastırıyordum. Uraz ise gülmekten olsa gerek havada alçıda olan ayağı yatağa düşmüştü. Kahkahaları odayı kaplıyordu. Benimle dalga geçmişti.
" Senden nefret ediyorum " diyip koşarak lavobaya girdim. Lavabodan çıktığımda Urazla konuşan bir polis ve yanında duran genç bir çocuk vardı. Yanlarına gittiğimde Uraz polise kazanın hatırladığı kadarını anlatıyordu. Çocuğa bakmak için kafamı çevirdiğimde şaşkınlıkla dönüp tekrar baktım. O ise bana gülerek bakıyordu. Mustafaydı bu. Olmaz olasıca kuzen. Hâlâ onun suratını görünce midem bulanıyordu.
" Nasılsın kuzen. Görmeyeli çok oldu " dedi gözünü kırparken iğrenç gülüşünü ortaya koyarak. Uraz polisin söylediklerini onaylarken bir yandan da bizi takip ediyordu.
" Seni gördüm daha kötü oldum Mustafa. " Dedim aşağılayıcı bir tavırla.
" Siz tanışıyor musunuz ? " Diye sordu Uraz. Polis söze atladı.
" Size çarpan bu gençmiş. Mobese kameralarına baktık. Suç sizdeymiş. " Dedi Uraza bakarak.
" Bende şikayetçi değilim zaten. Daha fazla uzamasın bu konu " dedi Mustafa'ya bakarak.
" Senin orda ne işin vardı " dedim sinirle ona doğru.
" Lokantada çalışıyorum. Sipariş vardı. İstanbul ne küçük. Nerden nereye " dedi hala o iğrenç gözlerini üstümde gezdirerek. Polis mustafaya ,
" Burda işimiz bitti. Çıkabiliriz " dedi ve onlar çıkarken arkalarından hızlıca kapıyı kapattım. Uraz cevap beklermişcesine gözlerimin içine bakıyordu.
" Anlatmıştım ya sana. Bilmem hatırlıyor musun ? "
" Her şeyi hatırlıyorum ben anlat."
" Mustafa. Amcamın oğlu "
" Ne ? " Dedi ağzının içinde küfür geveleyerek.
" Niye söylemedin bana. Ağzını burnunu kırsaydım bir güzel "
" Tabi. Bu ayakla mı ? " Dedim gülerek.
" Sende haklısın. Hep ihtiyacın olduğu zamanlarda yanında yoktum zaten " dedi gözlerini benden kaçırarak.
" Ben biraz hava alıcam. " Diyip dışarı attım kendimi. Oturaklardan birine oturduğumda başımı iki elimin arasına koyup düşünmeye başladım.
Mustafa'yı görmem bir rüya olsun ya nolur....Sizi çok sıkmamak adına uzun bölümler yazmıyorum arkadaşlar. Sizin düşünceleriniz de önemli benim için. Yorumlarınızı ve Votelerinizi bekliyor olacağım. Seviliyorsunuz..
Keyifli okumalar..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ MAVİSİ
Teen Fiction"Shrek " hikayesini hepimiz biliriz. Shrek ve Fiona. Çizgi filmlerin en iyi çiftleridir onlar. İşte bu hikayedeki çiftimiz Simay ve Uraz. Peki bu hikayenin sonu ne mi olacak ? Hep birlikte yaşayıp görelim.