Sakin geçen bir öğlen yemeğinden sonra ilaçlar yüzünden gündüz uykusuna alışmış olan Tan odasına çekildi. Aralarındaki şiddetli elektriklenmenin yarattığı tuhaf duygular iki tarafı da sessizce düşünmeye itmişti. Tan korku içindeydi, kızdan ummadığı şekilde etkileniyor olması ve babasıyla Işık arasındaki durumun niteliği, kuyruğu kaptırma endişesi doğurmuştu.
Işık ise Tan'dan etkilenmeyi hiç istememişti ama istememekle olmuyordu işte. Babasının zorlamasıyla kendisini görmeye gelecek olan, üstelik öz babası tarafından tembel, umursamaz ve serseri ruhlu olmakla suçlanan bir erkekten hoşlanamayacağını düşünmüştü ama ortada reddedemeyeceği bir fiziksel çekim durumu söz konusuydu.
Işık sabahtan beri ne aklına ne de davranışlarına mukayyet olamıyordu. Sürekli bir akıl karışıklığı, her sözüne her hareketine küçük çelmeler takıp tökezlemesine yol açıyordu. Bu Tan efendi ile ne yapacaktı? Kızı mıknatıs gibi çekiyor ama fena halde korkutuyordu. Misafirler istirahatteyken biraz düşünecek zamanı olan Işık maalesef bir arpa boyu yol kat edemedi.
Tan uyandığında vakit ikindiye dönmüştü. Yattığı yerde gerinip sersemce yerinden kalkan genç adam üstündeki gri melanj şort ve siyah sporcu atleti değiştirme ihtiyacı hissetmeden yüzünü yıkayıp Işık'ın odasına doğru yürüdü. Kapıyı çalmadan birden açıverince, elindeki kitaba konsantre olamadığı için kendi kendiyle yaptığı kavgaya dalmış olan Işık ayağa fırladı.
İki genç birbirlerini baştan ayağa süzdüler. Işık lacivert kapri tayt ve beyaz tshirtüyle çok hoş görünüyordu. Tan gayet rahat bir şekilde kanepenin odaya dönük sırt kısmından aşıp mindere resmen düştü. Kanepenin yaylarından gelen sesler pek hayra alamet değildi.
- Kırdın ama yaa..
- N'olmuş? Baban senden sonra atar zaten bunları.
- Tan?!..
- Efendim Işığım?
- Işığım mı?..
- Canım cicimden daha özgün. Işık senin ismin sonuçta. Işığım gayet uygun bence.
Genç kız artık konuşmuyor, cırlıyordu resmen.
- Tan sen nasıl bir adamsın? Ben anlayamadım seni. Yani bu sabah tanıştık. Ne zaman bu kadar samimi olduk ki? Odama yataktan çıkmış halinle dalıp kanepeme atlıyorsun. Evleneceğimiz kesinmiş gibi konuşuyorsun. En garibi bana iyelik eki içeren sözcüklerle hitap ediyorsun. Ben senin değilim.
Tan, Işık'ın aksine gayet sakindi. Her ne kadar iç sesi 'Böyle dırdır edeceksen olma zaten.' diyorduysa da kıza söylemeyi tercih ettikleri daha farklıydı.
- Olmanı istiyorum desem..
- Sen emin misin yani düşünmeye ihtiyacın yok mu?
- Yooo. Ben gayet memnunum halimden.
Kendisine zaten fikrini soran olmadığını dillendirmedi genç adam. Işık, Tan'ın standartlarına sahip bir adam için dahi fazlasıyla güzel bir kızdı. Kapı kapı gezip evleneceği kızı arasa daha iyisini zor bulurdu. İnce zarif fiziği, beyaz teni ve sarışınlığıyla tam bir papatyaydı ve yüzünün makyajsız doğal hali bir çok kızın yüzüne bir kilo boya sürse dahi kıyaslanamayacağı kadar çekiciydi. Bu koşullarda şansına şükretmesi gerektiği düşünülebilirdi elbette ama burada bir mecbur tutulma hadisesi vardı ki bütün güzelliklerin üstünü siyah kalemlerle karalıyordu.
Tan ise Işık'ın yakışıklılık tanımlarının üst limitini zorluyordu. Genç kız, baba baskısıyla yaşayamadığı şeyleri hayal dünyasında romantik filmlere konu ediyordu haliyle. En sevdiği roman kahramanlarından, en yakışıklı oyuncu ve şarkıcılardan harmanladığı düşlerinin esas oğlanlarını ister istemez evlenmesi beklenen kişiyle kıyaslıyor, Tan bütün kıyaslamalardan en yüksek notları alıyordu. Karnesi bütün takdir, teşekkür ve onur belgelerini hak etmiş gibiydi, tabii görünüşü açısından. Yoksa Işık genç adamın aklından geçenlerden hiç emin değildi, fazla rahat, fazla umursamaz ve çok çok fazla özgüvenli bir hali vardı. Her ne kadar kendisine karşı alttan alıyormuş gibi dursa da normal koşullarda burnu yere düşse eğilip almayacak bir tip olduğu Balkanlardan gelen soğuk hava dalgası misali kendini hissettiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IŞIKTAN
General FictionTAMAMLANMIŞ HİKAYE Bu bir dik duruş hikayesi olmalı. Bir kadın ve bir erkeğin diğerinden bağımsız varoluşlarının hikayesi. Ama ya bir de çocuk varsa... İki noktayı bir üçgen haline getiren üçüncü nokta... Bir aile, bir aşk üçgeni... Ya da hiçbiri...