Tahir İle Zühre Meselesi
- Tahir ve Zühre birbirlerini çok sevmişler, tıpkı arı ile çiçeğin, bülbül ile gülün, deniz ile martının birbirlerini sevdikleri gibi. Bir yanları eksik kalsa da kısa hayatlarında bir şeyi bütün kalpleriyle, doludizgin sevmiş olmanın huzuruyla, kendilerine aşkla dolu bir kalp verdiği için Allah'a hep şükretmişler. Ben de seni sevdiğim için her gün ve her gece şükrediyorum.
- İyi ki benim adımı Tahir koymuşsun, anne. Ama keşke senin ismin Zühre olsaydı.
- Neden kuzucuğum?
- Sen benim Zühremsin. Benim en çok sevdiğim sensin. Biz bir masal olsaydık sen kuledeki prenses olurdun, ben de seni kurtaran kahramanın olurdum.
- Sen zaten benim kahramanım, biricik yavrumsun. Hayatım boyunca seveceğim, kalbimi aşkla dolduran, varlığımı anlamlandıran şey sensin. Ben senin adını Ozan koydum, birbirlerini çok seven anneler ve oğullar hakkında mutlu öyküler, şiirler yazarsın diye..
- Hadi anne, o şiiri oku.
- Tamam, haydi kapat gözlerini.
TAHİRLE ZÜHRE MESELESİ
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte
yani yürekte.Meselâ bir barikatta dövüşerek
meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken
meselâ denerken damarlarında bir serumu
ölmek ayıp olur mu?Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.Seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.N.H. RAN
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IŞIKTAN
Ficción GeneralTAMAMLANMIŞ HİKAYE Bu bir dik duruş hikayesi olmalı. Bir kadın ve bir erkeğin diğerinden bağımsız varoluşlarının hikayesi. Ama ya bir de çocuk varsa... İki noktayı bir üçgen haline getiren üçüncü nokta... Bir aile, bir aşk üçgeni... Ya da hiçbiri...