11| zafer

4.8K 591 351
                                    

Monsta X- Trespass

Oyun için Taehyung'u da ikna ettikten sonra soyunma odalarında üzerimizi değiştirmiştik. Spor kıyafetlerimiz okul dolaplarımızda bulunuyordu. Gerçi Taehyung henüz almamıştı, bunun için vaktimiz yoktu ve bu yüzden ona Yoongi hyungun yedeklerinden birini giydirmiştik. Gerçekten de komik bir görüntüydü bu. Sürekli bacaklarını aralayıp hafifçe dizlerini bükerek eşofman altını çekiştirip duruyordu ve onu izlerken gülme krizleri geçiriyorduk.

"Tamam, takımlara ayrılalım."

"Madem onun için kazanacaksın, o halde siz ikinizsiniz. Ben de onların takımındayım, nasıl olsa-beyler, bunu kişisel algılamayın- bir işe yaramıyorlar." Jungkook söylediğinde Hoseok ve Yoongi hyung kıçını tekmelediler aynı anda, yine de itiraz etmemişti kimse.

"Tamam, bana uyar," dedim, Taehyung benden uzaklaşarak Jungkook' a doğru yürüdü.

"Sana haddini bildireceğim," dedi Jungkook da ona doğru yürürken, yüzünü çocuğun yüzüne yaklaştırıp asi bakışlar atmaya başladı. Güldüm.

"Göreceğiz ufaklık." Taehyung sırıttı ve onun saçlarını dağıttı

"Gevezelik yapmayı bırakın da oyuna başlayalım." Yoongi hyung homurdanarak Jungkook'un ensesini tuttu ve onu geriye çekti.

"Tamam. Sakın utandırmayın beni. Gelin de, size bir iki taktik vereyim," dedikten sonra o ikisinin ortasına geçip kollarını onlara doladı. O üçü köşeye doğru yürürken ben de Taehyung'a döndüm.

"Bazen bizi serbest bıraktıklarında futbol maçı yapardık arkadaşlarla," dedi Taehyung hafifçe gülümseyerek. Gözleri dalgındı, o günleri özlüyor gibiydi. "Bana onları hatırlatıyorsunuz ve bu iyi hissetmemi sağlıyor."

Ben de gülümsedim. "Evde eğitim aldığını zannediyordum?"

"Öyle," dedi elini ensesine atıp orayı kaşırken. "Ama bi' ara bir kampa katılmıştım. Eğitim için yani."

"Ah, anladım."

"Tamamdır!" Yanımıza geldiklerinde Jungkook bağırdı. "Başlayalım artık!" Sonra Taehyung'la bana bakarak pis bir şekilde sırıttı ve eliyle ikimizi işaret etti, hemen ardından da onu boğazına doğru kaldırıp bıçakla orayı kesiyormuş gibi yaptı.

Orta parmağımı gösterdim ona.

"Oyunu biraz daha eğlenceli hale getirmeye ne dersiniz?" dediğimde hepsi dikkatini bana verdi. Taehyung'a güven verici bir şekilde gülümsedim. Basketbolu kaybettiğinden dolayı her ne kadar endişeli olsam da -oyunda kötü olduğundan değil bunu bilerek yaptığından-bu defa kazanacağımıza inanıyordum. Sadece onun yüzünden de değil, diğerlerine kıyaslandığında futbolda en iyi olan bendim aramızda.

"Nasıl?" dedi Yoongi hyung ama biraz temkinli yaklaşıyordu, haklı olarak. Benden çıkacak fikirler hep onların zararına olurdu.

"Kaybeden takım, kazananın bir gün boyunca kölesi olsun."

"Hah, sence biz bu tuzağa düşer miyiz?" Jungkook kaşlarını kaldırdığında gülümsedim. Ona zararı olacak değil, yararı olacak şeyler yapacaktım ki o da bunu anlamıştı. "Düşeriz, kabul."

Yoongi hyung omuz silkti. "Sadece bir gün olduğundan, sınırlarını çok da aşmayacağınu düşünüyorum Park Jimin." Eh, her şey onu kapsadığından aşabilirdim de aslında ama bunu ona söylemedim.

"Tamam," dedi Hoseok hyung da. Kazansak da kaybetsek de bizi kölesi olarak kullanabilirdi, pek de takılmadım. Taehyung'a döndüm. "Eklemek istediğin bir şey var mı?"

Northern Lights |vmin| ✓  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin