13| ilk kez kırıldım

4.6K 593 229
                                    

BTS - Run (Ballad Mix)

Ben daha önce hiç kalbim kırıldığı için ağlamamıştım, üstelik başka insanların önünde. Sadece... bir keresinde Hoseok hyung maç sırasında düşüp başını yaraladığında hiç kimseyi umursamadan ağlamıştım, çok korkmuştum çünkü o kafasından kanlar akarken yerde hareketsizce yatıyordu ve bir daha asla gözlerini açamayacağını düşünerek paniklemiştirn. Bu benim bütün dünyamı sarsacak düzeyde bir olaydı, Jungkook'la birlikte sahaya doğru koşarken hıçkırmaya başlamıştım çünkü o Hoseok hyungdu. Her ne kadar birbirimizle alay etsek ve bazen de nefret ettiğimizi söylesek de o benim ailemdi, eğer gözlerini açmasaydı ne yapardım, bilmiyordum. Hastanede kafasına dikiş atılırken bile hıçkırmaya devam etmiştim, durumun fazla ciddi olmadığını anlayan diğerleri, Hoseok hyung da buna dahildi, benimle dalga geçme aşamasına geldiğinde bile susmamıştım, Hoseok hyungun dizlerinde ağlamaya devam etmiştim. Hala aklıma geldiği zaman hüzünleniyordum, başındaki dikiş izine bakmaktan kaçınırdım.

Arkadaşlarımın yanında her zaman gülümsemek için çabaladım, çünkü daima ortamın neşesini yüksek tutmak isterdim. Onlara zayıf olan yanlarımı göstermek bana göre değildi, kötü bir durum olduğunda bunun karşısında güçlü durabileceğime inandırmak zorundaydım onları. Sadece tek bir kez görmüş olsalar da, biliyorlardı benim nasıl biri olduğumu.

Jungkook bile bazen kendini tutamazdı, hepimizin yanında ağladığı zamanlar olmuştu ve bu diğerlerinin de gözlerini doldurmuştu, ben ise sadece ]ungkook'a sarılmıştım ve sonrasında onunla alay ederek konunun dağılmasına neden olmuştum. Çünkü olması gereken buymuş gibi hissediyordum.

"Onlarla yakın olamazsın! Siz asla dost olamazsınız!"

"Dost olduğumuz falan yok bizim! Umurumda değiller, tamam mı?"

Ve işte, Seokjin ve Taehyung arasında geçen konuşma tam olarak buydu. Seokjin hyung onu dolaplardan birine yaslamıştı, yakasını tutarak ona öfkeyle yaklaşmıştı ve bizimle dost olmaması gerektiğini söylemişti. Bizdik yani, başka kim olabilirdi ki? Taehyung dağılmış suratına aldırmadan gülümsemişti, sonrasında malum cümleyi kurmuştu. Gülümsemesinin yavaşça yok olduğunu gördüm, sonra gözlerine bulaşan nefreti. Bizden nefret ettiğini dile getirmişti, tam olarak bunu cümlelere dökmüş olmasa dahi gözleriyle söylemişti.

Ve ben kırıldım.

Yemin ederim, çok kırıldım.

Onun gerçek yüzünü göstermek istemiştim elbette, yani en başında. Fakat sonra bunun aptalca olduğunu anlamıştım. Taehyung'la dost olduğumuzu zannediyordum, bundan emindik. Birlikte iyiydik, mutluyduk.

Hayır, Kim Taehyung gerçekten de çok iyi bir oyuncuydu.

İnanmıştım ona, gerçekten bütün şüpheleri yok etmiştim.

Nefret ediyor oluşu, gözlerimin dolmasına neden oldu. Bir aptal gibi hissediyordum ama canımı yakan bu değildi kesinlikle, nefret ediyordu. Bizden, benden...

Sonra fark edildim Seokjin hyung tarafından, Taehyung'u bırakıp ateş saçan gözleriyle bana baktıktan sonra koridorun diğer tarafına doğru yürümeye başladı, Taehyung da dolaba yaslanarak yere çöktü. Suratı dağılmış olabilirdi ama beni de dağıtmıştı, tamamen dağıtmıştı hem de. Düşünmem gereken birçok şey olabilirdi, Seokjin hyung gibi, ama ben kalbimin çıkardığı çatlama seslerinden başka bir şey duyamıyordum, onun olduğu tarafa doğru ilerliyordu ayaklarım, geri gitmek istiyordum.

Bakışları beni bulunca hızlıca ayağa kalktı, gözlerime baktı bir süre, hemen ardından da yanağıma. Bilemiyorum, ağlamayı kesmem gerekiyordu ama şu lanet şeyin bir düğmesi yoktu ki.

Northern Lights |vmin| ✓  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin