Krizz Kaliko (feat. Tech N9ne)- SpazNeredesin sen geri zekalı?"
Jungkook kapıyı açtıpında yaptığım ilk şey bağırmak olmuştu, iki gündür okula gelmiyordıu ve telefonda konuşurken hasta olduğundan falan bahsetmişti. İnanmadım. Çünkü eğer gerçekten hasta olsaydı benim onu aramami beklemeden o beni arardı ve saatlerce ne kadar kötü bir durumda olduğundan bahsedip ilgi isterdi, daha önce defalarca kez yapmıştı bunu.
Hastayım," diye homurdandı uykulu bir şekilde."Salak mısın? Kimi kandırabileceğini zannediyorsun sen Çabuk üzerini giyin, okula gidiyoruz!" Sabahın köründe kalkmıştım onu alabilmek için, eğer söylediklerimi yapmazsa çok kötü şeyler olacaktı.
"Ama-"
"Bugün tarih sınavımız var, aptal," diye söyledim "Ayrıca okuldan sonra basketbol antrenmanını İzleyeceğiz, karşı okulun takımıyla yapacaklar turnuvadan önce. Bizim spor salonumuzda olacak yani."
Baygın bakışlarla baktı bana. "Basketbolla ilgilenmiyorum! Tarih sınavından da kalacağım zaten!"
"Bana bak, annen nerede? Ne diye kandırdın kadını yine?"
"Sus, sus!" diye tısladı ve eliyle ağzımı kapadı. "Uyandıracaksın şimdi, zaten ağabey bozuntusu da hala burada." Elini çektiğinde karnına vurdum.
"O zaman yürü," diye tehdit ettiğimde oflayarak içeriye girdi, ben de botlarımı çıkarmaya üşendiğimden kapının önüne oturdum ve onu beklemeye başladım. Bu çocuğun ne problemi vardı, anlayamıyordum.
Jungkook döndükten sonra bir markete girip ona süt ve gofret aldım, aç olduğu zaman daha çekilmez oluyordu ama yemedi.
"Neyin var senin?"
"Ergenliğimi dorukta yaşamaya karar verdim sadece," diye homurdandı, o sırada gömleğinin düğmelerini iliklemekle uğraşıyordu. "Asi, ergen çocuk havalarında takılmaya karar verdim böylece Yoongi hyung benden uzaklaşacak. O olgun insanları sever, bende de bu potansiyel var olmadığından dolayı diğer seçeneğe yürümeye karar verdim."
"Ne diyorsun sen?" Onun mantik anlayışı kesinlikle çok saçmaydı hala bir şansı varken neden geriye adım atmak için çabaladığını anlayamıyordum.
"Bak," dedikten sonra derin bir nefes aldı ve bana döndü. Hoseok hyung bizi öldürecekti, ona haber vermemiştik. Bizi beklenniş olmalıydı. "Dostluğumuzun o şekilde bozulmasını istemiyorum, eğer bir şansımız olursa ve bir ilişkiye başladığımızda işler yolunda gitmezse arkadaşlığımız tamamen biter."
"Ama böyle davranarak da aynısını yapmış olmayacak mısın?"
Neşeden yoksun bir şekilde güldü. "Onunla birlikte olmanın nasıl bir şey olduğunu öğrenmediğim zaman her şey daha kolay olur benim için.
İç çektim, haklı olduğu noktalar da vardı elbette ama hiçbir zaman işlerin iyi veya kötü gideceğinden emin olamazdık zaten. Ve bunu görmek için cesaretli olmamız gerekirdi. Jungkook'un böyle şeyleri düşünebilecek kadar fazla sevdiğini bilmiyordum.
"Tamam," diye mırıldandım. "Ama Yoongi hyung sana değer veriyor, sırf daha iyi hissedeblmek için onu üzecek şeyler yapma."
"Daha iyi hissetmeyeceğim," dedi yavaşça. "Ve emin olabilirsin, sadece olduğum gibi davranacağım."
Bu cümlelerin altındaki anlamlar canımı yakmıştı.
*
Ders boyunca sabahki olayı düşünüp durmuştum ve sonraki ders, sınava da aynı şekilde girmiştim. Jungkook'u bu konuda suçlamıyordum kesinlikle, sadece bir şeyler yapabiliyor olmayı dilerdim.