LAF OLSUN

7.5K 500 48
                                    



Geçti o günler acıttı geçti
Sonunu boş ver başı güzeldi
Uzun bir yoldu haliyle yordu
Pişmanlığım yok bize değerdi ...

Bazen yani nerdeyse her seferinde Cengiz'i sevdiğim için kalbime saydırıp duruyordum. Ama öyle bir an geliyordu ki onun gibi birini asla bulamayacağımı düşünüp, tekrar tekrar ona aşık oluyordum.
Ona aşık olduğum için pişman değildim sadece acı çektiğim vakit kalbimi yerinden söküp çıkarmak istiyordum! O olmadan zaten kalbim atmıyordu ki.
Ben kurak çölde ki bir çiçektim oda suydu; o olmadan kuruyup ölürdüm. Her zerresine muhtaçtım.

Saat 16:15 gibi uçaktan inerken İstanbul'da olduğum için yüzümde oluşan gülümsemeyi eve gidene kadar yok etmedim. Bilindik topraklarda olmak gibisi yoktu.
Eve vardığımız gibi kendimizi duşa atıp yolculuk halinden çıkmıştık. Üstüme salaş beyaz gömlek ve kot şort giyerek saçlarımı kurutup topuz yaptım. Çalan telefonla beraber arayan kişinin kim olduğunu az olsa da tahmin ediyordum.

- Efendim?

- Kapıda bekliyorum çabuk dışarı gel.

- Tamam

Sonunda yüzleşecektik. Kaç haftadır görmediğim yüzünü özlerken, aramızda ki sorunları bir çözüme bağlamak istiyordum artık.
Elif'in odasına girip dışarı çıktığımı haber verip hızlı adımlarla merdivenlerden indim. çantamı askıdan alıp dışarı attım kendimi.

İşte o özlediğim yüz görüş alanıma girince derin bir nefes alıp verdim. Resmen ona olan özlemimden dolayı şuan burnumum direği sızlıyordu.
Kendime çekidüzen verip ön kapıyı açıp arabada yerimi aldım.

O söylemeden kemerimi takarken. Birşey söylemem gerekirmiydi bilmiyordum.

Arabayı çalıştırıp sessiz bir şekilde kullanan Cengiz'e bakarken o tersine hiç benim tarafıma bakma gereksiniminde bile bulunmuyordu.
Aramızın böyle soğuk olması hiç hoşuma gitmezken, diyecek bir lafımda yoktu. O böyle olmasını isterken ben ne yapabilirdim ki??
Araba sahil kenarında dururken ikimizde denizi izlemeye başladık. Bakışlarımı ona çevirip incelemeye başladım. Baya yorgun gözüküyordu! Göz altları büyük ihtimal uykusuzluktan dolayı hafifçe şişmiş, saçları her zamankinin tersine dağınıktı. Üstünde ki siyah gömleğin ilk iki düğmesi açık bırakılmıştı. Her haliyle muhteşemdi!

Vücudum bu anın etkisiyle terlerken arabanın kapısını açıp indim. ön tarafa ilerleyip arabanın kaportasına yaslandım.
Bu güzel manzara bile içimde ki sıkıntıyı geçirmiyordu. Arabanın içinde duran kişi huzuru bulmama izin vermiyordu.
Benden sakladığı tonlarca şeyi olduğunu tahmin ediyordum.
Beni sevdiğine dair hiç bir işaret göstermeyen bu adamın birden arayıp beni istanbula çağırması mantık işi değildi.
Bende salak gibi her istediğine boyun eğen biriydim.

- Ne zamandan beridir içki içen biri oldun?

Gelen ani soruyla bakışlarımı ne ara arabadan indiğini bilmediğim Cengiz'e çevirdim;

- Anlamadım?

- Diyorum ki içmeyi bilmiyorsan ne diye içki içiyorsun? Elif yanında olmasaydı oradaki piçlerin sana bulaşacağını tahmin etmedin mi hiç? Nasıl bu kadar sorumsuz biri olursun?

- 1 Hafta boyunca beni adam gibi arayıp sormayan sen şimdi de beni düşündüğünümü söylüyorsun. Ben sorumsuz biri olabilirim ama en azından senin gibi düşüncesiz değilim.

YÜREK SIZIM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin