Nasıl ki yaz kışa kavuşur...
Bizim de kavuşmamız öyle olur..(NUR YAKUT)
🍂🍂🍂🍂🍂🍂
Hatırlıyorum da ilk okul yıllarında baya kavgacı bir tiptim. Hatta sırf bu yüzden ilkokul ve ortaokul yıllarında hiç arkadaşım yoktu.
O Zaman'lar bütün sınıftaki hatta okuldaki her çocuktan nefret ediyordum. Çünkü; onların anne ve babaları vardı ve benim bir ailemin olmaması beni çok asi bir çocuk yapmıştı.Her okul çıkışı çocukları anne ve babaları almaya gelirken beni almaya teyzem geliyordu. Tabi çocuk aklı ne yapim? Küçük yaşta anne ve babasız kalmak beni epey yaralamıştı ama lise yıllarında artık herşeyi kabullenmiş ve yaşımın üstünde bir olgunluk sergileyip hem okul hayatımda hem arkadaş ortamımda baya başarılı olmuştum.
Teyzem hayatımda ki tek yakınımdı, bana hem anne hemde baba olmuştu. Üniversitenin ilk yılında onu da kaybedince tekrar dünyam başıma yıkılmıştı.
Hayatın hiç bir zaman bana güzel yüzünü göstermeyeceğine inanmaya başlamıştım. Sevdiğim herkesi benden almıştı.
Kuzey ve Elif sayesinde biraz bile olsa hayata bakış açım değişmişti yani onlar sayesinde gülebiliyordum. En azından hayatta hala beni bırakmayan kişiler vardı...Haftanın ilk günü Elif'in ve kuzeyin büyük ısrarlarına karşı okula gitmeye karar vermiştim. Elif'le beraber okula giriş yaptığım gibi bana bakan insanlar yüzünden suç işleyen küçük çocuklar gibi başımı önüme eğip yürümeye devam ettim.
- Maya kaldır başını böyle yaparak insanların saçma sapan düşüncelerini kabul etmiş oluyorsun. Unutma sen yanlış birşey yapmadın diyen Elif'le beraber cesaretimi toplayıp başımı kaldırıp dik bir pozisyonda yürümeye devam ettim.
Elif haklıydı ben düşündükleri gibi biri değildim ve böyle iğrenç şeyleri düşünen kişileri takarak hayatı kendime zehir edemezdim.
Geçen süre zarfında herşey unutulmaya yüz tutmuştu. Cengiz bu geçen süre zarfında birkaç kişiyle daha mahşet olunca ben günü birlik bir ilişki olarak gündemden düşmüştüm. Yani buna sevinsem mi üzülsem mi bilemiyordum!!Diğer günlerde böyle sürüp giderken vize haftası yaklaşmaya başlamıştı bu yüzden bütün okul gezme tozma işini bırakıp inek öğrenci moduna bürünmüştü. Tabi bu durum en çok benim işime yaramıştı çünkü; okuldan kızların yanıma gelip Cengiz hakkın da bana soru sormalarından gına gelmişti.
Sürekli aklımın bir köşesinde Cengiz varken bir taraftan da derslere odaklanmaya çalışıyordum. O her zamanki hayatına devam ederken ben onun hayatıma girmesiyle beraber başka boyutlara gitmiştim. Sizi sevmeyen birini sevmek aşkın en kötü yanlarından biriydi yani seçme şansınız yoktu. O sizi sevse de sevmese de siz ona deliler gibi aşık olabiliyordunuz!
Cengiz'le son karşılaşmamızın üstünden 2 hafta geçmişti ve ben bu süre zarfında sürekli evden okula gidip geliyordum, belki de yanılmıştım yani Cengiz'le benim beraber olmam için hiç bir umut yoktu. Bu acı gerçekle beraber kalbimin tam merkezinde koca bir sızı oluştu.
Başlamadan kaybetmiştim anlaşılan yani yine kaybeden ben olmuştum...
Elif'le evde oturmuş vizelere çalışıyorduk yani en azından çalışmaya çalışıyorduk sağolsun Elif ikide bir oflayıp önümde ki kitaplara odaklanmamı engelliyordu.
- Ya valla ders çalışmak bana göre değil, sıkıntıdan ölücem diyerek kafamı şişiren Elif sayesinde tamamen ders çalışma hevesim ölmüştü.
Tam Elif'e susması konusunda uyarıda bulunacaktım ki çalan kapıyla susup kapıyı açmaya gittim.
Kapıyı açtığım gibi karşımda kuzey ve Mehmet'i görmemle birlikte küçük bir şok yaşadım. Yani kuzeyin gelmesi birşey değildi de Mehmet'i hiç beklemiyordum.
- Eee hoşgeldin demek yokmu güzelim diyerek sırıtan kuzeye bakışlarımı çevirip kendimi girdiğim şaşkınlıktan çıkardım.
-hoşgeldiniz buyrun içeri diyerek elimle içeriyi işaret ettim.
- Kusura bakma kuzeyin ısrarıyla geldim. Habersiz gelerek rahatsız etmedik inşallah! diyerek konuşan Mehmet'e tebessüm etmeden duramadım.
- Ne kusuru iyiki geldiniz içerde bazı şahıslarda sıkıntıdan patlıyordu diyerek gülümsedim
- Kimmiş o sıkılan diyerek içerden gelen Elif kuzey ve Mehmet'i gördüğünde şaşırmış sonrada ikisini de öpüp içeri salona geçirmişti.
Bende mutfağa geçip çay suyu koyup salona geçtim.
Güzel bir sohbete başlayan Elif'leri gülerek dinliyordum. 3 aya yakındır tanıdığımız Mehmet hayatımızda güzel bir yer edinmişti. Yani gerçekten iyi biriydi ve bunu karşısında ki insanlara yansıtmaktan çekinmiyordu.- Keşke Cengiz'i de çağırsaydınıZ diyerek bakışları üstüne çeviren Elif'e küfür etmek istiyordum. Sırf benim ona olan duygularımı bildiği için böyle yaptığını biliyordum.
- Yoldayken aradım önemli işleri olduğundan gelemeyeceğini söyledi. Selam yollamayı ihmal etmedi ama. diyerek gülümseyen Mehmet'e tebessüm ettim.
CengiZin buraya gelme ihtimali olduğunu düşünmüyordum zaten sonuçta bizimle takılmak yerine barda oturup güzel kızlarla takılmayı tercih etmesi gayet normal birşeydi.
Göğsüme oturan öküzü yok sayıp çayı demlemek için mutfağa geçtim. Çalan telefonuma baktığım da tanımadığım numarayı görünce direkmen reddedip çayı demleyip bardakları hazırladım.
Yardıma gelen Elif'te çay yanında yenilmesi için kek ve kurabiyeleri tabaklara yerleştirip salona götürdü. Tekrar çalan telefonuma baktığımda yine tanımadık numarayı görünce oflayıp reddet tuşuna bastım.
Tanımadık numaralara cevap vermemek bende huydu. Elif tekrar mutfağa döndüğün de bana bakışlarından birşeyler söylemek istediğini anlamıştım.
Çayları doldurup ona dönüp- Hadi ne söyleyeceksen söyle içinde kalmasın diyerek gülümsedim. Bu lafıma karşı oda gülümsedi
- maya şe..şey diyecektim yani Cengiz Hakkı'nda aslında konuşmak istiyordum.
- Elif ortada konuşacak bir konu yok ki.
Cidden de ortada konuşulacak hiç bir konu yoktu yani ben salak gibi gidip ona aşık olmuştum ve devamı yoktu. Keşke bir ihtimalimiz olsaydı ama yoktu ve olmayacaktı da!
- Neden öyle diyorsun ki bence ortada bir konu var sonuçta sen Cengiz'i seviyorsun ve bu büyük bir konu diyerek gözlerini bana diken Elif'ten bakışlarımı alıp çay tepsisini alıp Elif'e döndüm,
- Artık sevmiyorum ve konu kapandı diyerek içeri salona geçtim.
Yani bence de artık boşuna kalbime işkence çektirmeye gerek yoktu yani tek taraflı aşk sonsuza kadar süremezdi.Benim arkamdan Elif'te gelip koltukta yerini alınca yarım kalan sohbete devam ettik. Mehmet kendi Hakkı'nda bizi bilgilendirirken meraklı şekilde onu dinliyorduk.
- Küçük yaşta Cengiz'le aramızda sözleştik ne olursa olsun asla ayrılmayacaktık. Tabi verdiğimiz sözleri tutmamız epey zor oldu ama başardık ve bu yaşa kadar hiç ayrılmadık.
- Neden zor oldu ki bir arada kalmanız diyerek lafa atlayan Elif'e göz devirmeden edemedim. Tamam bende merak etmiştim bu soruyu ama herkesin bir mahremiyeti vardı sonuçta.
- ailelerimiz ve yaşadığımız birçok kötü olay nedeniyle hep dostluğumuzun bitmesinin eşiğine geldik ama dostluğumuz tüm kötü olayların üstesinden geldi ve hala Cengiz'le en yakın dost hatta dosttan öte kardeşiz diyerek gülümseyen Mehmet'i gülümseyerek seyrettim.
Gerçek dostluk kazanmıştı demek ki ne güzel. İçimi ısıtan güzel bir hikaye anlatmıştı Mehmet ve bu hikaye şimdilik Mutlu sonla bitmiş gibiydi 😊
Birden çalan kapıyla beraber hızlı bir şekilde ayağa kalkıp kapıya bakmaya gittim.
Kapı deliğinden baktığım da kapıda bekleyen Cengiz'i görmemle birlikte olduğum yerde donup kaldım.
Tekrar çalan kapıyla beraber- aç kapıyı artık diyen Cengiz'in sesiyle beraber yaşadığım şok dalgası büyüdü...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜREK SIZIM (TAMAMLANDI)
ChickLit30:12:2019 #mafya başlığında 6.sırada #dram başlığında 12.sırada 04:01:2020 #aksiyon 23.sırada #mafya. 10.sırada #dram...