MUTLU SONSUZ

8K 500 60
                                    



Merhaba arkadaşlar, tüm bölümlerde hikayeyi hep mayanın ağzından dinledik; bu sefer biraz farklılık yapıp Cengiz'e söz Hakkı veriyorum 😊😘


Yanımda yatan meleğe bakarken, onu haketmek için Nasıl bir iyilik yaptığımı düşündüm. Ben koskoca Cengiz şahlaroğlu bir kız için dünyaları yakabilecek duruma gelmiştim.
   Öyle masum ve güzeldi ki onda gördüğüm bu güzellikleri başkasının farketmesinden korkuyordum. Sadece benimdi, bana aitti.

Çocuksu halleri, yeri geldiğinde asileşmesi ve en önemlisi Kocaman bir yüreğinin olması beni ona bağlamıştı.
   Ondan ayrı kalacağım süre zarfında kafayı yemem an meselesiydi.
Ondan uzak durduğum günler için kendime saydırıyordum. Böyle bir anın geleceğini bilseydim, onu bir saniye yanımdan ayırmazdım.
   Yıllar sonra tekrardan bir kalbim olduğunu hatırlamıştım. Nefes aldığımı hissediyordum. Fakat aldığım nefesi kursağımda bırakan şerefsizi bulduğumda ondan nefesini alacaktım.

Yatakta kıpırdanma olunca bakışlarımı yanımda ki güzelliğe çevirdim; yavaş bir şekilde gözlerini açıp etrafa göz attı sonrada o muhteşem bakışları bana döndü.
  Üstünde ki çarşafı daha da üstüne çekip vücudunun açık olan yerlerini kapattı.
  Utangaç hali bile baştan çıkartıcıydı.

- günaydın
Utangaç bakışlarla bana bakıp; günaydın dedi.
Elimi yüzüne yerleştirip alnına öpücük kondurdum.

- benden utanma!
Tamam dercesine başını sallarken bile üstünde ki utangaçlık gitmemişti. Yüzümde oluşan tebessümle yataktan kalkıp duşa girdim.
   Saat 9:30 du ve duruşma 12'de başlayacaktı. Bu mayayla son saatlerimizdi. İşte bu gerçek beni delicesine öfkelendirirken, ondan ayrı kalacağım düşüncesi kalbimin sıkışmasına neden oluyordu.

Duştan çıktığımda yatağın toplanmış olduğunu görünce, mayanın aşağıya indiğini anladım.
  Üstüme beyaz gömlek siyah takım elbisemi giyip aşağıya indim. Hazırlanmış kahvaltı sofrasını görünce yüzümde acı bir tebessüm oluştu. Maya bahçe kapısından dışarıyı seyrediyordu.

Yüzünde ki acı benim Canımı yakıyordu. Her ne kadar güçlü durmaya çalışsada, böyle bir durum karşısında güçlü durmak zordu.

- maya?
Bakışlarını bana dönerken yüzünde ki takma gülümsemeyi bana sundu. Son saatlerimizi iyi geçirmeye karar vermiştik. Maya da bu kararımızın arkasında duruyordu.

- hadi kahvaltı yapalım. Sonrada sizinkilerin yanına geçelim. Eminim herkes bizi bekliyordur. Kuzey ve Elif'te gelicekti.
   Tamam dercesine başımı salladım. Onunla konuşmaya çalışırsam, sonunda ikimizde içimizde ki acıyı dışa vuracaktık. Buda şu anlık iyi bir şey değildi.

Sessiz bir şekilde kahvaltımızı ederken ağzıma attığım her lokma adeta boğazıma takılıyordu.
  Kaç sefer böyle suçlamalara maruz kalıp içeri girmişliğim olmuştu, ama hiç biri bu sefer ki kadar zor olmamıştı.
  Hemde bu seferki suçlama epey büyüktü. Eğer masum olduğumu kanıtlayamazsam yıllarca içerde kalıcaktım.

Sessiz bir şekilde biten kahvaltıyı, hızlı bir şekilde beraber toplayıp dağ evinden çıkıp eve annemlerin yanına gitmeye başladık.

- nasılsın kızım?
Annemin mayaya sorduğu soruyla tüm bakışlar ona döndü. Yüzünde zoraki bir gülümseme oluşurken ellerinden bakışlarını çekip anneme baktı.

-iyiyim efendim.
  Keşke dedim keşke gerçekten iyi olsaydı. Benim yüzümden acı çektiğini bilmek adeta kendimden nefret etmeme sebebiyet veriyordu.

- hadi artık yavaş yavaş kalkalım. Mahkemeye geç kalmayalım bide.
Babamın sinirli sesiyle başımı tamam anlamında salladım. Bizim aile benim bu tutuklanma durumlarına alışıktı. Hatta duydukları vakit annemin yine mi başına bela açtın? Demesiyle yüzümde gülümseme oluşmuştu.
    Küçük cadı yanı biricik kardeşim Gamze'nin ağlamaya hazır haline zoraki bir şekilde tebessüm edip kollarımı açıp ona başımla gelmesini işaret ettim.
  Koşarak kollarımın arasına girip sıkıca sarılıp ağlamaya başladı.

- abi ne olur çabucak çık. Sen olmazsan kiminle uğraşıcam ben.

- haklısın seni benim gibi kimse çekemez. Bu yüzden elimden geleni yapıp en kısa sürede dışarı çıkıcam.

Kardeşimle aramda ki konuşmayı dinleyen annem ve maya ağlamaya başlarken kendime hızlı bir şekilde çekidüzen verip mahkemenin yolunu tuttuk.

Duruşma saati gelince herkes mahkeme salonuna toplandı. Ve gerçektende tutuklu yargılanmama karar verilince bakışlarım hızlı bir şekilde mayaya döndü. Yüzünden akan gözyaşlarını silip bakışlarını yere indirdi.
    Oysa ki ben ne olursa olsun bana bakmaktan vazgeçmesin istiyordum. Bileklerime takılan kelepçelerle mahkeme salonundan çıkartıldım.

Kapıda bekleyen herkesle tek tek vedalaşırken. Annem ve Gamze ağlayarak bana sarılırken herşeyin yoluna gireceğine dair onları sakinleştirmeye çalışıyordum.
  Mehmetin yanında Giray'ı görünce baya şaşırmıştım. Tam karşıma gelip elini bana uzattı;

- merak etme sen bunu da atlatırsın kardeşim! Seni en kısa sürede o delikten çıkartıcam için rahat olsun. Giray'dan böyle bir konuşma beklemezken yüzümde oluşan gülümsemeyle elini sıktım.

- sağol kardeşim sevdiğim herkes sana ve Mehmet'e emanet.

- gözün arkada kalmasın.

Sıra mayayla vedalaşmaya gelince içimi kaplayan mutsuzluğa mani olamadım. Gözlerine kara bulutlar çökmüş kadınıma bakıp bir iç çektim.
Bu kadar geç kavuşmuşken araya giren bu ayrılık hiç adil değildi.

- gözlerine kara bulutlar çökmesin, sonsuza kadar ayrılmıyoruz.kısa süreli bir ayrılık bu.
YüZünde hüzünlü bir tebessüm oluştu. Tam karşıma geçip içime huzur veren sözleri söyledi;

- hikayemizin Mutlu sonla bitmesini istemiyorum çünkü bizim için bir son olacağı düşüncesini kabul edemem. Bizim hikayemiz Mutlu sonsuz olacak....

YÜREK SIZIM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin