ÖKÜZ

7.4K 497 119
                                    


Görürsen benim kadar seven; durma git....

1 hafta sonra:

Bara gitmemizin üstünden tam 1 hafta geçmişti, cengiz o gecenin sabahı beni ararken, telefona cevap vermemiştim.
  Ondan sonra üst üste tonlarca kez aramıştı yine cevap vermemiştim. Cidden bu sefer kararlıydım yani bana değer vermeyen birine ne zamana kadar kul köle olabilirdim ki?

Deliler gibi merak etmeme rağmen, bu sefer gururumu dinleyip hiç birşey yapmadan duruyordum.
   Bu aşk masalında belki de sona gelmiştik, aslında masallarda yaşanan hiç birşey olmamıştı ama sonuçta konu gerçek hayat olunca işler değişiyordu.

Saat akşam 8'e gelirken Elif'i de alıp bara gitmiştim. Hayatım da içki içmeyen ben, bugün kafayı bulmak istiyordum.
Küçük bir bara girerken Elif'i içmemesi konusunda uyarmıştım. Bu gece sadece ben içecektim, Elif'te bana bekçilik edecekti.
Kimseye yem olmak istemezdim, bu yüzden Elif yanımda durup bana destek olucaktı.

- Maya cidden içki mi içeceksin?

Elif hala içki içeceğime inanmıyordu! barmenden en sert içkiyi vermesini isterken elife dönüp sırıttım.

- Bak bakalım içiyormuyum?

- Canım senin bünyen alışık değil içkiye! Kötü olursun.

- Sakin ol en fazla ne olabilir ki? Bırakta bu gece bir süreliğine de olsa Cengiz'i unutayım. Olur mu kardeşim?

- Off maya! Tamam ama bu geceden sonra asla ağzına sürmeyeceksin tamam mı? Yani içeceksen de eğlencesine içersin anlaştık mı?

- Tamam bebeğim

Önüme konulan bardakta ki içkiye bakarken, iğrenç bir kokusu olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
İlk aldığım yudumla beraber boğazımda oluşan yanmayla gözlerimi kapattım. Cidden iğrenç birşeydi. En kolayını yapıp burnumu kapatıp bardakta ki içkiyi kafama diktim.

- Oha maya ne yapıyorsun? İçki öyle mi içilir? Midene dokunacak. Manyak mısın kızım?

- Merak etme iyiyim birşey olmaZ.

Elif'ten bakışlarımı alıp barmene elimde ki boş bardağı sallayıp

- tazele! dedim

Önüme konulan ikinci bardaktan büyük bir yudum alırken başım hafiften dönmeye başlıyordu. Nedense şuan ki halim o kadar komik gelmişti ki.

- Maya neye gülüyorsun allah aşkına? Bak hadi gidelim artık ikinci bardakta kafan gitti senin!

- Kafam gayet yerinde sadece kendi halime gülüyorum. Ne kadar zavallıyım baksana! Beni sevmeyen bir adam uğruna kendimi ne hallere sokuyorum.

Bunu söylerken kahkaha attım.

Biliyor musun Elif seni seviyorum dediğin de hiç şüphe etmedim ondan. Benim için öl dese gözümü kırpmadan canımı verirdim onun için.

Gözlerim dolmaya başlarken elimde ki bardağı hızlı bir şekilde tekrar kafama diktim.

- Maya bak kendini böyle üzme. Kaybeden o oldu.

- Onun gibiler asla kaybetmez Elif, çünkü kaybedecekleri hiç birşeyleri yoktur! Sırf bu yüzden belki de beni sevmedi!

Gözyaşlarım akmaya başlarken üçüncü bardağımı içmeye başlamıştım.

Kafam feci bir şekilde dönerken, Elif'in söylediği çoğu şeyi duymuyordum artık. Çalan telefonumla beraber ekranda gözüken öküz yazısıyla gülmeye başladım.

- Elif baksana öküz arıyor. Ya ne zamandan beridir öküzler telefon kullanıyor? Hayvanların telefon kullanabildiğini bilmiyordum.

Ciddi şekilde kafam gitmişti, saçma sapan konuşup söylediğim şeylere gülüyordum.

- Maya ver telefonunu açim arayan Cengiz!

- Bir insan neden sevmediği birini arar ki? Bence yanlışlıkla aramıştır.

3. seferde çalan telefona güç bela cevap verirken elifin bakışları üstümde geziniyordu.

- Alo buyrun kimi aramıştınız?

- Sen nerdesin? O lanet telefona neden cevap vermiyorsun?

- Kusura bakmayın cengiz bey ama sesinizi pek alamıyorum bu arada hayırdır yanlışlıkla aradınız galiba? Yani malum sizin merak edip beni aramak gibi bir huyunuz yoktur!

- maya ne saçmalıyorsun? Sarhoş musun sen? Ne diye zıkkımlandın! Kim var yanında.

Cengizin öfkeli sesiyle telefonu kulağımdan uzaklaştırdım. Elifin kaşları çatılırken, cengizin bağırdığını tahmin etmişti.
Tekrardan telefonu kulağıma yanaştırdım.

- Sanane canım öyle istedi.

Etrafta bakışlarımı gezdirirken sırıtmaya başladım.

Cengiz valla burda baya kişi var. Yalnız değilim yani için rahat olsun. Sen beni umursamayıp tek bırakabilirsin belki ama beni yalnız bırakmamak için can atan tonlarca kişi var.

- Maya oraya gelirsem ilk başta o şerefsizleri daha sonrada seni gebertirim. Duydun mu beni? Şimdi telefonu elife ver çabuk.

Yüzümü asarken, telefonu fırlatırcasına elife attım.

- Ben dans edicem, telefonda ki manyak senle konuşmak istiyor.

Elif hızlı bir şekilde telefonu alıp Cengiz'le konuşmaya başlarken. Ben yerimden kalkıp kendimi piste attım.

Ayık kafayla yapmayacağım herşeyi şimdi yapıyordum. Büyük ihtimal yarın sabah çok kötü bir halde olacaktım. Ama şimdi pişmanlığa dair en ufak bir his yoktu içimde.
Bir süre sonra Elif kollarıma yapışıp beni dışarıya çıkartırken küçücük çocuklar gibi mızmızlanmıştım.
Arabaya yerleştirip kemerimi takarken bende koltukta iyice yerime kurulup gözlerimi uykuya kapattım...

Başıma giren büyük Ağrıyla beraber gözlerimi zar zor açarken nasıl yatağıma geldiğimi düşündüm.
Üstümde ki pijamaları bakınca elbisemi Elif'in çıkardığını umdum.
Dün gece neler olduğuna dair en ufak bir fikrim yoktu! En son ikinci bardağı kafama diktiğimi hatırlıyordum.
Odamın kapısı açılırken içeriye giren Elif'le beraber soru dolu bakışlarımı ona çevirdim.

- Uyanmışsın. Nasılsın bakalım? Nasıl hissediyorsun kendini?

- Resmen tır çarpmış gibiyim. Başım çatlıyor. Dün gece neler oldu. İnşallah fazla rezil etmemişimdir kendimi!

- Yani saçma sapan gülmeni onun ardından salya sümük ağlamanı bide Cengiz'le telefonda konuşurken onu delirtmeni saymazsak eğer pekte birşey yapmadın.

Gözlerim fal taşı gibi açılırken Cengiz'le konuştuğuma dair en ufak bir şey aklıma gelmiyordu.

- Cengiz'i mi aradım? Kahretsin neden engel olmadın bana? Ne söyledim ona

- Sen aramadın o seni aradı. Bugün İstanbul'a dönüyoruz. Burda ki tatilimiz bitti.

- Ne saçmalıyorsun Elif? Cengiz ne dedi? İstanbula gitmekte nerden çıktı?

- Cengiz beyin emri bu yönde. Eğer bugün İstanbul'a dönmezsek o buraya gelecek ve hiç iyi şeyler olmayacağı konusunda uyardı. Aslında dün akşam o geliyordu da zor engelledim.

- Kahretsin! Şimdi napıcaz?

- Valla benlik bir durum yok sen gidip Cengiz'le yüzleşeceksin! Beni bulaştırmayın olayınıza! Hem dün gece telefonda resmen kükredi ödüm koptu.
İstanbula gidicez sende Cengiz'le aranda ki sorunu konuşup halledeceksin. Yani inşallah halledersin!

- Sağol Elif çok destek oldun ya.

- saat 3'te uçağımız var valizini ona göre hazırla

Odamdan çıkıp giden Elif'in arkasından şaşkın gözlerle bakarken İstanbul'a gidince Cengiz'le karşı karşıya geleceğimizde neler olacağı konusunda baya endişeliydim,

YÜREK SIZIM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin