AŞKINI HELAL ET

7.2K 451 165
                                    



Ölümün bir son olduğunu asla düşünmemişimdir, hem insan ölünce sadece derin bir uykuya dalıyor!
Uyanmamak üzere kapatıyor gözlerini.
Asıl sorun ne biliyormusunuz? Asıl sorun ölünce arkanızda bıraktığınız insanlarda! Sevdiğimiz insanları arkamızda gözü yaşlı, kalbi kırık bırakmak koyuyor...

Bu yaşıma kadar hiç ölmekten korkmadım sonuçta ölünce anne ve babama kavuşacaktım. Ama artık korkuyorum çünkü bebeğimi kucağıma almadan son nefesimi vermek istemiyorum.
Hem Cengiz'i bırakamam ki; onunla yapacağım tonlarca şey var. Daha el ele tutuşup dışarda yürüyemedik, birbirimize hediyeler alamadık. Beraber çekilmiş düzgün bir fotoğrafımız bile yok.
Bağıra çağıra ona aşkımı haykıramadım...

Sahi konu yine Nasıl ölüme geldi bilmiyorum. Sadece ne Zaman mutlu olsam o anda bu ölüm düşüncesi aklıma gelip tüm huzurumu kaçırıyor. Belki de mutlu olabileceğime inancım olmadığı için böyle oluyor.
Bu zamana kadar sürekli Mutlu olmamam için kaderin bana oyunlar oynadığını düşünüyordum. Birden herşey böyle yolunda gidince insan korkmadan edemiyor!
Düğüne 2 hafta kalmış ve herkes bir telaş içindeydi. Davetiyeler, düğüne gelecek kişilerin listesi, düğün yeri ve daha bir sürü şeyle uğraşıp duruyorlardı.
Bana gelecek olursak sadece izlemekle yetiniyordum. Yani bu durum işime geliyordu aslında. Bebeğimi yormak istemiyordum. Cengiz düğün işlerine zaten hiç elini sürmüyordu. Pek yüzünüde görememiyordum. Sürekli işe gidip yoğun bir şekilde çalışıyordu.

Kendini neden bu kadar yorduğunu tahmin edebiliyordum, düğün gününe kadar bütün işleri halledip bir sorun çıkmamasını istiyordu.
Ona yardım edememek epey sıkıyordu canımı. Olan herşeyi sadece izliyordum. Offff yani gıcık bir durum içerisindeydim.
Elif'lerle beraber kalmaya tekrar devam ediyordum. Yani Cengiz'le evlenene kadar en iyisinin böyle olacağını düşünüp tekrar geri dönmüştüm evime. Tabi Cengiz beyi ikna etmek baya zor olmuştu ama azıcık yalvarmam karşılığında izni koparmıştım.

Koltukta ayaklarımı uzatmış dizi izlerken çalan telefonumla birlikte büyük bir off çektim, dizinin en güzel yerinde böyle bölünmesi sinir ediyordu beni.

- alo

- maya benim kuzey!

- kuzey bu numara kimin? Numaranımı değiştirdin sen? Hem neden aramalarıma cevap vermedin? Seni çok merak ettim iyimisin? Nerdesin?

- tamam yavaş gel. Soru bombardımanına tuttun resmen! İyiyim öyle şehir dışındaydım. Kafa dinliyordum. Sen nasılsın yani sen ve Bebek Nasıl?
Yüzümde oluşan gülümsemeyle elim karnıma giderken, kuzeyin tekrar böyle cana yakın konuşması sayesinde rahatlamıştım.

- iyiyiz sadece seni özledim, eski halimizi özledim. Nerdesin kardeşim? Bu kadar ara yetmedi mi?

- aynen bence yetti. Hadi gel her zaman gittiğimiz sahil kenarında ki cafede buluşalım. Elif'e de söyle oda gelsin. O cadıyı da özledim.

- neden eve gelmiyorsun ki? Cengiz'in tepki vermesinden korkuyorsan, merak etme hiç birşey diyemez. Sonuçta kardeşimle aramdaki ilişkiye karışamaz.

- maya Cengiz ne söylese haklı, benim yüzümden çok üzüldün şimdi Bırakta kendimi affettireyim! Hadi Elif'i de al gel.

- tamam görüşürüz

-görüşürüz canımın içi.

Koltuktan kalkıp hızlı bir şekilde merdivenleri ikişer ikişer çıkarken elim karnımda duruyordu. Her an bebeğimi hissetmek onu koruma iç güdüsüyle elim karnıma gidiyordu.
Elif'in odası bodoslama dalarken Elif'in tiz çığlığıyla kulağımı tıkadım.

YÜREK SIZIM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin