Lissanna

502 69 125
                                        

Tune artık sinirimi bozmaya başlamıştı.

Gray olduğuna emindim ama kanıt lazımdı. Sadece tek bir kanıt...

Bickslowu öldüren her kimse intikamımı alacaktım. En azından ölmeden önce onu da yanımda götürecektim.

Yaklaşık bir haftadır Gray ve Juviayı gözetliyordum. Oysa ki hiç bir şüpheli davranış sergilememişlerdi.

Defterimi açıp tüm şüphelilerime baktım. Teoriden başım ağrımıştı ama çok iyi bildiğim bir şey vardı.

Gray, Tune olmasa bile sırf ölmemek için Bickslowu öldürmüştü.

İki kişiden biri ölmeliydi öyle değil mi? Peki ya bu yüzden insanlar birbirini öldürmeye başladıysa?

Örneğin Cana'nın Lucy ve Natsunun evinde ölmüş olması tesadüf müydü? Yoksa ölmemek için öldürülen biri miydi Cana?

Tabi buna dair de bir kanıtım yoktu. Saçma bir oyuna mantık bağlamakla hata ediyorduk en başından.

Bana bir kanıt lazımdı. En azından o kanıtla tekrar polise gitmeyi deneyebilirdim.

Ceza almak falan pek umrumda değildi çünkü sıra bendeydi öyle değil mi?

Aslında sıra ne kadar bozuldu dense de Tune hala aynı sıraya uymuştu.

Benim ise tek yapmam gereken kanıt bulmaktı. Polis karakoluna elimi kolumu sallayarak girip dosyaları karıştıramayacağımın gayet tabi farkındaydım.

Ben de en mantıklısını yapacaktım.

Evin önünde kimse olmadığını fark edince rahat bir nefes alıp eve doğru ilerledim.

Evde birileri olduğunun farkındaydım ve bu beni avantajlı duruma getiriyordu. Evde biri varsa açık bir pencere de vardır.

Etrafta açık bir pencere arayıp mutfak tarafında bulunca etrafı iyice kontrol edip içeriye girdim.

Şuan evin içinde yakalansam çok kötü sonuçlanacağının farkındaydım. Ama artık risk almam gerekiyordu. Tutuklanmak ölmek kadar korkunç bir son değildi.

Eve girdiğim andan itibaren sesleri dinledim. Hiç ses gelmemesi beni tedirgin etsede üst kata çıkmaya başladım.

Yoksa evde değil miydiler?

Geçtiğim tüm odalara kenardan bakıp kimse olmadığını fark edince ilerlemeye devam ettim. Gideceğim odanın hangisi olduğunu gayet iyi biliyordum.

Bir kez daha buraya grup projesi yapmak için gelmiştim.

Odayı boş bir şekilde bulunca daha da rahatlıyarak içeriye girdim. Dava dosyası tahmin ettiğimden daha kolay bulmuştum.

Masanın üzerinde resmen onu almam için yalvaran bir şekilde duruyordu.

Dosyayı alıp kapıya doğru ilerledim. Dolaptan küçük bir takırtı gelince ürkerek koridora çıktımm

Aceleyle evden çıkmam gerekirdi. Mutfağa geldiğimde açılan dış kapı ile affalladım.

Zeref telefonda konuşarak içeriye girmişti. Camdan kendimi nasıl attıysam ayağım takılmış, otlara yüz üstü çakılmıştım. Ağrıyan dizimi umursamayarak koşmaya başladım.

Evden yeterince uzaklaşınca etrafı kollayıp yere oturdum.

Dava dosyasını açıp bakmaya başladım.

Ölenlerin listesine gelince durup okumaya başladım. Bir kaç bir şey okusamda anlayamamıştım.

Liste elimden aniden çekilince affalayıp karşıya baktım.

"Burada ne işi-" diyecekken dondum kaldım. Olamaz... O olamazdı değil mi?

"Tune?" dedim titrek bir sesle. O ise yüzünde alaylı bir ifadeyle listeye bakıyordu.

Tekrar bana baktığında gülümsemesi yüzüne yayıldı.

"Teşekkürler Liss. Beni bunu alma zahmetinden kurtardın." dedi.

Arkasından gelen kişiyle korkum iyice arttı artık etrafta kaçacak yer aramak için bakıyordum.

"Tam tahmin ettiğim gibi. Cana ölmemiş." dedi Tune. Buna şaşıracak zamanın olmadığı için ayağa kalkıp direkmen otoyola doğru koştum.

Ta ki biri saçımdan sertçe çekip kafamı yere çarpmamı sağlayıncaya kadar.

Oflayıp elimi kafama attım.

"Lanet olsun." diye mırıldandım.

Tune nin kim olduğunu görünce artık hiç bir yolum olmadığını anlamıştım.

Zeka, güç ve beceri bakımından üst düzey biriydi. Ben Tuneyi yenemezdim...

Ama hiç bir şey yapmadan ölmeyecektim. Kenardaki taşı alıp sertçe üzerime eğilen kişinin başına vurdum.

Yarın okula kafasında bir yarıkla gidecekti...

Belki birileri bulurdu-

Boğazıma sokulan şeyle nefesim kesildi gözlerim fal taşı gibi açıldı. Ağaç dalını boğazıma vahşice sokarken Son kez Tune nin gözlerine baktım.

Pişmanlık yoktu. Arkadaşlarını öldürmesine rağmen pişman değildi.

"İyi yolculuklar Liss." dedi ve ayağa kalktı.

Kan içime akarken boğularak gözlerimi yumdum.

Acı tamamen giderken mutlu olmaya başladım. Bickslow, ben geldim...

Finale bir iki bölüm...

°TUNE°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin