iwaizumi; kot montunu, anahtarını ve telefonunu alıp evden fırladı. kapıyı bile kilitlemeden ezbere bildiği sokaklardan koşarak geçmeye başladı. aldığı telefonla sinir katsayısı yükselmiş, şu an pek düşünmeden hareket ediyordu. oraya gidip ne yapabilirdi ki?
lisede profesyonel olarak spor yaptığından dayanıklıydı ve koşunca pek yorulmadı. üniversitede ilk yılında da devam etmişti fatkat sonra lisedeki gibi okulla voleybolu aynı anda yürütemediğini fark etti. arada hobi olarak hâlâ yapıyordu.
oraya sonunda vardığında, kendi hazırladığı afişin önünde bir adam gördü. kendisinden 4-5 santimetre uzundu ve kahverengi saçlarının özenle hazırlandığı belliydi. çikolata rengi gözlerini afişe dikmişti. koyu kahverengi pantolonu, beyaz gömleğinin üzerine giydiği bej rengi kazağı ve lacivert trençkotuyla gerçekten çok hoş görünüyordu.
oikawa, onu inceleyen iwaizumi'yi fark etti.
"neden röntgenlediğinizi sorabilir miyim?"
bu soruyla iwaizumi toparlandı, "neden afişimi kaldırmak istediğinizi sorabilir miyim?"
"aa, sen miydin." oikawa afişe bakmayı kesti ve iwaizumi'ye dönüp gülümsedi. "söylesene ben geldim diye, iwa-chan."
iwaizumi şok içinde konuştu. "bu ne samimiyet? ayrıca adımı nereden biliyorsun?"
oikawa kıkırdadı. "şuraya yapıştırdığın özensizce hazırlanmış afişte adın yazıyor, iwa-chan."
"özensiz derken?"
"muhtemelen bunu astığından beri ben dışında kimse aramamıştır değil mi? neden acaba?" oikawa, birkaç adım yaklaştı. "iki arkadaşım yeni market açacak, onun ilânını asacağım. markette çalışmayacağım ama harika olduğum için bu özel görevde beni seçtiler. muazzam bir arkadaşım yahu!"
iwaizumi, sinirden ne yapacağını şaşırdı. onun gibi zevzek adamlardan ölesiye nefret ederdi ve şu an bir tanesi tam karşısındaydı. ona dalmamak için kendini zor tutuyordu. "bence seni kullanıyorlar ama neyse." nedense başka cevap verememişti iwaizumi.
"çok kabasın!" oikawa az önceki hâlinden farklı olarak şu an çocuk gibi görünüyordu.
"neden başka yere asmıyorsun?"
"ama afişte yaptığın iyi bir şey var," oikawa, onu takmadan tekrar afişin olduğu kısıma yaklaştı ve inceledi. "kendi fotoğrafını eklememişsin. yoksa benden de telefon alamazdın."
"adın ne senin?" iwaizumi'nin sinirden gözü seğiriyordu.
"oikawa tooru. ama bana kısaca harikawa diyebilirsin." oikawa göz kırptı.
"cidden çok pislik bir adamsın, bokkawa."
"bokkawa ne ya! çok kabasın!"
iwaizumi derin bir nefes verdi. o afişi oradan kaldıramazdı. bunu önce konuşarak hâlletmeyi düşünüyordu. iwaizumi tam konuşacakken oikawa ondan önce davrandı.
"iwa-chan, bir fikrim var. ben grafik tasarım okuyorum. yani sana çekici bir afiş hazırlamanda yardımcı olabilirim."
iwaizumi, bu fikri sevdi fakat oikawa'ya güvenip güvenmemek konusunda kararsızdı.
"tabii, bir şartla yardımcı olurum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
teacher ⎯ iwaoi
Fanfictioniwaizumi, para kazanmak için ders vermek istemektedir. bir hafta sonra sonunda telefonu çalınca onu arayan kişi oikawa'dır.