"oikawa,"
"hm?" oikawa, çantasından tabletini çıkarmış afiş yapmak için en iyi programı arıyordu. kendisinden o tür programlardan bir sürü vardı.
"şu afiş işini yapmasak?"
oikawa, hızlıca kafasını tabletten kaldırdı. "niye ya iwa-chan? yoksa benimle arkadaş olmak istemiyor musun?"
iwaizumi, oikawa'nın şartını hatırladı. eğer arkadaş olurlarsa afiş konusunda yardımcı olacaktı. oikawa'nın şartı buydu.
"hayır öyle değil, vazgeçtim."
"bir şey soracağım; senin paraya mı ihtiyacın var?"
"aslında ailem bana para gönderiyordu ama son günlerde bazı sorunlar yaşadık. bu nedenle de para göndermeyi bıraktılar. bankada falan param var ama şimdiden iş bulmalıyım."
oikawa, iwaizumi ve ailesinin ne tür bir sorun yaşadığını düşündü. "ne oldu ki?"
"önemli bir şey değil. hadi kalkalım."
oikawa, bunu bekliyormuş gibi kabanını giydi. boynuna da atkısını taktı ve çantasından cüzdanını çıkardı.
"ben öderim." dedi iwaizumi, o da kalkmış ve montunu giymişti.
"sen sus fakir."
"kapa çeneni beyinsiz." iwaizumi önden gitti ve hesabı ödedi. oikawa, "nasıl olsa sonra öderim." diye düşünüp fazla ısrar etmedi.
kafeden çıktılar ve ikisi de metroyla gideceği için birlikte yürümeye başladılar. "dur,"
"ne var?"
"şu bakkala uğramam gerek."
küçük bakkaldan içeri girdiklerinde oikawa alışverişini yaparken iwaizumi de etrafı inceliyordu. arada oikawa'nın neler aldığına da bakıyordu. küçük bir yer olmasına rağmen çok malzeme vardı. oikawa, çantasını karıştırırken iwaizumi ellerinin ne kadar güzel olduğunu düşünüyordu. parmakları uzun ve inceydi.
satıcının fiyatı söylemesiyle iwaizumi kendine geldi. "tekrar hesaplayın lütfen."
"anlamadım?" satıcı, şaşkınlıkla sordu.
"yanlış hesapladınız, tekrar hesaplar mısınız?" iwaizumi, kendinden emin bir ses tonuyla konuştu. satıcı özür dileyerek daha düşük bir fiyat söyledi.
yürümeye devam ederlerken oikawa, çantasına aldığı şeyleri sıkıştırıyordu. "sen olmasaydın kazıklanmıştım, iwa-chan."
"matematik öğretmenliği okuyorum, sinirim bozuldu o yüzden."
"ben de lisede matematikte sınıf birincisi olmuştum bir kere."
iwaizumi cevap vermeyince oikawa devam etti, "aslında ben çok zekiyimdir ama bir anlık dikkatsizlik işte."
***
"ya sen ciddi misin? beyinsiz misin ya?"
"çok ayıp, iwa-chan."
"hayır, madem evine gitmek için öbür taraftan metroya binmen gerekti neden benimle geldin?"
"seninle daha çok vakit geçirmek istedim iwa-chan." oikawa sırıttı. birlikte iwaizumi'nin evinin önüne kadar gelmişlerdi ve oikawa evinin orada olmadığını ısrarla söylememişti. "neyse, ben eve döneyim o zaman."
"zaten yorgun gözüküyorsun. hazır gelmişken biraz benim evimde takılmak ister misin?"
iwaizumi, karşısındaki zevzek, ukala, sinir bozucu adama neden böyle bir şey teklif ettiğini kendisi de bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
teacher ⎯ iwaoi
Fanficiwaizumi, para kazanmak için ders vermek istemektedir. bir hafta sonra sonunda telefonu çalınca onu arayan kişi oikawa'dır.