oikawa, öpüştüklerinden beri pek konuşmamıştı. iwaizumi ise bu anın tadını çıkarıyordu. yine de sonunda oikawa'nın keyfi yerine gelmişti.
eve geldiklerinde iwaizumi karşısında gördüğü ev yüzünden şoka girmişti, bu nedenle de oikawa'nın kapının önündeki güvenlikle konuşmasını duyamamıştı. hayatında ilk defa bu kadar büyük ve güzel bir ev görüyordu. hafa karanlık olduğundan tam renklerini anlayamıyordu ama yine de hoşuna gitmişti. içeri girdiklerinde iwaizumi'nin şoku ikiye katlandı. renkler uyum içindeydi ve eşyalar yepyeni ve kaliteli gözüküyordu.
"merhaba," tooru, annesine sarılmayı bıraktı ve diğer akrabalarına yöneldi. o sırada iwaizumi ve oikawa'nın annesi ufak bir sohbete dalmışlardı. iwaizumi karşısındaki güler güzlü kadını çok sevecen buldu. tooru saçlarını annesinden almıştı. aynı onunkiler gibi yumuşak görünüyorlardı.
"akira ve takeru nerede?"
"takeru uyudu, akira odasında."
tooru'nun annesi ısrar etse de aç olmadıklarını söylediler. arabada yeterince tıkınmışlardı. cenaze işlemlerine ertesi gün başlayacakları için dinlenmeye gittiler. tooru'nun annesi, tooru'dan iwaizumi'ye misafir odasını göstermesini söylemişti. iwaizumi orada kalacaktı.
akira'nın odasına gittiler. "girebilir miyiz?"
"girdiniz zaten." tooru kuzeninin tepkisinden hoşlanmamıştı. memnuniyetsiz bir ses tonuyla cevap verdi. "hiç mi özlemedin beni?"
"hayır." kunimi her zamanki gibi bıkkın bir şekilde bakıyordu.
"yarın konuşacağız seninle." kunimi'den cevap vermeyince odadan çıktılar. iwaizumi odayı ve kunimi'yi tam görememişti.
"şimdiki gençler böyle." iwaizumi, oikawa'nın sinirli hâlinin sevimli olduğunu düşündü. "kaçıncı sınıfa gidiyor?"
"lise son."
"benim kardeşim de öyle." uzun koridorun en sonundaki odaya doğru gidiyorlardı. "bir gün tanıştırmalıyız."
"yoruldun, değil mi?"
"doğal olarak."
"şimdi yorgunluğunu alırız." oikawa sırıttı. iwaizumi onu dövemeyecek kadar yorgundu. sonunda koridor sonundaki odaya geldiler.
"burası senin odan mı?" oda genişti ve mavi tonları hakimdi. çalışma masası, iki kişilik bir yatak, ikili koltuk, televizyon, dolap ve sehpa gibi birçok şeyin sığabileceği kadar büyüktü. duvarlarda uzaylılar ve uzay hakkında bir şeyler asılıydı. "odan büyükmüş,"
"öyle galiba. çok uzun zamandır gelmedim buraya."
"yorgunluğumuzu nasıl alacağız?"
oikawa tekrar sırıttı. "bekle ve gör."
masaüstü bilgisyarını açıp sandalyeye oturdu. iwaizumi'yi de yanına oturttu. iwaizumi iyice meraklanmıştı. bazen aklından neler geçtiğini anlayamıyordu.
"gerçekten ateş ve su mu oynayacağız?"
bir iki saat aralıksız ateş ve su oynandılar. iwaizumi cidden daha iyi hissetmeye başlamıştı. birkaç kez kavga etmişlerdi ama ikisi de çok mutluydu.
oikawa, iwaizumi'ye birlikte uyumayı teklif etti. o geceyi birlikte geçirdiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
teacher ⎯ iwaoi
Fanficiwaizumi, para kazanmak için ders vermek istemektedir. bir hafta sonra sonunda telefonu çalınca onu arayan kişi oikawa'dır.