"neyini açıklayayım?" oikawa aslında yalan söylemekte o kadar da kötü değildi ama o an sesi titremişti.
"bu sensin değil mi?" iwaizumi, telefonu tekrar masaya bıraktı ve açıklama bekleyen öğretmen gibi ona baktı.
"evet." eşyalarını toplayıp başka bir şey demeden kalktı. çok stresliydi ve kötü hissediyordu. ağlayacak gibiydi ve bunun görülmesini istememişti.
"dur!" iwaizumi, peşinden bağırdı. pek uzaklaşmamıştı zaten. oikawa ona döndü. "hesabı ben öderim demiştin." dedi iwaizumi.
***
"nereye gidiyorsun?"
"nereye mi gidiyorum? seni neden ilgilendiriyor?" oikawa gerginlikten pek ne söylediğini bilmiyordu. amacı terslemek değildi aslında.
"insanlara engel oluyoruz." bir mağazanın önünde dikiliyorlardı. iwaizumi, oikawa'yı kolundan çekiştirip tuvalete götürdü. tuvalette başka kimse yoktu.
"yüzüme bak artık."
oikawa, iwaizumi'nin yüzüne baktı ama hâlâ çok utanıyordu. "seni seviyorum." iwaizumi'nin dalga geçtiğini düşündü ama iwaizumi çok ciddiydi. "ben de seni, anlamışsındır zaten." oikawa mesajlara gönderme yaptı.
iwaizumi, dayanamayıp ona sarıldı. bir süre öyle kaldılar. oikawa'nın parfüm kokusu, iwaizumi'ye çok güzel geliyordu ve ayrılmak istememişti. "neyse, hadi gidelim. bekle, niye ağlıyorsun be?" iwaizumi sert bir tepki verse de endişelenmişti. "acaba sarılmasa mıydım?" diye bile düşünmüştü. tüm suçu kendisinde buldu.
"nereye gidiyoruz?" oikawa gözyaşlarını sildi.
"evime."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
teacher ⎯ iwaoi
Fanficiwaizumi, para kazanmak için ders vermek istemektedir. bir hafta sonra sonunda telefonu çalınca onu arayan kişi oikawa'dır.