oikawa ve iwaizumi, sinemadan atıldıklarından beri alışveriş merkezindeki bir tane kahvecide oturuyorlardı. uzun süre oturabilmek için aldıklarını yavaş yavaş içiyorlardı. iwaizumi, suyun dört lira olduğunu görünce çıkmak istemişti ama oikawa "bu sefer benden," diyip onu zar zor ikna etmişti.
"tek mi yaşıyorsun?" bu sefer konuşma başlatan iwaizumi'ydi.
"evet, evime gelebilirsin yani." oikawa göz kırpınca, iwaizumi ona eline gelen ilk şeyi yani atkısını ona fırlattı. "acıttın, iwa-chan."
bir süre havadan sudan sohbet ettiklerinde birbirleri hakkında daha çok bilgi sahibi oldular. bir süre sonra oikawa, matsukawa ve hanamaki'ye mesaj attı. ikisi de oikawa'ya görüldü atıp onu engellediler. oikawa, iwaizumi'ye onları şikâyet etti ama iwaizumi onu takmadı.
"kaç saat oldu ya? eve mi gitsek?"
"yirmi dakika oldu iwa-chan." oikawa telefonuyla ilgilenmeye başlayınca iwaizumi de aynısını yaptı. oikawa, öğretmenine mesaj atmaya karar verdi çünkü ne yapması gerektiğini bilmiyordu.
oikawa kısaca yaşadıklarını özetleyip bunu mesaj olarak öğretmenine attı. telefonuyla işi bitince iwaizumi'ye bakıp gergin gergin gülümsedi. iwaizumi ona düz bir suratla karşılık verdi.
iwaizumi, açtığı siteyi kontrol etti. bildirim kutusundaki bir mesaj bildirimini görünce hemen ona bastı.
mesajı okuduktan sonra, telefonu şaşkınlıkla masaya bıraktı. midesi bulanıyordu ve oikawa'ya baktı. diyecek bir şey bulamadı. nedense buna hem inanmak istiyor hem de inanmak istemiyordu.
"bir şey mi oldu iwa-chan?"
"oikawa, bunu açıklar mısın?" mesajı ona da gösterdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
teacher ⎯ iwaoi
Fanficiwaizumi, para kazanmak için ders vermek istemektedir. bir hafta sonra sonunda telefonu çalınca onu arayan kişi oikawa'dır.