SONER
Tam uykuya dalmıştım ki, odamın kapısının hızlıca açıldığını işittim. Hemen doğruldum. “Aşkım bir şey mi oldu?”Sözümü bitirmemle Suzan’ın dudağıma yapışması bir oldu. Evet, rüya. Kesinlikle öyle. Ya da ben ölecektim.
Ayrılmak üzereyken kendime geldim ve onu kucağıma çekip, karşılık vermeye başladım. Suzan nefesimi kesecek bir hareket daha yaptı ve bacaklarını ayırıp, kucağıma yerleşti. Ergenliğe hızlı bir geçiş yapmıştım. Çünkü az sonra şortum ıslanacaktı muhtemelen.
Sesli bir şekilde inledim ve tek hamlede onu altıma aldım.
“Suzan...” diye fısıldadım. Ne olmuştu da odama gelmişti? Şuan gerçekten önemli değildi. Gelmişti ya...
Dudaklarımı boynuna indirdim. Ellerini saçlarıma götürdü. O da istiyordu. Dudaklarıma dişlerimde eşlik etti ve boynuna izlerimi bıraktım. Muhtemelen yarın fular takacaktı.Pijamasının düğmelerini çözmeye başladım. O an sanki rüyadan uyanmış gibi kendine geldi ve ellerimi tuttu.
“Soner...”
Ona soran gözlerle baktım. “İstiyorum Suzan. Tenine dokunmaya ihtiyacım var.”
“Biliyorum. Çünkü bende istiyorum.”
Doğru mu duymuştum? İstiyorum mu demişti o?
“E o zaman? Biz evliyiz Suzan.”
“Özel olmasını istiyorum. O büyünün de bizimle olmasını istiyorum.”“Peki, en azından yanımda uyusan?”
Onu ilk andan zorlamak doğru değildi. Sonuçta o da istiyordu, bunu bilmek bile yeterliydi.
“Tamam.” Onu kucağım çektim ve kalbimin üstüne koydum başını. Saçlarını okşadım, onları öptüm.“Seni öyle çok seviyorum ki Suzan, saçının her telini öpmek istiyorum.”
Kıkırdadı. “Şımarırım ama.”
“Şımar, amacım da bu. Şımarman.”
Daha fazla sıktım onu. “Ne oldu?” diye sordum, kendime tutamayıp, onu bu odaya getiren sebebi merak ediyordum.“Ben... Şey... Yani ben bugün senin bana aldığın çiçeklerin içindeki...” nefes aldı ve devam etti. “O notu sakladım. Sen bana şey demiştin ya.”
“Ne dediğimi hatırlıyorum.” Daha fazla konuşmasını istemedim. Bu anı ömrümün sonuna kadar unutamayacaktım.
“Seni çok seviyorum Suzan.”Düzenli nefeslerinden uyuduğunu anladım. Peki ben nasıl uyuyacaktım?
Sabah uyandığımda Suzan’ın yatakta olmadığını fark ettim. Dün rüya mıydı? Sonra yatağın içinde olan kokusu ve çarşafın üstündeki tokası her şeyi doğruluyordu. Tokayı aldım ve hatıra kutuma attım. Yoksa bugünün anısına, o pijamasını almak zorunda kalacaktım.Yataktan kalktım. Odadan çıktığımda Suzan’ın banyodan çıktığını gördüm. Yutkundum. Ben ne demiştim? Bu evin tek eksiği odalarda banyo olmaması mı? Gerizekalı...
“Bebeğim.” Dedim ve yanına gidip, belinden tutup, duvara yasladım onu. Elinde saçını kuruladığı havlu yere düştü. Çok heyecanlanmıştı. Bunun nefes alış verişinden anlıyordum. Dudaklarına yaklaştığımda gözlerini kapadı. “Aç gözlerini Suzan! Gözlerini görmek istiyorum.” Akıllı kızı oynuyordu ve o gözleri hemen açıldı.
“Gözlerinde kaybolmalıyım.” Diye fısıldadım.Dudaklarına değdirdiğim dudaklarımla kendimi ona ittim. Evet dün geceden beri berbattım ve hemen duşa girmem lazımdı.
Dudaklarından zar zor ayrıldığımda hoşnut olmadığını bir mırıltı duyuldu ondan. Gülmemi bastıramadım.
Hemen gözlerini açtı ve ona gözlerimle şortumu işaret ettim.
“Birlikte mi, tek mi?”“Sapık.” Deyip, omzuma vurdu ve yanımdan koşup, odasına gitti. Arkasından kahkaha attım ve ona “Bir gece de olsa yanımda uyuyacağını söylemiştim.” Dedim. Beni duyduğuna emindim. Ben bu kıza ölüyordum ya.
Hızla banyoya geçtim. Buna gerçekten ihtiyacım vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON-SUZ AŞK - 'SON SERİSİ II' -FİNAL
Roman d'amourSONSUZ AŞK... Bir kadın ne kadar bencil olabilirdi? Bir adam ne kadar aşık? Bir kadın ne kadar acımasız olabilirdi? Bir adam ne kadar sabırlı? SONSUZ AŞK... Soner'in aşkı Suzan'ın limanı olacak mı? Mesela kim içtiği ilk gazozun kapaklarını saklar ki...