“Merhaba, kusura bakma korkutmak istemedim.”
Sonay hemen toparlandı. “Sadece aniden olunca-“
“Neyse, nasılsın?”
“İyiyim, teşekkür ederim.” Dedi soğuk bir şekilde.
Doğan kaşlarını kaldırıp, gülümsedi. “Küs müyüz?” dedi başını yana eğip.
Sonay ellerini göğsünde birleştirdi, yoksa boynuna atlayabilirdi.
“Ne münasebet. ÇOCUK MUYUM ben?” dedi ‘çocuk’ kelimesine vurgu yaparak. “Hem küs olmak için arkadaş ya da birbirimiz için önemli iki kişi olmamız lazım. Olmadığımıza göre, küs değiliz.”
Doğan yine gülümsedi. “Trip atıyoruz ama. Küs olmadığımıza göre, yarın bir kahve içebilir miyiz?”
Sonay etrafına baktı. Birileri görebilirdi onları.
“Yarın müsait değilim.”
“Eminim en azından yarım saat ayırabilirsin?” tekrar başını yana eğdi.
Sonay’ın gözlerine hüzün yerleşti. “İsteseydim, ayırırdım. Ama istemiyorum. Senin benim gibi bir çocukla işin olmaz ya.”Doğan derin bir nefes aldı. “Bak anlatacaklarımı dinle, öyle karar ver. Olmaz mı?”
“Hiç sanmıyor-“
“Lütfen.” Dedi sözünü keserek. “Sadece yarım saat.”
Sonay derin nefes aldı. Burada daha fazla kalamazdı. O yüzden “Peki.” Dedi.
Doğan tekrar gülümsedi. “Yarın ararım seni.”
“Şey ben diğer hattı kullanmıyorum artık.”
“Biliyorum. Birkaç kez aradım. Çaldırırsın bana.”
“Tamam.” Deyip, hızla içeri girdi.“Sonay neredeydin?” diye sordu Suzan. Sonay’ın yüzü bembeyazdı. “Yüzünde bembeyaz olmuş.”
Suzan etrafta Sonay’a bakıp görememişti. Aynı anda Doğan’a da bakmıştı, o da yoktu.
“Şey lavabodaydım. Yüzümü yıkadım. Yediğim bir şey dokundu galiba.”
Suzan onaylamaz anlamda başını salladı. “O şeyden yeme o zaman bir daha. Midene yazık olmasın.” Dedi.
Sonay “Tamam.” Dedi zayıf bir şekilde.
Suzan’ın aşka saygısı vardı. Ama o çocuk sadece üzerdi kızı. Sonay henüz İstanbul’a yeni alışıyordu. Sadece onu korumaya çalışıyordu.“Hadi fotoğraf çekileceğiz.” Dedi Suzan ses tonunu değiştirerek. Kızı kolundan tuttu ve oğlunun yanına çekiştirdi. Ondan sonra da kızı rahat bırakmadı. Sonay bıkkınlıkla nefes alıp veriyordu artık.
Akşam eve geldiklerinde Suzan ayakkabılarını çıkardı. “Ayy ayaklarımı hissetmiyorum bile.”
Soner oğlunu kucağına almış, ayakta dolanıyordu. “Bu uyumazsa bu gece Sonay’a satacağım.”
“Ay Soner ver yavrumu. Bugün sana güvenip vermem çocuğu. Bayıltırsın.”
“Ya saçmalama.” Sonra kafasını kaşıdı. “Aslan rezene önerdi. Çocuğu rahatlatıyormuş. Gazını falan alıyormuş. Rahat rahat uyuyor çocuk,” dedi, sonra fısıltı ile “Saatlerce.” Diye ekledi.
“Ne sana ne o Aslan’a güvenip çocuğuma bir şey vermem. Uyur birazdan.”
“Ne çemkiriyorsun be? Bak senin de bu asabiyetin hep bundan. Rahatlaman gerekiyor.”
“Şimdi rezene içer, rahatlarım. Saatlerce.” Diye alayla söylendi.
“Sen değil, bebeğin mamasına azıcık koyacağız.”
“Soner git duş al Allah aşkına! Saçma sapık şeyler peşindesin.”
“Sapık mı?”
“Evet.”
Soner başını salladı ve banyoya yürüdü. “Çıktığımda o velet yatmamışsa halasına göndereceğim ona göre.”
“Soner!”
“İyi tamam be.”***
Sonay Instagram’ındaki bildirime baktı. Bir takip isteği vardı.
“DOĞANDEMİR”
Kabul etti. O da ona takip isteği yolladı. İnşallah abisi fark etmezdi. Gerçi abisinin öyle sosyal hesaplarda pek işi olmazdı.S: “Numaram bu.”
D: “Ne kadar sıcaksın (!) :)”
S: “Şiir mi yazaydım?”
D: “Yok da, ne bileyim daha sıcak olabilirsin.”
S: “İyi geceler.”
D: “Özlemişim...”
![](https://img.wattpad.com/cover/122563428-288-k209278.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON-SUZ AŞK - 'SON SERİSİ II' -FİNAL
RomanceSONSUZ AŞK... Bir kadın ne kadar bencil olabilirdi? Bir adam ne kadar aşık? Bir kadın ne kadar acımasız olabilirdi? Bir adam ne kadar sabırlı? SONSUZ AŞK... Soner'in aşkı Suzan'ın limanı olacak mı? Mesela kim içtiği ilk gazozun kapaklarını saklar ki...