Multimedia<Lay>
Keyifli OkumalarÖNEMLİ ! =Öncelikle 1K için hepinize çok ama çok teşekkür ederim!Çok zorlu bölümlerden geçtik ve buralara kadar geldik.ㅋㅋㅋHepinizi çok seviyorum!❤️
ÖNEMLİ ! =Yeni bir TEXTİNG~SEXTİNG kitabı yazmayı düşünüyorum hatta birkaç taslağım bile var.Umarım onu da beğenirsiniz.Ne zaman yayınlayacağım konusunda bir fikrim yok.Yayınlamamı ister misiniz?
Artık dayanacak gücüm kalmamıştı.Şu son ayda yaşadıklarım durmak bilmiyordu.Lay'ın tehditleri peşimi bırakmıyordu.Bana deli gibi tehdit mesajları gönderiyordu.Bunları Wonho'ya söylemiyordum.Doğru mu yanlış mı emin değilim.Ama tek isteğim artık Wonho mutlu olsun.
"Haneul?Dalıp gittin güzelim.Canını sıkan birşey mi var?"kafamı Kihyun'a çevirdim.Gözlerini açmış bana bakıyordu.Ne cevap vereceğimi bilemedim.Yemekteki herkes sessizleşince garip hissettim.
"Doydum.Daha fazla yiyemeyeceğim."Wonho kolumdan tutup tekrar oturttuğunda birşey yapamadım.
"Tabağına dokunmadın bile Haneul.
Pilavın öylece duruyor."dediğinde tabağıma baktım.Pilavım ağzına kadar doluydu.Kaşığıma bir miktar pilav alıp üstüne et koydum.Yediğim yemekler boğazımdan dizilmeye başladığında hızlıca masadan kalktım.Banyoda kusmaya devam ederken içeri Wonho girdi.Alnımdan bastırdı ve daha rahat kusmama yardım etti.Yüzümü yıkadım ve ağzımı çalkaladım.Wonho önüme düşen saçlarımı geriye itip suratıma baktı."Senin canını sıkan birşey var.O şey her neyse hemen bana söylüyorsun."
"Birşeyim yok Wonho.İyiyim ben."
dedim ve yanından geçmek istedim.
Önümü kesti."Böyle kaçarak benden birşey saklayabileceğini mi sanıyorsun Haneul?"dediğinde gözlerimi gözlerinden kaçırdım.Daha ne kadar saklayacaksın aptal Haneul!Söyle işte herşeyi!Tanrım bana yardım et ne olur."Telefonunu ver."gözlerim kocaman açıldığında kafamı iki yana salladım.
Wonho birkaç saniye suratıma baktı ve banyodan çıktı.Telefonum!Odamdaydı kahretsin.Koşarak Wonho'nun arkasından gittim.Wonho telefonumu çoktan eline almış açmaya çalışıyordu.
Telefonumu almaya çalıştığımda elini yukarı kaldırdı."Shownu!"Wonho Shownu'ya seslendiğinde birkaç dakika sonra Shownu odaya girdi."Haneul'u tutar mısın?Telefonuyla biraz işim var."dediğinde hemen arka çıktım."Wonho!Özelime giremezsin.Shownu sakın beni tutmaya çalışma."dedim.Wonho güldü ve bana döndü."Özelin?Başlarım özeline şimdi!"
Wonho'ya hamle yaptığımda Shownu benden erken davranıp beni kucağına aldı."Oppa!Bu yaptığını unutmayacağım."dediğimde Shownu karşılık olarak"Bu senin iyiliğin için Haneul."dedi.Evet lanet olsun evet haklıydılar.Benim iyiliğim için yapıyorlardı.Ama beni düşünürken kendilerini üzüyorlardı sorun buydu.
Wonho'nun bağırmasıyla Shownu beni kucağından bıraktı.Beni bileğimden tuttu ve telefonu çevirdi."Bu mesajlar ne?Bana neden söylemedin!"
Wonho'nun ardı ardına bağırmaları karşısında gözyaşlarımla onu susturmaya çalıştım."Haneul!"son bağırışıyla kendime geldiğimde odada Shownu'nun olmadığını fark ettim."Ben...Sana söyleyemezdim."dememle telefonumun duvarla buluşması bir oldu.Telefonumun parçaları yerde tok sesini oluştururken ona sarıldım.Wonho sinirlendiğinde ben ve çocuklar hemen ona sarılırdık.Şuan ben sıkıca Wonho'ya sarılmıştım.Eğer ona sarılmasaydım etrafa vuracak ve kendine zarar verecekti.Ama bize zarar veremezdi.
Belimde hissettiğim ellerle rahat bir oh çektim.Sonunda sakinleşmişti.
Wonho'nun hıçkırıkları kulaklarımı tırmalamaya başladığında onu kendime çevirdim.Pişman bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu."Wonho iyi misin?"dediğimde kafasını hayır anlamında salladı."Seni şerefsizin tekinden koruyamayan bir pisliğin tekiyken nasıl iyi olabilirim?""Gidelim buralardan.Kimsenin olmadığı bir yere sadece sen ve ben.Lütfen Wonho.Artık mutlu olmak istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PRİSONER -Wonho&Lay-
Fanfiction"Brezilya'daki yarım kalan işi tamamlasak mı?"dediğinde bir hışımla ona döndüm. "Senin tek bildiğin şey sevişmek mi Hoseok?Bundan sonra 1 ay sevişmek yok!Bıktım artık." Wonho bardağı taşıran son damlayı da damlattı.Artık dayanamıyordum. Her fırsatta...