PRİSONER -Wonho&Lay-

~SHİN 12

<Multimedia Wonho>
Keyifli Okumalar

Mütüşlü bölüm sizi bekliyor!!

"Hadi artık havuza girelim!"çocuk gibi evin içinde kuduran Minhyuk havuza girmek istiyordu.Aslında hepimiz girmek istiyorduk."Tamam Minhyuk.
Önce şu yediklerimizi kaldırlarım."

Bikini ve mayo arasında kalmıştım.Siyah kırmızı bikinimi giymeye karar verip üzerime salaş bi yelek aldım ve havuza indim.Çocuklar deli gibi eğlenirken güneşlenen Wonho beni fark etti.

Gözlüğünü çıkarıp bedenimi süzdüğünde dibinin düştüğünü anlamıştım.Tanrım!Bu kadar belli etmek zorunda mıydı?Güldüm ve yeleğimi çıkarıp şezlonga koydum.

Arkamdan koşarak gelen Jooheon'u görünce kaçmaya çalıştım ama Kihyun yolumu kesip beni kucağına aldı ve benimle birlikte suya atladı.

Birsürü su yutmuştum.Kihyun beni suyun üstüne çıkarınca suratıma karşı deli gibi gülüyordu.Ben ise öksürüyordum.Yuttuğum su boğazımı ve burnumu çok yakmıştı!

Wonho suya gelmiyordu ve bizi izliyordu.Shownu'nun sırtına çıktım ve Hyungwon'un sırtındaki Changkyun'u devirmeye çalıştım.Uzun savaştan sonra kazanan Changkyun olmuştu.

Shownu ve Kihyun Wonho'yu zorla havuza attıklarında bende gidip üzerime krem sürdüm.İzleme sırası bendeydi.

Wonho havuzdan çıktığında saçlarını arkaya attı.Üzerindeki su damlacıkları karın kaslarının arasında sıkışırken benimde kalbim sıkışıyordu.Bu manzara alışılmış bir manzara değildi!

Yanıma geldi ve havluyla vücudunu kuruladı.Sanırım sıra bende diyerek ayağa kalktım ve kaçmaya başladım.Arkamdan Jooheon koşuyordu.Beni yakaladığında ne kadar çırpınsamda işe yaramamıştı.

Wonho'nun gözleri göğüslerimden ve kalçamdan ayrılmıyordu.Beni deli gibi istediğini biliyordum.Resmen bir sapık gibi vücudumu süzüyordu aptal!

Havlumu almaya yanına gittim.Havluyu belime sardım ve elinden tutup kaldırdım.Biz giderken Hyungwon bizi durdurdu"Dün geceki işi tamamlamaya mı gidiyorsunuz?"
dedi ve güldü.

Belimdeki havluyu suratına fırlattım.Ah deli gibi utanıyordum!Bütün havamı söndürdüğün için teşekkürler Hyungwon!

Aldırmadan eve girdik.Wonho'nun elini bıraktım ve banyoya girdim.Arkamdan gelmeyip odasına gittiğinde"Gelmeyecek misin?!"diye bağırdım.

Anında banyoya geldiğinde elimi ensesine doladım ve onu dudağından öptüm.Hemen karşılık aldığımda beni duşa soktu.Diğer eliyle suyu açtı ve sırtımı soğuk duvarla buluşturdu.

Sırtıma değen soğuk duvarla Wonho'nun dudağını ısırdım ve kendimi ona yapıştırdım.Wonho dudaklarımı bırakıp boynuma yöneldi.

Boyunumu deli gibi vakumluyordu.Beni hızla kucağına aldı.Ayaklarımı beline doladım ve ellerimi göğsüne koydum.Göğüslerimi dişlediğinde kendimi ona daha çok yapıştırdım.

Kafasını kaldırdı ve suratıma baktı.Sular yüzünden aşağı akarken etkilenmemek için kendimi zor tuttum.Gülümsedi ve beni kucağından indirdi.Saçlarını köpüklemeye başladığında ciddi misin bakışı attım.

Benimle dalga falan mı geçiyordu bu aptal?Yanından geçip gideceğim sırada beni kolumdan tutup durdurdu.Arkamdan sarıldı ve ellerimi tutup karnımın üstünde birleştirdi.

"Küçük Wonho'yu uyandırdın.Ama tekrar kaçmayacağını nereden bilebilirim bebeğim?"dedi.Bütün bedenim kasılırken ellerini çözmeye çalıştım.Ama o kadar güçlüydü ki kıpırdatamadım bile.

"Seni seviyorum Haneul."dedi.Beni kendine çevirdi ve tekrar dudaklarıma yapıştı.Ona karşılık vermediğimde dudağımı ısırdı.Yine karşılık vermedim.Bu sefer kalçamı sıktığında karşılık verdim.

Öpüşmemizin arasında gülüp duruyordu.Küçük Wonho inanılmaz derecede kalkmıştı ve bu görüntü midemi bulandırıyordu.
Dudaklarımızın arasından"W-Wonho'yu susturmalısın."dediğimde kahkaha attı ve"Wonho değil küçük Wonho."