<Multimedia Wonho>
Keyifli Okumalar"Kimle mesajlaşıyorsun sen?"
Wonho'nun içeri girmesiyle Lay'ın attığı mesajları sildim ve telefonu arkama sakladım."H-hiç kimseyle."Wonho belimden tutup diğer elimde olan telefonu almaya çalıştığında elimle onu ittim."Chuan!Chuan ile konuşuyordum.Yarın sabah kahvaltı edelim diyor."
Wonho kaşlarını kaldırmış bana bakıyordu.İnanmadığına bahse girebilirdim!Ona söylemek istemiyordum.Henüz herşey için erkendi."Bana yalan söylüyorsun."
Evet.Evet!Wonho yalan söylediğimi hemen anlıyordu.Bunu nasıl yapıyordu bilmiyordum ama bu konuda çok iyiydi."Hah!Al bak!"diyip telefonu ona verdim.Hiç tenezzül etmeden mesajlara girdi.Ya silemediysem?O zaman ölüm fermanımı çoktan imzalamıştım.
"Beni sinirlendiriyorsun."dediğinde onu inandırmanın ve kandırmanın ne kadar zor olduğunu gördünüz."Sende herşeye sinirleniyorsun ama Wonho."
Ceketinin yakalarından tuttum ve kendime doğru yaklaştırdım.
Dudaklarına uzunca öpücükler kondurmaya başladığımda karşılığını alamadım."Yine mi!""Ne yine mi?"dediğinde dudağını elimle büzdüm."Karşılık vermiyorsun."diyip tekrar öptüm.Yine karşılık vermediğinde pes ettim ve yanından geçip gittim.Birkaç adım attıktan sonra bileğimden döndürüldüm.
Elini yanağıma attı ve öpmeye başladı.Hızlı öpüşüne karşılık vermeye çalışıyordum ama nefesim yetmiyordu.Dudaklarımdan ayrılıp çenemden tuttu ve yatağa oturttu."Konuyu değiştirmeye çalışıyorsun."
"Hayır.Sadece bana dokunmanı özledim."dedim.Ellerini iki yanıma koydu ve benim hizama eğildi."Sana her dakika dokunuyorum zaten Haneul.Neyden bahsediyorsun?"
"Evet.Ama.."cümlemi bitirmeden sustum.Diyecek birşeyim yoktu.Boynuma gömüldü ve birkaç saniye sonra geri çekildi."Dünün özürü."diyip gitti.
Ne yani?Uyumuyor muydu?Dediklerimi duymuş muydu?Ah!O zaman öpücüklerimi de hissetti.Herşeyi yüzüme gözüme bulaştırmayı çok iyi beceriyordum.
Dişlerimi fırçalarken banyoya Wonho girdi.İstifimi bozmadan dişimi fırçalamaya devam ettim.Arkama geçip elini fırçasına uzattı ve bekledi.
Aynadaki yansımasına baktım ve kafamı salladım."Macun koymayı düşünüyor musun?"dediğinde gözlerimi devirip fırçasına macun koydum.
"Senin elin tutmuyor mu?"dedim ve eğilip ağzımı yıkadım.Eğildiğimde arkamdan çekilmek yerine ellerini lavabonun iki tarafına koyup kalçama doğru kendini bastırdı.
Kalçama değen erkekliğini umursamadan ağzımı güzelce yıkadım ve havluyla silip önünden
çekileceğim sırada belimden tuttu."Birşey unuttun.""Wonho hayır ya!Ağzın macunlu."
dedim.Beni kendine doğru çektiğinde gözlerimi sıktım."Birazdan yatakta ödersin o zaman."Evet yolda yürürken çamura bastınız sonrada bastığınız şeyin çamur değil bok olduğunu anlamıştınız.Bazen bu çocuk niye bu kadar azgın diye düşünüyorum.Bir insan sürekli seks düşünebilir mi?
Wonho'yu beklerken uyuya kalmıştım.Oda bana kıyamadığı için uyandırmamış.Yani bana söyledikleri buydu.Çantamı aldım ve evden çıktım.Chuan'ın arabasına binip yol boyunca onunla birkaç kere sohbet ettim.
"Beğendin mi?"diye sorduğunda boş pilav tabağımı masaya koydum.Getirdiği yerdeki yemekler gerçekten inanılmaz güzeldi.
"Evet.Burası harika.Bizim çocuklarıda getireceğim."Bitirdiğim dosyaları gidip depoya götürdüm.O kadar yorulmuştum ki bulduğum ilk yere oturdum.Birkaç dakika sonra kapı açıldı ve içeri Wonho girdi.Kapıyı kilitleyip yanıma geldi.
Bileğimden tutup ayağa kaldırdı.
Masaya yatırdı ve elinin tersiyle masadaki eşyaları yere attı.Ben hala ne olduğunu idrak etmeye çalışıyordum.
"Napıyorsun ya?""Biraz işimiz var."dediğinde sinirle nefesimi dışarı verdim.Dalga mı geçiyordu."Yok artık!İş yerindeyiz farkında mısın?"dememle çenemden tuttu ve suratıma baktı."Sence bu umrumda mı sevgilim?"
"Wonho.Bi gören olacak.İndir beni."dediklerimi duymazdan gelip pantolonunun kemerini çözdü."Sen ciddisin!Ben gidiyor-"beni tekrar sert bir şekilde masaya yatırdı."Haneul.Kes sesini."
Onu durduramayacağımı anladığımda pes ettim.Elbisemi yukarı kıvırdı ve kilodumu çıkardı.Yüzünü avuçlarımın arasına aldım ve dudaklarında boğuldum.
İçime girdiğinde dudaklarından ayrılıp bağırdım."Imh!"Wonho gülerek suratıma baktı ve dudaklarımı ısırdı.Hızlı gelgitleri bir yandan zevk veriyordu bir yandan da canımı çok acıtıyordu.
Birileri kapının önündeydi ve açmaya çalışıyorlardı.Wonho'yu omuzlarından ittim."Birileri geldi."dedim.
Pantolonunu giymeye başladığında bende gömleğindeki düğmeleri ilikledim.Beni kucağına aldı ve masadan indirdi.Dosyaların arasına saklandığımızda ayakta durmakta zorlanıyordum."Haneul yükünü bana veriyorsun."demesiyle daha çok ona yaslandım.
"Ayak üstü sevişmek isteyen sendin.Sayende kalçamı hissetmiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PRİSONER -Wonho&Lay-
Fanfic"Brezilya'daki yarım kalan işi tamamlasak mı?"dediğinde bir hışımla ona döndüm. "Senin tek bildiğin şey sevişmek mi Hoseok?Bundan sonra 1 ay sevişmek yok!Bıktım artık." Wonho bardağı taşıran son damlayı da damlattı.Artık dayanamıyordum. Her fırsatta...