"... Akşam görüşürüz baba." dedim ağlamamak için kendimi zor tutarken. Telefonumu hemen kapattım artık kimseyle konuşmayacağımı düşünerek. Babam da veda edip telefonu kapattıktan sonra tuttuğum hıçkırıklarımı bırakıp ağlayarak okul bahçesine girdim.
Koridorlarda yürürken Shawn'ın grubundan birkaç arkadaşını gördüm. Adımı seslenmelerine ya da arkamdan gelmelerini umursamayarak doğruca Aaron'ın dolabının bulunduğu koridorda ilerlemeye başladım. Dolabının önüne gelip durdum ve saatime bakıp beklemeye başladım.
Niyetim sadece akşam ki yemek konusunda bana yardım etmesi ve gece boyunca yanımda durup bana destek olmasını istemekti. Sadece rica edecektim. Her zaman ki gibi yanımda duracaktı, her zaman yaptığı gibi arkadaşım olacaktı. Elimi tutacaktı, ailemin bana sormadan alacağı kararlar karşısında yıkılmadan durmamı sağlayacaktı.
Etraftakilerin bakışına aldırmadan beklemeye devam ettim. Çok geçmeden koridorun ucundan beni gören Aaron yanıma koşarak geldi ve neler olduğunu sordu, "Dün gece yemek yiyorduk." diyerek olanları anlatmaya başladım. Her şeyi olduğu gibi anlattım. Bir farkla... Shawn'ın o an bizde olduğunu, gece onu evime aldığımı ve bu kavgaya şahit olduğunu söylemedim. Zaten konuyla hiçbir alakası yoktu. Aaron'ın da bilmeye ihtiyacı yoktu.
"Annem yoldan çıktığımı düşünüyor. Son zamanlarda ona çok fazla karşı geldim. Kaba davrandım. Yalan söyledim. Değiştiğimi düşünüyor. Belki de fazla asi olduğumu. Bu yüzden beni babamla yaşamaya zorlayacak. Onunla yaşamak istemiyorum." diye ekledim. Ağlayarak boynuna sarılıp teselli bulmaya çalıştığım anda aklımda sadece akşam yemeği teklifini kabul edip etmeyeceği düşüncesi dolanıyordu.
Ayrılıp yüzüne baktım. "Lütfen akşam bizimle ol. Sensiz onlara katlanamam. Hem seni tanıyorlar. Sen olunca fikirlerini umursuyorlar. Seni seviyorlar Aaron. Lütfen, yardım et bana." dediğimde başını salladı üzgünce ve tekrar sarıldı bana. Kolları arasında kayboldum. Bana her zaman evimmiş hissi veren en yakın arkadaşımın böyle hissettirmesi ne kadar doğruydu bilemiyorum. Her an ve her zaman kendimi onu yanında güvende hissediyordum. Aaron kendi dünyamda vazgeçemeyeceğim insanlardan ilkiydi. Belki de tek insandı.
"Blue!"
Sert bir bağırış ya da kızarak söyleniş değildi. Birileri orada olduğunu herkese gösterircesine adımı seslenirken Aaron'dan ayrılıp etrafa bakındım ve gözlerimi silerken Shawn'ı gördüm. Sonra etrafımızda toplanan insanların arasındaki Jack'i, Taylor'ı, Cameron'ı ve Shawn'ın daha bir sürü arkadaşını fark ettiğimde yutkunup Aaron'dan iyice ayrıldım.
Aramıza bir adımlık mesafe kaldığını görüp bizden tarafa yaklaşan Shawn'ın suratında kızgınlıktan eser yoktu. Gülümsüyordu. Aaron'ı sinir eder derecede gülümsüyordu.
Gelip elini belime sardıktan sonra "Sorun ne?" diye sordu. Cevap vermemi beklemeden Aaron'a dönüp "Sen gidebilirsin." dedi. Aaron sinirle soluyup ellerini yumruk yaptı ama yine de hiçbir karşılık vermeden sakinleşmeye çalıştı. "Daha sona konuşuruz Blue. Ağlama artık." dedikten sonra hızla başımı salladım yanımızdan ayrılması için. Şimdi, burada bir kavga çıksın istemiyordum ama bunu benden başka düşünen yoktu. Ortam fazlasıyla gergindi ve küçük bir kıvılcım bekliyordu.
"Dur biraz." dedi tekrar Shawn. "Neden bahsediyorsunuz siz? Neyi konuşacaksınız?" dediğinde kısık sesle "Dün olanlar." dedim. "Aaron yardım etmek için yanımda olacak. Annemler onu benden daha çok severler." dediğimde Shawn'ın yüzü giderek ciddi bir hal aldı. Bu kez gülen taraf ise Aaron'dı.
Aaron tekrardan veda ederken Shawn sinirle soludu yüzüme. Etraftakiler olay çıkmayacağını anlayıp yavaşça sınıflarına dönerken Shawn ellerimi tutup sertçe sıktı. "Senin erkek arkadaşın benim. Sana yardım etmesi gereken kişi de benim. Başkasından yardım istemene gerek yok. Hem o gece oradaydım. Annenin sana nasıl davrandığını da biliyorum. Ailenle ben konuşacağım." dedi ve sıktığı ellerimi yumuşattı.
"Zahmet etme." dedim kibarca ellerimi ellerinden çekerken. Belki biraz da korkuyordum. "Aaron benim en yakın arkadaşım. O her şeyi halledecek."
Shawn yanımdan bir adım uzaklaştı ve bana soğukça bakmaya başladı. Yanına yaklaşıp kollarımı ona sarmayı denedim aramızdaki soğuyan havayı fark ederek. Shawn kollarımdan sıyrılıp tekrar benden uzaklaşırken "Sana diğerlerinden farklı davranacağımı söylemiştim ama sen bana diğerlerinden farklı davranmıyorsun. Bu demek oluyor ki aramızda özel bir şey olmasını da istemiyorsun." dedi.
İtirazlar ederek yanına yaklaşmaya yeltendim tekrar ama o beni yine kendinden uzaklaştırdı. Aramızda olan şeyleri tekrar düşünmem ve ne istediğime karar vermem konusunda beni uyardıktan sonra koridorda kaybolup gitti. Daha başlamayan ilişkimi ellerimle mahvetmemem konusunda beni düşüncelere boğarak gitti. Şimdi tek kimi istediğim ve kimi istemediğimdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruin ? // Shawn Mendes
FanfictionAğlamamak için derin bir nefes aldığımda elimde olmadan bir hıçkırık kaçırdım ve Shawn'ın eli anında yanaklarıma inip beni sakinleştirmeye çalıştı. Gözlerimden istemsizce akan yaşları Shawn gülümseyerek silerken daha beter olacağını biliyordum. "Sad...