27: Samantha

1K 60 58
                                    

Biraz yorum yapın, ben çok sıkılıyorum

"Aaron?" dedim şaşkınlıkla. Sonra arkama bakınıp onu kimsenin görmediğinden emin olmak istedim. Ya da sadece Shawn'ın görmesini istemiyordum. Durumun giderek kötüleşmesini sağlayacak herhangi bir olay istemiyordum.

İçeri girmek için bir adım atıp bana daha da çok yaklaşırken kapının önüne geçip girmesine izin vermedim. Gülümseyen suratı yavaşça normale dönerken "Ailenin yanında bu gece seni yalnız bırakırsam iyi bir arkadaş olmadığımı düşünecektim Blue. İzin ver içeri gireyim." dedi.

Başımı olumsuz anlamda sallayıp içeri girmemesi için hemen bir bahane aramaya başladım ama ben bulamadan omuzumda bir el belirdi ve Shawn gayet anlayışlı bir şekilde bana bakmaya başladı. İşlerin daha da berbatlaşacağını anlamak zor değildi ve Aaron sorması gereken soruyu sormuştu. "Kim o?"

"Benim." dedi Shawn. "Blue sana açıkça gelmemen gerektiğini söylediğinde anlamayacağın cümleler kurmadığına eminim." diyerek açıkça kavga çıkarma ya da kendini üstün gösterme gibi yanlış anlaşılmalara ortam hazırlayacak türde cümleler kurması beni daha da gergin hissettiriyordu. Shawn'ın daha yumuşak davranmasını bekliyordum.

"Bana gelmemem gerektiğini söyledin ama yerimin doldurulduğundan bihaberdim." deyip yüzüme bakınca olması gerektiği gibi yeterince yüzümün kızarmadığına emindim. Yalan, Aaron ve benim arama şimdiye kadar hiç girmemişti. Shawn yüzünden aramızın bozuluyor olması ise en acı verici taraftı.

Konuşurken asla Shawn'a bakmıyordu ve hayal kırıklığına uğradığı her halinden belliydi. Her şey bir yana Aaron kadar iyi bir insanı kaybetmek istemiyordum.

Geldiği gibi bir adım geri çekilip ikimize baktı. "İyi geceler." dileyip arkasını döndü ve uzaklaşmaya başladı.

...

Arama kayıtlarına girip Aaron'ı bir kez daha aradım. Dün gece bittikten sonra bu kaçıncı arayışımdı, bilmiyordum. İlk birkaç seferde aramalarımı yanıtsız bırakmış ve bir süre sonra da telefonunu kapatmıştı. Sabah tekrar aradığımda yine çalıyor olduğunu fark edince yeniden rahatsız etmeye başlamıştım.

Okul binasından girerken aramam yine cevapsız kalınca pes edip dolabıma ilerledim. Gireceğim dersin kitaplarını çantama doldururken telefonum elimde titreşti ve Aaron'dan olduğunu düşünüp elimdeki çantayı yere attım. Gelen mesajı da hemen açtım.

Bilinmeyen Numara: Açmıyor, değil mi?

Bilinmeyen Numara: Hangimiz bizi hayal kırıklığına uğratan insanla konuşmak isteriz ki?

Mesajlara cevap yazmadan telefonu kapattım ve çantamı oflayarak yerden aldım. Dolabın kapağını sertçe kapattığımda arkasından Gilinsky çıkınca küçük çaplı bir korku yaşadım. Sonra konuşması için yüzüne baktım.

Günler öncesinde benimle konuşmama kararı alıp hem benden hem de gruptan ayrılan arkadaşımın bir anda beni görmek istemesi merak uyandırıcıydı. "Konuşmak ister misin?" diye sorduğunda duraksadım. Konuşmak ister miydim yoksa yaptıklarımı sesli bir şekilde yeniden düşünmek beni daha büyük bir pişmanlığa sürükler miydi?

Başımı sallayıp çantamı omuzuma taktım ve Gilinsky'ı takip etmeye başladım. Sessizce peşine takılıp kantine geldiğimizde beni bir yerlere oturttu ve ikimiz için de kahve almak için kuyruğa girdi. Ben de bu sırada Aaron'ı tekrar aradım ama telefonu yeniden kapanmıştı. Nedense benimle bir daha konuşmak istemeyeceği fikri aklımda dolanıp duruyordu. Hayal kırıklığına uğratmaktan öte bunu yalan söyleyerek yapmasaydım en azından aramamam için telefonunu kapatmazdı.

Telefonu masanın üzerine koyduktan hemen sonra başka bir mesaj daha geldi ve ben artık göz devirmeye başladım.

Bilinmeyen Numara: Arkadaş seçimlerin gerçekten berbat. Önce Aaron. Sonra Shawn ve ikisi arasında kalan Gilinsky. Biliyor musun, ben daha güzel bir arkadaş olabilirdim.

Mesajı okurken kafam karışmıştı. Daha önce Shawn ya da Aaron hakkında konuşuyorduk ve sıra ne zaman Gilinsky'a gelmişti? Hem ne demek oluyordu bu?

"Aaron cevap mı verdi?" diyerek yanıma oturan Gilinsky elindeki kahve bardağının birini önüme sürdü. Sakince başımı sallayıp "Hayır." dedim. Bilinmeyen numaranın attığı mesaj aklımı karıştırınca konuşmaya başlamadan önce bir soru sordum. "Nasıl oldu da okul içinde konuşmaya başladık? Uzun zamandır yan yana bile gelmiyorduk."

"Her ikisi de henüz okula gelmedi." deyip yarım bir şekilde gülerken aklım giderek karışıyor, beynim durmadan yeni olaylar ve sorunlar tasarlıyordu. Sadece Gilinsky cephesinde de bir sorunla karşılaşmak istemiyordum.

"Ee? Neler oldu? Anlat bakalım." deyip kahvesinden bir yudum aldı. Dün gece olanları zihnimden bir kez daha geçirip en kısa ve öz haliyle anlatmaya çalıştım.

"Annem ve babam benim hakkımda yeni bir karar almak için hazırlanırken yanıma Aaron'ı çağırmıştım ama Shawn bundan rahatsız olunca Aaron'a gelmemesi için bir yalan söylemek zorunda kaldım. Dün gece ikisi de benden habersiz evime geldi ve Shawn, Aaron'ı evden kibarca kovdu." Kibarca kovmadığı açıktı ve Aaron da uzatmadan evden gitmişti.

"Şimdi ise Aaron telefonlarımı açmıyor ve Shawn, Aaron'ın etrafımda olmasından rahatsız. Sanırım Aaron artık etrafımda olmaktan vazgeçti." dediğimde bunu kendi kulaklarımla duymak daha acı verici hissettirmişti. Aaron'ın benden uzaklaşmasını istemiyordum. O sahip olduğum en iyi insan olabilirdi bu hayatta.

"Aaron bedellerini ödüyor." diye mırıldanan Gilinsky'ı daha dikkatsiz dinlesem söylediği şeyi kesinlikle anlamayacaktım. "Ne?" dediğimde daldığı yerden gözlerini ayırıp bana bakan Gilinsky birkaç saniye düşündükten sonra cevap verdi. "Ne? Peki Aaron senden hemen vazgeçer mi?" dediğinde omuz silktim. Benden vazgeçmesini istemezdim doğrusu. Hatta umarım beni onsuz bırakmazdı.

"Aralarında ne geçtiğini bilsem daha dikkatli davranırdım belki ama kimse bana daha öncesinde neler döndüğünü söylemiyor. Sen de söylemiyorsun." dediğimde Gilinsky başını sallayıp gülümsedi ve kahvesinden tekrar bir yudum daha aldı.

"Bunu söyleyecek en doğru kişinin ben olduğunu sanmıyorum doğrusu." deyip yine yarım bir şekilde gülümsedi. "Peki kim söyleyecek bana bunu? Aralarında kalmaktan ve çekip sündürülmekten bir gün kopacağım. Ben diye bir şey kalmayacak yakında." deyip kahveden bir yudum da ben aldım.

Gilinsky söylediklerime birazcık gülüp sonra hemen sustu. "Samantha hakkında ne biliyorsun?" dedi sessizce. Duraksayıp söylediği ismi aklıma kazıdım. Samantha.

"Hiçbir şey. Samantha kim?" dediğimde Gilinsky tam ağzını açıp bana bakmıştı ki gözleri bir anda arkamda donup kaldı. "Günaydın." diyen Shawn'ın sesini duyar duymaz Gilinsky toparlanmaya başladı. "Günaydın."deyip ayağa kalktı ve kahvesini alıp gülümsemeye çalıştı. "Öğle yemeğinde görüşürüz." deyip yanımızdan hızla ayrıldı.

Neler olduğunu anlamadan ve kafam karmakarışık olmuşken giden Gilinsky'ın arkasından öylece baktım ve kendi kendime en önemli emri verdim; Shawn ve Aaron okuldayken Gilinsky ile konuşma.

Ruin ? // Shawn MendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin