Ziyafet bitmişti ve herkes odasına dağılıyordu. Sait aşağıda kalıp biraz daha nargile içmeye karar vermişti. Ben de odaya çıktım. Direkt kendimi suyun altına attım.
-"Off. Ne gündü. Beynim çatlıyor" diye söyleniyordum. Bornozumu giyip duştan çıktım. Bu sırada Sait içeri girdi. Camın kenarına oturdum ve elimdeki havluyla saçlarımı kurulamaya başladım.
-"Performansını beğendim. Senden oyuncu olur."
-"Dalga geçmesene."
Gülüyordu. Gömleğini soyup fırlattı.
-"Bana kızgın mısın?" dedi. Ona bakmadan sordum.
-"Ne için?"
-"Dün gece yüzünden."
-"Hayır. Dün gece bir şey olmadı."
Sait yataktan kalkıp yanıma geldi ve önümde diz çöktü.
-"İyi" deyip elimdeki havluyu aldı. Sonra saçlarımı kurulamaya başladı.
-"Kendim yaparım ver şunu."
-"Ben yapmak istiyorum."
O an zihnimde Lincoln canlandı. Onunla böyle bir anım vardı. Aynı sözleri söylemiştik birbirimize. 'N'aber ufaklık', 'Gel buraya', 'Gitme', 'Çok yalnızım', 'Öyle masumsun ki'...
-"Öyle masumsun ki..."
Yüzümü çevirip dolan gözlerimle Sait'e baktım. Kafamda çınlayıp duran Lincoln'ın sesi susmuştu. Sait bana, Lincoln'ın aklımda ki sesiyle söylediği cümleyi tekrar etmişti.
-"İyi misin Marcelo?"
-"Bana az önce ne dedin?"
-"Öyle masumsun ki, dedim"
-"Bu nerden çıktı?"
-"Tabiri yerindeyse bir meleğe benziyorsun da ondan."
Havluyu götürüp koltuğun kenarına serdi. Sonra beni elimden tutup ayağa kaldırdı.
-"Aklında yine o mu var?"
Cevap vermiyordum. Moralim bozulmuştu. Kafam karışıktı. Ona arkamı döndüm ve elbiselerime uzandım. Bornozumu çözüp soyduğum an beni kendine çekip sarıldı.
-"Lincoln olduğumu düşün. Ondan bir farkım olmadığını söylemiştin. Bana ona davrandığın gibi davran."
Şaşkınlık içindeydim. Sait neler söylüyordu? Neden bunu istiyordu? Ayrıca neden bana ben bu haldeyken sarılmıştı? (Alo, ben çırılçıplaktım!) Ona karşılık vermediğimi görünce beni bıraktı. Geriye çekildim ve hemen altıma bir şeyler giydim.
-"Benzemem sana yetmiyor, biliyorum."
-"Sait sen iyi misin? Alkol filan mı aldın?"
-"Hayır, alkol kullanmam."
-"Neden bana böyle şeyler söylüyorsun?"
-"Üzülme diye. Onun için çok üzülüyorsun. Onu kaybetmiş olabilirsin ama ben varım."
Sait arkası dönük, bana bakmadan konuşuyordu. Yatağa oturdu.
-"Kendimi son zamanlarda garip hissediyorum" dedi.
-"Hasta gibi mi?" Bende yanına oturdum.
-"Evet. Bedensel değil de ruhsal bir hastalık gibi."
-"Neyin var Sait?"
-"Kendime bile kabul ettiremediğim hisler taşıyorum. Yanılış olduğunu bile bile öyle hissediyorum. Ama yanlışsa neden hissediyorum?"
-"Ne dediğin hakkında en ufak bir fikrim bile yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
In The Shadow of Love II
Roman d'amour"In The Shadow of Love" adlı hikayenin devamı, ikinci sezonudur.