Bölüm 25

1.9K 179 31
                                    

Sabahtan beri hiçbir şey yiyememiştim. Sıcak beni etkilemeye başlamıştı. Leo ile Hakim yine çarşıya düğün kıyafeti almaya gitmişlerdi. Bense Bayan Samira ile mutfakta oturup kahve içiyordum. Kerim bize çevirmenlik yapıyordu.

-"Seni gerçekten çok sevdim. Keşke benim oğlum olsaydın diyor annem. Sanki yeterince çocuğu yok" dedi Kerim ve kahkaha atmaya başladık.

-"Annene söyle benim bir annem yok. Eğer kabul ederse manevi oğlu olurum."

Kerim söylediklerimi çevirince Bayan Samira "ah habipti" diyerek ayağa fırladı ve beni kaldırıp sıkıca sarıldı. Kerim şaşkın şaşkın bize bakıyordu. Bende Bayan Samira' nın elini öptüm. Bunun üzerine "ya ruhî" dedi bir daha sarıldı. Gülmeye başlamıştım. Kerim de bize gülüyordu.

-"Daha önce senin gibi birini görmedim" dedi Kerim.

-"Benim gibi mi?"

-"Evet, gerçekten çok narin bir erkeksin. Yüzün... Nasıl desem? Güzel. Yani erkeklere yakışıklı, yiğit denir. Ama sen güzelsin."

-"Ah yine şu kız gibisin mevzusu."

-"Yanlış anlama, çok sempatiksin sadece. Seviyoruz seni."

-"Teşekkür ederim, bende sizleri" dedim ve güldüm.

Bayan Samira yardımcılarına bir şeyler hazırlattı. Sonra bana bir şeyler söyledi.

-"Annem diyor ki sabah bir şey yememişsin. Bunları ye ki enerji versin."

-"Nedir bunlar?"

-"Hurma ve cevizden yapılmış kurabiyeler. Gerçekten çok güzeldir."

Biraz ısırdım. Tadı muhteşemdi.

-"Mmmh. Çok lezzetli. Shûkran."

Bayan Samira "Shûkran" deyince "ya ayni" dedi ve bana öyle bir sarıldı ki boğuluyordum.

-"Öhü öhü"

Kerim'se gülmekten kırılıyordu.

Leolar döndüğünde akşamdı ve yemekten sonra giyinme faslıydı. Bana bir poşet uzattı.

-"Bu ne Leo, bana da mı hediye aldın?"

-"Öyle de denebilir."

Gülümsedi ve poşetin içindeki paketleri kucağıma bıraktı.

-"Acele et."

Paketlerden kıyafet çıktı. Anlaşılan Leo düğünde beni şık görmek istiyordu. Bir takım almıştı bana. Hızlıca giyinip, düğünün yapılacağı yere doğru Hakim'in arabasıyla yola çıktık.

Özel bir düğün yeriydi burası. Büyük bir davet masası, asmanın altından sallanan ışıklar, süsler, meşaleler aklınıza ne gelirse kusursuzdu. Şık hanımlar yan yana konuşuyorlardı. Bay Ali'nin ve diğer kardeşlerin olduğu yere doğru ilerledik. Selamlaştık. Gözüm kapıdaydı. Bana çok uzun gelen bir sürenin ardından kadınların çıkardığı seslerden ve alkışlardan gelinle damadın geldiğini anladım. Öyle ruhsuz hissediyordum ki. Sait yüzünde büyük bir ciddiyetle, Sahra ile içeri girdi. Uçuşan konfetiler, çalınan ıslıklar, alkış kıyametti. Gözümü bir an bile üzerinden ayırmıyordum. Nikâh kıyıldı. Sait gelinin yüzünü açtı ve alnından öptü. Herkes tek tek tebrik etti. Ortalık biraz durulunca Hakim Sait'in kulağına bir şeyler söyledi. Sait'in yüzü değişti. Kalabalığa doğru bakınmaya başladı. Sonra durdu, gözleri beni bulmuştu. Dış kapıya yöneldim. Olduğu yerden fırladığını fark edebiliyordum. Peşimden dışarı geldi. Alandan biraz uzaklaştık. Kimse bizi duymamalıydı.

In The Shadow of Love IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin