26.BÖLÜM

11.9K 303 23
                                    

Yaşamak ümitli bir iştir, sevgilim.

Yaşamak: Seni sevmek gibi ciddi bir iştir.

Nazım Hikmet

*

Evden çıkıp Yusuf'un arabasına binene dek konuşmadık yalnızca selam demiştik birbirimize.

Hadi ben susuyordum sebebi belliydi,peki ya o? O ne diye susuyordu?

Yoksa bana olan olumsuz yorumlarının hepsini gideceğimiz yere mi saklıyordu,öyle miydi?

Arabaya bindikten sonra emniyet kemerimi taktım ve o da sürmeye başladı.

Sessizlik benim açımdan problem olmamalıydı belk de ama şuan büyük bir problemdi.

Olumlu konuşacaksa konuşsaydı ya,olumsuzsa da konuşmalıydı..içimdeki bu kurttan kurtulmak istiyordum.

Kabul edecek mi etmeyecek mi?

Açıkçası bunu cevabını öğrenmeye hazır mıyım bilmiyorum..ben ona karşı hislerimi yeni yeni kabullenirken aptal sarhoşluğum sonucu hislerimi ona açmam ya o?

O ne hissediyor,bana karşı arkadaşlık ya da tanıdık olma haricinde bir şeyler besliyor mu?

"Yorucu bir gündü , ha?" Sonunda ağzından bir cümle çıkmıştı işte.

İçimdeki şu lanet heyecanı yenmem gerekiyordu.

"Evet çalışmak çok zor.." gülümsedi.

"İş dünyasına yeni atıldığından normal..zamanla alışacaksın merak etme"

"Hm..sen neler yapıyorsun?..Biliyorsun iç güne yakındır konuşmadık.." Kırmızı ışığı görünce durdu.

"Ben mi? Bilindik ben işte. Hastalarımla ilgileniyorum,tavsiye ya da ilaç veriyorum ki ben psikiyatrist olduğumu hesaba katarsan benim hastalarım genelde son seviyedeler maalesef,ilaç onlara tek çözüm geliyor ama ben yine de ilk seferler ilaç vermemeyi tercih ediyorum.."

Yutkundu. "İlaç her ne kadar çözüm gibi gelse de sadece kaçmaya yarıyor..bunu kendi başlarına yenmeleri gerek ama biz onlara ilaç vererek sadece kaçmalarını sağlıyoruz,çok saçma" morali bozuk gibiydi özellikle kurduğu son cümleden sonra.

"Yusuf..bir şey mi oldu?" Kafasını kaldırıp gözlerini gözlerimi kilitledi,gözlerindeki hüzün öyle derindi ki bir şey olmamış olması imkansızdı.

"Sadece..bazı hastalarımın artık iyileştiğini görmek istiyorum ama bu çok zor evet şimdiye kadar iyileştirdiği çok hastam oldu ve onlar beni çok mutlu ediyor ama iyileştiremediğim kişiler..onlar adına üzgünüm. Hayata bakış açıları öylesine kötü ki..yaşam onlara eziyet gibi geliyor,aldıkları nefesin kıymetini bilmiyorlar. Ölümün ne zor bir şey olduğunun farkında bile değiller. Ölümle burun buruna gelindiğinde yaşamak için ne kadar yalvarılması gerektiğinden..ve onlar bundan bihaberken hala ölmek istiyorlar..bu bana koyuyor" Arabayı tekrardan çalıştırdı,bende bu sırada kurduğu uzun cümleyi kafamda değerlendirdim.

Ölümün ne zor bir şey olduğu..ölümle burun buruna gelindiğinde yaşamak için ne kadar yalvarılması gerektiği.

Yusuf bir ihtimal kötü bir şey mi yaşamıştı? O da ölümle burun burna gelmiş miydi zamanında?

Bunu sormalıydım belki ama şuan değil,eğer gerçekten öyle bir şey yaşamışsa bile anlatmasını isteyemezdim,en azından şuanda.

SİYAH GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin