41.BÖLÜM

11.9K 306 22
                                    

İyi okumalar dilerim.
Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen :)
*

Yusuf'un söylediği cümle ile şoke oldum.

Nasıl..nasıl olabilirdi bu? Ben bir ses duyduğuma emimdim,kesinlikle biri vardı ama o olmadığını söylüyordu.

Ne diyeceğimi bilemedim kendimi çok kötü hissediyordum , Yusuf şuan benim bir şizofren olduğumu  düşünüyor olabilirdi.

Ama anlayamıyordum o sesleri suyduğuma emimdim,hissetmiştim bir kere. Nasıl olur da kimse bulunamazdı?

"kaçmış olamaz mı? Seni aradığımı duymuştur ve gitmek için plan yapmıştır.." ancak Yusuf'un bakışları olumsuzdu.

"Kamera kayıtlarında bir şey bulamadık çünkü o güne dair çekim yok kamera sabahtan beri bozukmuş bu da kafamda şüphe uyandırıyor. Yani senin dediğin gibi gelen biri varsa her şeyi planlamış olmalı,dolayısıyla sabah gelip kamerayı bozmuş ve o güme dair ne varsa silmiş,mantıklı. Çevre kameralara yarın bakabiliriz eğer ki biri varsa mutlaka birine yakalanmıştır fakat aynı zamanda diğer kameraları da bozmuş olma ihtimalı var...neyse sen dinlen şimdi yar8m halledeceğiz". 

Yusuf böyle konuşunca içim rahatladı beni deli sanmasından çok korkmuştum.

"Tamam..Yusuf ben geldiğin için çok teşekkür ederim.." bakışlarındaki  hüzün tatlı bir hal aldı ve bana iyice yaklaşıp " Tabii ki geleceğim seni asla yalnız bırakmam sakın  korkma güzelim" ardından alnımı öptü. Kokusunu içime çektim,onun varlığını hissetmek beni rahatlatıyordu.

"Ben..biraz dinlenmek istiyorum..sen gidecek misin?"

"Ne? Hayır tabii ki seni bu durumda yalnız bırakmayacağımı çok iyi biliyorsun, şuradaki kanepeler ne güne duruyor gidip bir örtü alacağım hemem geliyorum tamam mı?" aslında beni yalnız bırakmamasını istiyordum ama o an bir şey diyemedim sadece başımla onayladım.

Odadan çıktığında yalnızlık sardı bedenimi,içim acıyordu.

Bugün başıma gelenler beni çok korkutmuştu sadece Yusuf yanımda olsun istiyordum,başka kimse değil yalnızca o.

Gözlerimi yumup onu beklemeye koyulduğumda birçok düşünce vardı zihnimde ve bu can sıkıcı bir durumdu,başım ağrıyordu.

Birkaç dakika zor geçti ama Yusuf geldi. Elinde bir pike ve poşet ile.

"Açsın değil mi?"  poşetten birkaç aburcubur ve hazır noodle çıktı.

"Hastane yemeği sevmeyeceğini düşündüm bende şimdilik böyle idare edelim dedim" ona gülümseyerek baktım.

"Düşünmen yeterli teşekkür ederim.." pikeyi koydu ve masaya geçip noodeli açıp sıcak suyu döktü,her ikisine aynı işlemi uyguladıktan sonra beklemeye başladık,bu arada diğer aburcuburları  açtı. Çizi,tutku,yulaflı,saklı köy ve birkaç tane popkek ile içecek almıştı.

SİYAH GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin