2 - HAZ

17.1K 357 17
                                    

Bu bölümü, Eslem'e ithaf ediyorum. Biliyorum hepiniz tanıyorsunuz onu. Cana yakınlığı ile, herkesi kendine çeken biri o. Ayrıca müthiş bir yazar. Çok ileriye gideceğini adım gibi biliyorum. Hikayeye başlamamda, tasarlamamda, isimde, kapakta her şeyde onun parmağı var. Sadece uzun zamandır konuşamıyoruz, eğer bunu okuyorsa buradan kişisel meselelerim yüzünden uzaklaşma yaşadığım için özür diliyorum, o ve onlar kadar iyi insanlardan. Onları çok sevdiğimi söylemek istiyorum. Her şeyin en iyisini hak ediyorlar.

Çok uzatmayayım, yeni bölüm için iyi okumalar.
(Bölüm şarkısı - sezen Aksu - Farkındayım)


Yalnızlık, insanı başka şeylere iter, başka hobilere mesela, kitap okumaya, film izlemeye, sürekli müzik dinlemeye, yemek yemeye ya da başka şeylere. Seks mesela.. Seks bir insanın vücudunun başka kişiler tarafından keşfedilmesine izin vermektir. Yalnız insanlardan bahsediyorum tabii ki, vücutlarının bir türlü bütünleşmediği insanlardan, aşık olmayanlardan. Başka kapılara gidenlerden ve o kapıdan medet umanlardan. Sevilmeye çalışıp başarılı olamayanlardan, her gün başka kollarda aranan huzur gün gelir rahatsız etmeye başlar. Ama bu insanları suçlayamazsınız. Biri tarafından önemsenmeyen insanlar akıllarını başka şeylerle doldururlar ve bu onların suçu değildir. Mutlu olmaya çalışıyorlar diye kimseyi yargılayamazsınız. Bu insanlar iki şey arasında seçim yapmak zorundadır yalnız ve mutsuz ölmek, anlık mutluluklara izin vermek....

-------Zeynep --------

Kapıyı yavaşça açıp uyku mahmurluğu ile içeri giriyorum. Ayaklarımın üzerinde zor durduğumu fark edince asistanım yine kolumdan tutup bana yardımcı oluyor. Sevdim bu çocuğu halden anlıyor. Çalışanlarımın karşısına böyle çıkmak istemezdim ama çok da umurumda sayılmaz.

Koltuğumu da en sona koymuşlar, inadına mı yapıyorlar bilmiyorum ki ben. Destek eşliğinde koltuğa oturup bana dikkat kesilen suratlara bakıyorum. Hepsi bir o kadar meraklı ve çalışkan gözlerle beni izliyor. Şımarık bir kız olabilirim ama babamın itibarını daha çok düşündüğümden kibarca konuşmaya başlayıp küçük bir yalan uyduruyorum.

"Kusura bakmayın biraz rahatsızım. Çok vaktinizi almayacağım.."

Bir kısmı başını sallayıp bana onay veriyor.

"Adım Zeynep. Cihan Bey artık işine devam etmeyecek. Bir nevi kendi görevlerini bana devretti diyelim."

Aralarında bir takım fısıldaşmalar oluyor, bunlardan bazıları da kulağıma geliyor.

"Cihan bey rahatsız mı?"

"Durumu iyi değil mi?"

"Cihan beye bir şey mi olmuş?"

Boğazımı temizleyip tekrar bana bakmalarını sağlıyorum.

"Sadece benim söylediklerimi dinleyin lütfen."

Sesim biraz sert çıkıyor. Babam ne yapmış buraya böyle? Kafasına buyruk insanlardan nefret ederim.  sonunda istediğim gibi sesleri tamamen kesiliyor.

"Bundan sonra patronunuz benim, bunu bilmeniz yeterli. Sorusu olan?"

Bir kaç el kalkıyor ben böyle deyince, ama resmen görmezden geliyorum. Soruları bekleyebilir bir yere gitmiyoruz ya..

"Çıkabilirsiniz." diyorum dişlerimin arasından.

Bana inanmayan gözlerle bakıp yavaşça odayı boşaltıyorlar biri haricinde.

AKŞAM GÜNEŞİ (ZeyKer)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin