16 - MUTLULUK İSTEMEK

7.5K 258 53
                                    

Ailenizin yanında olmanın verdiği mutluluğun yerini tutmaz ama bu bayram ben de size minik bir armağan olarak "yb" yazdım. Beni de ailenizden biri olarak sayın ki  nice mutlu bayramlar görelim inşallah hep birlikte. Umarım beğenirsiniz :)

Yorum yapan, beğenen, okuyan o ellerinizden gözlerinizden öperim. Çok teşekkürler :)

(Bölüm şarkımız Bryan Adams - Have You Ever Really Loved A Woman)

Bu bölüm "tambirrleydi" me gelsin haketti değil mi :) Keyifli okumalar :)))

Hayatımızı yönendirmeye çalışşan insanlar olur bazen... Kimileri bunları hiç haberimiz yokken yapar, farkına varamayız kimin ne yaptığına ama hayatımız saçma yerlere sürüklenir işte... Nefret edemeyiz onlardan, bilmediğimiz için. Ama bir gün öğrendiğimizde kaderimizle oynandığını dünyanın en kin dolu insanı oluruz ve bu kini önümüze çıkan herkese bulaştırırız...

-------------------ZEYNEP-------------------

Can elindeki dosyayı açarken garson gelince iki kahve söylüyorum. Can garson gidince hemen konuşmaya başlıyor.

"Sayerler... O kadar sıkı korunuyor ki geçmişleri, bilgi bulabilmek için Polis arşivlerine kadar girdim açıkçası."

"Aslansın Can ya, bayılıyorum sana, eh anlat bakalım." diyorum koluna yavaşça vururken.

Can önüme bir kaç dosya kağıdı koyuyor önce üstte küçük bir çocuğun resmi kağıda tutturulmuş halde duruyor.

"Otuz beş yıl önce bir oğulları olmuş. Adı Koray. Önceleri her şey normalmiş. Çocuk ve aile gayet sağlıklı. Hastane kayıtları:  ateşlenme, grip gibi hastalıklarda gözüküyor. Koray dört yaşında iken hastane kayıtlarında yoğun bir artış gözüküyor." dedikten sonra duraksıyor bir süre.

"Hangi bölüm?" diye soruyorum hemen.

"Onkoloji, Lösemi hastasıymış Koray. Bilirsiniz bunun gibi hastalıklarda uyumlu ilik bulunması gerekiyor. " raporlarda yazan tarihlere ve isimlere bakıyorum.

"Sayerler bulmak için her şeyi yapmıştır..." diyorum bakışlarımı kağıtlardan kaldırırken. Can başıyla onaylıyor.

"Aynen öyle, yurt dışına kadar acayip kapsamlı araştırma kayıtları var buradaki rapor nüshalarında. " Can göz kırpıyor.

Elime bir kaç kağıt daha tutuşturuyor. Stanford Üniversitesi, Oxford, California üniversite başlıklarını görünce kaşlarımı kaldırıyorum.

Can devam ediyor.

"Bulunan en uygun bir kaç örnek Türkiye'ye getirilse de dokular uyuşmadığı için ameliyatlar bir türlü gerçekleşmiyor. Tabii bu sırada Koray günden güne kötüleşiyor. "

"Ee kurtaramamışlar mı? " diye soruyorum merakla.

"Kurtarılamamış.." diyor Can sonra hemen devam ediyor. "Yani haberlere, gazetelere ve mezar taşına bakarsanız Koray Sayer bundan yirmi dokuz yıl önce ölmüş."

"Yani?" ne demek istediğini soruyorum.

"Yanisi şu ki, bahsettiğim tarihten çok kısa bir süre önce, devlet para karşılığında kan dokusu, ilik örneği topluyor. Tıbbi bir araştırma için. İstanbul'da yaşayan fakir bir aile de çocuklarından örnek aldırıyor. "

AKŞAM GÜNEŞİ (ZeyKer)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin