7 - RAKI BALIK

12.9K 317 38
                                    

Sarhoş insanların söylediği şeylerin yüzde seksen beşi doğrudur bu yüzden biraz alkollü bir insanı konuşturmak gerçekleri duymanıza yardımcı olur. Buna rağmen sarhoşken alınan kararların yüzde sekseni çöpe gider. En iyisi alkollü iken kendinizi dış dünyaya kapatın. Ya da karar vermekten sakının tabi başkaları ile muhabbet etmekten de. Bir de yarın uyandığınızda bugünü hatırlamayak istemiyorsanız  yaşadığınız hayatı tekrar gözden geçirin. Her hayat ve her gün yaşanmaya değer.

(Bölüm Şarkısı Della Reese - Whatever Lola Wants)

Bu bölümü ruyasoykan'a(cicek123456), hediye ediyorum dilediğince okusun :)

-----------------ZEYNEP----------------

"Bakar mısınız beyefendi şu adresteki balıkçıya nasıl giderim acaba?"

Soruyu sorduğum orta yaşlardaki adam arabanın açık camından uzattığım kağıt parçasını elimden alarak gözüne sokmaya çalışıyor. Yani Zeynep bula bula kör bir adamı buldun!

"Bilmiyorum kusura bakmayın.."

Adam mahcup bir şekilde kağıdı bana tekrar veriyor. Kesin okuyamadı zaten ne bekliyorsam. Bakalım bakalım etrafta şöyle sağır, kör ve ya dilsiz olmayan, akıllı gözüken ayrıca okuma yazma bilen, bir ihtimal yakışıklı birileri var mı... Eleman aramıyorum sadece yol tarifi verecek birisini arıyorum.

Anadolu yakasını bu yüzden hiç  sevmiyorum. Her yer akşam olunca kapanıyor. İnsanlar tavuklar gibi erkenden uyuyor.  Fransızlar... Türk düşmanları!!! Bak bak kaçmasana ablacığım ezmeyeceğim herhalde yani seni. Arabayı üzerine sürünce korktu sanırım. Git sen de git şimdi beni yalnız bırak ve uyumaya git...

Ne diye şoförünü yanına almazsın a Zeynep? Hadi onu almadın, gidip babana yetiştirmesin diye - Hasan amcaya hala güvenmiyorum ki, babamın yardakçısı benim değil - neden Kerem'in telefon numarasını almazsın?!! Ya da ne diye navigasyondaki adamla anlaşamazsın bu da başka bir seçenek tabi...

Karanlığı yaramayan loş ışıklarla dolu bir sokakta arabayı durduruyorum inadımdan vazgeçmeden. Arabadan inip kapıyı çarpıyorum ve etrafa göz gezdirmeye çalışıyorum. Az ileride küçük bir işletme gözüme ilişiyor. Hiç düşünmeden sessiz sokakta topuklularımın tak tuk sesleriyle birlikte umudun ışığına doğru yürüyorum... Kapısının önünde karanlığa alışan gözlerimin beyaz ışıkla kaynaşmasını bekliyorum. İnternet kafe mi burası? Kapısında da öyle yazıyor. Daha fazla düşünmeden kapı girişindeki üç basamak merdiveni hızlıca çıkarak içeriye dalıyorum. Çalışan klima bir an kemiklerimi ısıtıyor.

Çok değil dokuz on tane moron velet, başlarında kendilerinden büyük kulaklıklar, kesin oyun oynuyorlardır. Ama bunları gören, beyaz sarayın güvenlik kameralarını izleyen FBI elemanı sanır... Bilgisayardan içeriye girecek şekilde vuracaksın birer tane kafalarına... Öhöm öhöm neyse..

Girişte başında kulaklık olmayan federal ajan ayağa kalkıp bana sesleniyor.

"Buyurun birine mi bakmıştınız?"

Hı hı korumaya ihtiyacım var bir kaç çocuk alıp çıkacağım hemen.

"Hayır şu adresi arıyorum." diyorum elimdeki kağıdı ona uzatıp genç ajan hemen uzanıp kağıdı alıyor. Yüzünde tuhaf bir gülümseme oluşuyor. Çok mu komik? Sinirlerim iyice gerildiğinde nihayet bana dönüyor.

"Biraz yanlış gelmişsiniz."

Çok güzel ya çok mutluyum şu an gerçekten süperim hatta.

AKŞAM GÜNEŞİ (ZeyKer)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin