Umarım ki, bayram dileklerim yerlerine ulaşmıştır ve bayramınız mükemmel geçmiştir. Bayram hediyesi olarak yazacağım bölümü, hatta yazdığım diyeyim ki, kendi ellerimle yanlışlıkla sildim. :( tekrar yazmak da iki günümü aldı hali ile. Neyse sizi çok tutmadan bölümle başbaşa bırakayım.
(Bu bölümü başlardan beri yorumları ve oyları ile bizi yalnız bırakmayan herkese ve Bursinbenimse'ye gelsin :)
(Bölüm şarkısı da Demir Demirkan - Aşktan Öte, gidiyorum ve sizi çok çok öpüyorum :)
Bazı insanlara hiç soru sormadan güveniriz. Hiç araştırmadan, sadece güveniriz. Kalbimiz öyle der çünkü, onun iyi bir insan olduğuna o kadar inanmışızdır ki aksini aklımıza bile getirmeyiz.
Fakat, insanlar güveni boşa çıkarmak için ellerinden gelen her şeyi yaparlar. Tanıdığımız insanların sürekli ihanetleri ile karşılaşınca yeni insanlar tanıma iç güdüsü devreye bir türlü girmez..
-------------------ZEYNEP -----------------
"Sen çalışıyor musun? " diyor Barış'ın yeni tanıştırdığı çocuk kulağıma eğilerek .
"Kendi şirketimizde yöneticiyim. " elimde ki bardağı kafama dikiyorum içindeki alkolün son yudumunu mideme indirmek için.
"Bu yaşta bu yetenek? Eminim başka yeteneklerin de vardır senin." muhtemelen olsa da ki özellikle yatakta, hiç göremeyecek olduğun için üzgünüm.
"Adın neydi senin? " barmenin yeni doldurduğu bardağı elime alıp sallıyorum ona bakarak.
"Mete." diyor şaşırarak. Oy kıyamam.
"Belki sonra görüşürüz." dedikten sonra çantamı alıp çıkışa doğru yürümeye başlıyorum.
"Zeynep! Nereye gidiyorsun ya? " Barış'ın bana seslendiğini duyunca olduğum yerde geri dönüp ona bakıyorum.
"Barış sıkıldım ben ya gidiyorum. " diyorum Barış'a dudaklarımı bükerek.
"Canını sıkan bir şey mi oldu? Bir şey falan mı dedi?" Kim Mete mi? Yok canım bana ne yapabilir ki? Komiksin Barış.
"Yok ya, iyi çocuk. " gülümseyerek el sallıyorum ona. Sonra arkamı dönüp yoluma devam ediyorum.
Kerem.. Çok geçmeden onu görünce durup ona bakıyorum sessizce. Bu kadar cool kalmayı nasıl başarabiliyor merak ediyorum doğrusu. Arabama yaslanmış, ucu tüten sigarasını ağzına tutturmuş elindeki zippo çakmağı çeviriyor. Yanımda çalışmaktan memnun mu acaba?
"Hey n'aber? " diyorum biraz bağırarak neşeli neşeli ona doğru yaklaşırken.
Ağzındaki sigarayı yere atıp ayağıyla söndürdükten sonra bana dönüyor Kerem.
"İyiyim Zeynep hanım teşekkürler. "
Karşılık olarak başımı sallıyorum yavaşça.
"Bir yere mi gideceğiz? " diye soruyor merakla.
"Daha sakin bir yere lütfen." benim için açtığı kapıdan geçip koltuğa oturuyorum.
Kerem koşarak yanıma oturuyor ve kontağı çeviriyor.
İstanbul'un insanlarını ve sokaklarını izlemeye başlıyorum başımı yaslayarak. İstanbul'un ne hissettiğini bilmediği milyonlarca insanlar.. ama daha tuhaf bir gerçek var ki ortada, insanlar da içlerinde neler olup bittiğinin farkında değil...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKŞAM GÜNEŞİ (ZeyKer)
Hayran KurguEvli bir adam, şımarık genç kız. Yepyeni ZeyKer hikayesi. Keyifli okumalar :)