24 - TÜKENECEĞİZ (part 1)

1.9K 120 17
                                    


Beni ve hepimizin olan bu hikayeyi, özellikle yorumlarıyla, yalnız bırakmayan AsliAydin7'ye gelsin teşekkürler :)

Sezen Aksu - TÜKENECEĞİZ

---------------ZEYNEP ------------------

Beni, hâlâ babasının küçük kızı sanıyor. Her yaptığına minnetle bakan, bunu belli eden, babasının her yaptığını abartarak düşünüp dillendiren hatta dilinden düşürmeyen küçük kız. O küçük kızın babası, süper kahraman olur, bağırsa da çağırsa da en büyük odur. Gücünün üstüne güç yoktur ki takdir etmesin ama büyüdükçe babası küçülür gözünde, sarayken ev, kralken elçi, devken normal insan olur, küçükken babası istanbul'dur büyüdükçe istanbul'un sıradan bi ilçesi gibi görünmeye başlar. Babası bu kadar farklıyken, en yenilmez bir savaşçı, sözünün en büyük olduğu kral, en geçilmez bir diyarken gözünde küçülür küçülür, tabi sevgisi biter demiyorum belki günden güne de artar ama artık o eski küçük kız olmadığı için herkesin babası nasılsa onunki de öyle olur, baba işte.. Atsan atılmaz, satsan satılmaz eski bir tabirle.. Sevgisi hiç azalmadığı gibi ona duyulan da erimez. Ama onun babası da diğer babaların arasına karışmıştır bir kere. Belki bir kez daha süper kahraman olabilmesi için gerçek bir savaşçı olması gerekir. Belki sadece onu anlaması gerekir, küçük kızını....

Evet, beni anlaması gerekirdi. Kerem'i nasıl sevdiğimi, onun için canımı verebileceğimi görmesi gerekirdi. Bir insanın canından daha kıymetli biri için kimleri yok sayacağını, neleri gömeceğini, neleri başının üstünde taşıyacağını bilmesi gerekirdi. Ama benim sevgili babam, kendinden bir dakika bile şüphelenmeyeceğim bir suikastin nasıl da baş kahramanı çıktı, nasıl da beni yalanlarıyla kandırdı?! Canımı almaya çalıştı benden, canımı, varımı yoğumu, kendimi adadığım her şeyi benden almaya çalıştı. Tanrının bana verdiği en güzel hediyeyi o, kim oluyor da benden koparmaya çalışıyor?

Söylene söylene ama tek bir gözyaşı bile dökmeden arabayı şirkete sürüyorum. Günlerden çarşamba olduğunu bildiğim için, babamı orada bulacağımı da çok iyi biliyorum. Ne yollar bitiyor, ne zaman geçiyor şu lanet anda.

Şirkete girerken önce bacaklarımda bir titreme sonra da yüreğimde bir acı hissediyorum. Ama kalbimi ve beynimi ele geçiren nefret ayaklarıma güç veriyor, yürümeye devam ederken kimseyi görmüyor gözlerim. İnsan siluetleri beliriyor ama seçemiyorum işte. Sonra kapıyı çalmaya gerek bile duymadan babamın odasına hışımla dalıyorum. Masasının arkasında sakince durmuş önündeki dosyaları incelerken sesi duyunca aniden başını kaldırıyor.

Kapıyı da girer girmez sinirle çarpıyorum. Kırıp dökesim, dünyayı yerle bir edesim geliyor da doğrusu... Beni daha önce böyle görmediği için bana hayretler içinde, bakarken ona doğru eğilip iki yumruğumu da masaya vuruyorum.

"Ne yaptığını biliyorum!!" diyorum dişlerimin arasından, ağzını açacakken konuşmama devam edip susmasını sağlıyorum.

"Ne yaptığını biliyorum baba!! Bu sefer kolay olmayacak hiçbir şey. Şu an senden öyle nefret ediyorum ki anlasan ağzını açmaya cesaret edemezsin. Çünkü baba, sen sadece bir kadının sevgilisini değil, bir anneyle babanın evladını, bir adamın kardeşini en önemlisi de bir çocuğun babasını, onların da canını almaya çalıştın. Nasıl bu hale geldin? Para, şan, şöhret, insanların adı olması nasıl gözünü boyadı senin? Benim gözümde senin şeytandan farkın yok artık, sen, benim babam değil hiçbir şeyim olamazsın. Sana bir kaç bir şey daha söyleyeceğim, bu zenginlik, bu kendini beğenmişlik, bu kötülük ve ondan doğan her şey senin olsun, benden ve Kerem'den sonsuza kadar uzak dur."

Durup nefes almak istiyorum ama kelimeler ağzımdan kaçıyor sanki. Sonra ağlamaklı bir sesle devam ediyorum.

"Onu benden nasıl ayırmaya çalışırsın ya?" "Sen bir insanın canını almaya nasıl kalkışırsın? Sen kimsin Cihan Güzel?! "

AKŞAM GÜNEŞİ (ZeyKer)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin