27.Bölüm

32.1K 909 32
                                    

Değerli okuyucularım yorumlarınızı bekliyorum. Teşekkür ederim hepinize.❤💜❤💜

Uyandığı yer önemliymiş insanın. Uyandığı kişi, uyandığı hayat... Herkes zaten derin bir uykuda değil miydi yaşarken? Uyanmayacak mıydık? Uyanışların her birisini yeni başlangıç kabul ediyordum. Her uyandığım günü dünyada ilk günü yaşıyormuş gibi yaşamak isterdim. Ölümün doğmaktan daha gerçekçi gelmesi beni kötümser değil sadece gerçekçi yapıyordu. Bazı duygulardan kendimi arındırmıştım. Beni her insanı olduğu gibi zincire vuran tek şey dilimdi. Ne demişler her insan söylediği sözün kölesidir. Bu yüzden konuşmamayı korkaklık sayıp sadece doğru bulduğum şeyin peşinden gitmeye karar verdim. Riskimi ölüme ve aşka adadım ve işte yine uyandım. Risk aldığım aşkla, adamla ve hayatla .
Beni buraya getiren ve beni bu hayata layık gören çabalarıma ve dayanma gücüme ödül vermek isteyen Allah'tı.
Allah'tan bir şeyler dilediğimizde 3 şey olurmuş. Ya hayır der vermezmiş istediğimiz şeyi, ya evet der verirmiş yada bekletip en iyisini verirmiş.
Sabrettim ve şimdi Rüzgâr 'la uyandığım her günümde aşkla alıyorum karşılığımı.
Can ,Selin ,Rüya ve ben kahvaltı ederken herkes çoktan gittiği için geç uyanan ekip olarak bizbize kalmıştık. Kahvaltı boyunca Rüya eliyle Can'ı beslemişti. Kahvaltıdan sonra ise hepimiz sohbet ederken aklıma gelen soruyla Can'a döndüm.
"Can Çağatay normalde olgun ve nasıl davranması gerektiğini bilen bir adamdır. Neden Sevda'ya böyle davranıyor?" Can bana bakınca
"Damla daha abim sana mafyaların dedikodu yapmadığını söylemedi mi?"demesiyle gülümseyip hepimiz Can'ın yanıma yaklaşıp daha da sokulmuştuk.
"Can sen yaparsın hadi anlat."diyen Selin'le hepimiz kahkaha atmıştık. Biz Can'ı zorlarken Rüya'da bize uyuyor ve
"Aşkım evime giderim bak söyle ya lütfen. " demesiyle Can
"O kadar korkunç durumlar gördüm ki hayatta ve hiçbiri kadınların bir araya gelince oluşturduğu teşkilat kadar korkutucu görünmedi gözüme. "Deyip gülmesiyle hepimiz kahkaha atmıştık.
Yaklaşık bir saate yakın zamandan sonra
"Vallahi Rüzgar abim beni öldürür ya dedikodu yapan erkeğe tahammülü yoktur. Aşkım benden vaz mı geçtin? "Diye yalvarır gözlerle Rüya'ya bakınca Rüya
"Kızlar bana bırakın."deyip Can'a döndü. Rüya Can'ın boynuna ellerini dolayıp dudak büzerek
"Beni sen üzüyor musun ?"diye kedi gibi mırlayınca Can bana sinirli sinirli bakıp
"Yılanın başı sensin."deyince Selin'le kahkaha atmıştık.
Rüya Can'ı kendine döndürüp ellerini yanağına koyarak dudaklarına masum ve çekingen bir öpücük bırakınca Can'ın gözleri şok içinde açılmıştı.
"Anlat hayatım."diyen Rüya ile Can sevgilisine bakarken
"Sevda'nın abisi Rüzgar abimin sevmediği bir mafya ve kız bunu saklamış. Adam psikopat ve ters . Kız ilişkilerini gizlemek istemiş. "Deyince Rüya bize bakıp göz atınca biz şaşırarak Rüya'ya baktık. Kız nasıl gizlemek isterdi anlayamamıştık. Kız kıza bu konuyu konuşmamız gerekliydi. Hepimiz ayaklanınca Can bağırdı
"Heyyy nereye? Beni bu şekilde kullanıp bir peçete gibi kenara atamazsınız. "Derken kahkaha eşliğinde biz Can'ı salonda bırakıp mutfağa geçince
"Seviyor gibiydi."diye konuşmayı başlatan Selin 'e bakıp ben söze girdim.
"İnsan neden ilişkisini saklamak ister ki?"deyip aklımdaki düşünceyi söyleyince
"Kızın abisini düğünde görmüştük gayet tatlı bir adamdı ve hatta Çağatay 'la bile görüşmesine izin vermişti. "Deyince olay tamamen kafa karıştırıcı olmuştu.
"Eğer Çağatay 'ı sevmiyorsa onları ayırmalıyız. "Diyen Selin'e ikimiz de şaşırarak bakmıştık. Fakat Selin bir yandanda haklıydı ya Çağatay 'ı tehlikeye atarsa bir daha Can olayına benzer bir durum yaşamak istemiyorduk. Sorunu kafamızda dağ edecek kadar büyütecek kadar konuşunca ne kadar saat geçtiğini bilmeden Can'ın yanına dönünce hepimiz.
"Can düğünde ki Sevda'nın abisi diye tanıtılan adam kimmiş peki?"diye sorunca Can bana bakıp
"Kuzeni."deyince hepimiz olayı anlamıştık. Sorularımızın gerisini yanıtlayabilecek tek kişi ise Sevda'ydı.
"Can?"diyen Rüya'ya Can bakmıyordu.
Rüya kahkaha atıp Can'a biraz daha yaklaşınca
"Bak yine aynı taktik. Tamam ya barıştım ama bıktım sizden . Benim başım sizin yüzünüzden beladan kurtulmuyor. Bir kadından daha kötü birşey varsa oda 2 kadınmış. Sizinle Rüzgâr abim bile baş edemez artık. "deyince hepimiz gülümsemiştik.
Akşam üzeri herkes eve gelmişti. Bugün erken gelmişlerdi. En son gelen ise Sevda ve Çağatay 'dı. Çağatay'ın yüzü asıktı. Sohbet başlamışken ben Rüzgar'a sokulmuştum. Bugün biraz uykusuz olduğumdan şuan bile gel dese gidip uyurdum Rüzgâr 'la.
"Can niye bana öyle bakıyorsun?"Rüzgar 'ın beni göğsüne çekerken sertçe söylediği bu sözle Selin ,Rüya ve ben kahkaha atmıştık. Can Rüzgâr 'a suçlu suçlu bakıyordu.
"Hiç abi ."derken bile sesi titremişti.
"Karım?"diyerek bana dönünce Can'a gülen benim yüzüm solmuştu bir anda.
Yüzüne bakmamak için başımı göğsüne daha da yaslamıştım.
"Çık oradan ."derken sesi sertti ama biliyordum. Yaptıklarımız ona çocukça geldiği için eğleniyordu bizimle.
Birden kapının sertçe çalınmasıyla herkes tedirgin olmuştu. Rüzgar yanımdan aniden kalkınca diğer kardeşlerde onunla çıkmışlardı.
"Gelsin."diyen Rüzgar'la hepsi salona geri dönünce Rüzgar
"Sevda abin gelmiş. "Deyince Sevda birden ayağa kalkıp
"Ben ,ben gideyim."deyince Çağatay bir anda bağırıp
"Otur."deyince bu sözü öyle bir söylemişti ki hepimiz korkmuştuk. Sevda ağlayıp yerine oturunca içeriye takım elbiseli ,boynuna kadar dövme dolu ve asker tıraşlı bir genç adamın gelmesiyle hepimiz ayakta birbirimize bakıyorduk.
"Çağatay silahımı bıraktırdın. Korkma benden bu kadar."diyen sesi alaycı ve kibirliydi.
Çağatay 'ın siniri çok belliydi , elleri yumruk halinde ve parmak boğumları sıkmaktan kızarmıştı.
"Kadınlarımızın olduğu bu ortama silahla girecek adamı buraya gömerim."diyen Rüzgar o kadar korkutucu söylemişti ki bunları olduğum yerde gerilmiştim.
Adamda belli ki korkmuştu. Rüzgar 'a bakıp yutkununca
"Kardeşimi alıp gideceğim. Hadi Çağatay git getir ellerinle kardeşimi. Emrimi yerine getirmeni izlemek istiyorum da."demesiyle Çağatay adamın üzerine yürürken bir anda ayağa kalkıp koşarak Çağatay 'ın koluna yapışan Sevda olmuştu.
Çağatay bir anda dönerek
"Geç lan yerine . Lafımı bir daha ikiletme."diye kükreyince Sevda titreyerek geri çekildi. Çağatay o kadar korkunç görünüyordu ki. Vural söze girince gözler Vural'a döndü
"Gel ben sana kardeşini vereceğim. "Deyip adamın yanına ilerleyince adamın koluna girdi. Sanki sevgili gibi psikopatça hareket ederken adam Vural'ın ellerinden kurtulmaya çalışırken bağırdı.
"Buraya getirdiğiniz kızların hepsini böyle mi oruspunuz yapıyorsunuz? "Deyince ağzımızı kapamıştık utançtan. Rüzgar sessizce
"Dışarı götürün. Hemen. Kendimi on saniye kadar tutacağım."Bu sözleri öyle bir söylemişti ki kısık sesi hepsine yetmişti. Adam kurtulmak için bağırırken bütün kardeşler dışarıya çıkmıştı. Yaklaşık bir saatin sonunda Selim,Mert,Serkan,Vural geri dönmüştü ama Çağatay ve Rüzgâr yoktu.
"Ben Rüzgar 'a bakıcam" diye kapıya yürürken aniden kolumdan tutup beni geri döndüren Vural olmuştu.
"Vural bıraksana ya. Rüzgar iyi mi? Neden dönmedi?"diye ağlamaya başlayınca
"Yengem dur sakin ol. Komik misin nesin? O adam abime ne yapabilir?"derken beni kendiyle birlikte koltuğa oturtunca
"Ben sizden özür dilerim. Söyleyemedim. "Diyen Sevda'ya bakıp Selin
"Yalancı birisin."deyince Serkan kolundan tutup
"Selinnn."diye uyarınca
"Ne Serkan ya size birşey olsaydı?"deyince
"Yavrum nolacak Allah aşkına gel buraya."demesiyle Selin'i kendine çekip yatıştırınca içeriye Rüzgar ve Çağatay 'ın gelmesiyle Rüzgar' a koşarak sarılmıştım. Başımın üzerine öpücük kondururken
"Ağlama karım. Şşş"derken ben sakinleşmiştim. Korkmakta haklıydım karşı tarafta mafyaydı.
"Çağatay ben"diye Sevda'nın söze girmesiyle hepimiz yerimize geçerken sadece Sevda ve Çağatay görüş alanımızdaydı.
"Sevda ben sana sorduğumda bana karşı susmadın. Sussan yalan söylememiş olacaktın. Beni kandırıp birde üstüne başka birini öz abinmiş gibi tanıttın. "Demesiyle Sevda hıçkırarak ağlarken
"Seviyordum seni kaybetmemek için ben sadece-"demesiyle sözünü bölen Çağatay 'la
"Sen sadece yalan söyledin. Ben bunu öğrensem seni layık olamayacağın ailemle tanışırmazdım. Bir şeyler sakladığını biliyordum ama bu kadarı fazla. Bitti. Sözümü tuttum yine de seni korudum ve abinden kurtardım. Sende biliyorsun ki son günümde seninle bu yüzden görüştüm. Selim şunu evine bırak. "Demesiyle hepimizin ağzı açık kalmıştı. Selim ayağa kalkıp resmen yalvaran kızı acımasızca kolundan tutarak dışarıya çıkarmıştı.
"Çağatay sert olmadı mı yani ben-" benim sözümü kesip
"Yenge yalanın küçüğü büyüğü yok. Bir de beni kandırmaya çalışmış. Bugün öğrendim ben bunları. Kaç gündür birşeyler sakladığını adam takarak peşine anlamaya çalıştım."demesiyle Mert söze girdi.
"Abi iyi yaptın. Yalanın affı olamaz."demesiyle Rüzgar 'a döndü Çağatay
"Abi evimize böyle bir kadın soktum. Ben senden öz-"
"Çağatay! " demesiyle hepimiz Rüzgar 'a bakarken Rüzgar sertçe konuştu.
"Bu hayatta herkes ikiyüzlü insanla karşılaşır ve bunun adı kader. Bilerek yapmadın kardeşim geç otur yerine ve saçmalamayı kes . Nerden bilecektin?"demesiyle ortalık yatışmıştı. Çağatay rahatlayarak yerine oturmuş ve sessizce yemeğin hazırlanmasını beklerken Can'la birlikte yine sohbet başlamıştı. Ben Rüzgar 'a dönüp iyice sokularak
"Rüzgar? "Dememle beni kendine çekip dinlediğini saçlarımı okşayarak göstermişti.
"Ben yalan söyleseydim, benden bu kadar çabuk vazgeçer miydin?"dememle Rüzgar benim yüzümü okşayarak kalbimi fetheden cümlelerini kurmuştu.
"Yalanı söyleyen sevmiyordur. Yalanı göze alanın o kişiye saygısıda yoktur. Ben seni evimden çıkarsam bile kalbimden çıkaramam ama yine de erkek gururu bu incitmeye gerek yok. Seni bu eve hapsedemezdim yalanından sonra ama karımsın. Başka eve kitler canını okurdum. Tövbe ederdin yaptığına. Ben seviyorsam şair falan değilim benden nezaket bekleme. Anlıyacağın o elmada beni sevmek zorundadır ."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mafyanın ZaafıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin