36.Bölüm

27.9K 829 71
                                    

###2 hafta sonra...

Sevmek ne kolaymış eskiden bazen düşünüyorum bu durumu neden bu hale geldiğimizi? Insanları sevmeye karşı bu kadar tepkili yapan şey ne oldu diye ama sonra anladım.
Öyle bir zamandayız ki o güzel insanlar o güzel atlara binip gitmişler.
Şair diyor ya demirin tuncuna insanın ***ine kaldık diye...
Aslında sevmek bu kadar kolayken bence bizim sorunumuz yani sevmektem nefret edecek duruma , korkacak duruma gelenlerin durumu karşılarına sevilecek bir insanın hiç çıkmamış olmasıymış.
Aslında sevmek zor değilmiş sevilecek insan bulmaktaymış mesele...
Benim cennette rüya gibi geçen günlerimden sonra artık hepimiz dönmüştük.
Kimseye haber vermediğimiz için evde sadece Selin'e denk gelebilmiştik.
Erken dönmemizin sebebi ise Can'la Rüya'nın evlilik için tarih belirlemeleri olmuştu. Tam iki hafta sonra çifte düğünümüz vardı. Sevda ve Çağatay ile Can ve Rüya sonunda bir yuva kuracaktı ve bu tarih iki hafta sonrasındaydı. Bu sevinçli haberle Çağatay ve Sevda havalara uçmuştu. Artık bekledikleri ana kavuşmalarına az kalmıştı.
Selin bizi karşılarken
"Oooo hoşgeldiniz ."diyerek boynumuza atlamıştı.
"Hosbuldum ."dememin ardından eşyalarımız yerleştirilirken biz salonda yerlerimize geçmiştik.
Kocamın yanına oturunca beni kendine çekip başımın üstünden koklayarak öpmüştü.
Sonra kulağıma eğilerek
"Kokun cezbedici... Beni kışkırtıyorsun. " derken elleriyle belime dokunan hareketleri sahiplenici olduğu kadar arzu dolu olmaya başlamıştı.
"Çağatay ve Sevda sizi kutlarım."diyen Selin'e bakınca yüzündeki gülümsemeyle yeni çiftimizi izliyordu.
"Teşekkürler. " diyen Sevda ile Çağatay yanyana otururken Sevda'nın Çağatay 'ın yanında ne kadar küçük ve savunmasız göründüğünü farketmiştim.
Çağatay bir kaplan gibi öne meyilli otururken  eli Sevda'nın belindeydi.
Ellerimi önümde kenetlerken Selin 'e bakıp
"Nerde kaldılar? " dememle ailemizin geri kalanından söz ettiğimi anlamıştı.
Aniden kapıdan duyulan
"Sonunda be!"diyen Can'ın ardından ayrıca sinsi sinsi gülüyordu Can yine ve arkasından gelen
"Nerde kaldınız abim ya?"diyen Serkan'la birlikte hepsi içeriye girerek bizi selamlayıp yerlerine otururken sırıtan Can'a söze girdi
"Ne oldu siz barışmışsınız? " deyip yandan yandan gülmesiyle Çağatay
"Can ağzının üstüne bir tane çakarım seni kimse kurtaramaz. Düzelt lan o gevşek suratını. " demesiyle Can bir anda ciddileşip
"Abi ne oldu yine ya? Bütün olaylar sizde baksanıza. Ya şimdi mütevazi olmamı beklemeyin . Bu barışmanın sorumlusu ben olduğum için bana borçlusunuz."deyip onlara bakıp gülmesiyle Çağatay
"Gel Can. Gel kardeşim ödeyeyim borcumu."diyerek eliyle gel işareti yapınca Can ayağa kalkıp
"Peşin mi abi?"deyince bunlar yine her zaman ki gibi laf dalaşına girmişlerdi. Aslında bunlar demem biraz saçma olmuştu. Can kimi görse çatardı. Ne kadar özlediğimi fark etmiştim onları izlerken , bu aile benim ailemdi.
Hep özlemini kurduğum yuva buydu ben bunu yaşayınca anlayabilmiştim.
"Lan gelinliğin hazır mı? " diyen Serkan Can'a çatmaya başlamıştı. Belli ki bu gece hepsi Can'a oynuyordu.
"Senin gelinliği ödünç alacaktım."diyen Can'la herkes kahkaha atarken Vural
"Bunun dili uzadı. " demesiyle yine evde çocuk gibi birbirlerine girerken
Sevda Çağatay 'a dönüp
"Benim şimdiden uykum geldi."demesiyle Can söze girip
"Ya ne uykusu ? Yeni geldiniz. Hadi doğruluk,  cesaretlik oyunu oynayalım."demesiyle bu oyun fikrini çok seven ben atılmıştım söze
"Ben bilmiyorum. Oynayalım nasıl birşey bu oyun? " dememle herkes merakla zaten yuvarlak masa etrafında oturduğumuz için eline şişe alıp gelen Can'ın anlatmasıyla kuralları öğrenmiş olacaktık.
"Bakın. Bu şişe. " deyip daha oyunu anlatmadan elindeki şişeyle gülen Can'a Vural bağırıp
"Lan o şişeyi oyun sonunda ayır ve odama gel."diye bağırınca Can
"Sizlede eğlenilmiyor . Neyse bu şişeyi masada çeviriyoruz. Uç tarafı soruyor ve uç tarafı kendine gelen kişi karşısındakine doğruluk mu cesaret mi diyor. Bunun karşısında cesaret diyene emir veriliyor birşey yapması için ama doğruluk denilirse de sora kişi o kişiye istediği bir soruyu soruyor."demesiyle hepimiz oyuna dahil olmuştuk .
Şişenin dönmeye başlamasıyla Vural Sevda'ya soracak şekilde gelmişti.
"Abi bak yengen. Zorlamak yok."diyen Çağatay Vural'a bakarken Vural
"Doğruluk mu Cesaret mi?"demesiyle Sevda
"Doğruluk. " demişti. Vural düşünüp  bir anda
"Çağatay'la olduğun için pişman mısın? " demesiyle Sevda Çağatay 'a bakıp
"Hayır. " demesiyle
"Neden bekledin o kadar? Neyi düşünüyordun lan?"diye bağıran Çağatay 'a Sevda ağzını açacakken Çağatay
"Pişmanlığın yüzünden okundu."diyen Çağatay resmen küplere binerken Sevda
"Beni bir dakika dinl-"diyemeden Çağatay ayağa kalkıp Sevda'yı da kolundan çekip resmen sürükleyerek odasına götürmüştü.
"Sanırım artık pişman. " diyen Can kahkaha atarken ben
"Can ya gülmesene . Nasıl kavga ettiler."dememle bana bakıp
"Aman seviyorlar birbirlerini . Yukarıda barışırlar neyse ölen ölür kalan sağlar bizimdir. Çeviriyorum."demesiyle
"Oyuna devam mı edeceğiz? " diyen Selin'le
"Ya ne olacaktı? Yas mı tutalım? " diye çapkınca göz atan Can'ın hevesi için devam etmiştik.  Sıra Mert ve Serkan'a gelince Mert Serkan'a dönüp sorususunu sorunca doğruluk cevabını almasıyla Mert
"Selin neden hamileliğini öğrendiği gün ağlayacak gibiydi. " demesiyle Serkan
"Ne bilim lan? Öyle miydi Selinnn?"diye dönmesiyle Selin'in yüzünün rengi atarken
"Başka sebeptendi."diyerek saçmalayan Selin'e bakarken Serkan
"Lan bizim çocuğumuz olacak diye ben hiç heyecandan farketmezken sen üzülüyor muydun?"diye bunlar kavgaya tutuşunca Selin koşarak odasına çıkınca Serkan'da bir küfür savurup peşinden çıkmıştı.
"Lan ne biçim oyun ev birbirine girdi?"diyen Selim Can'a ters ters bakarken
"Ben mi yaptım ? Siz sordunuz?"deyip gülmesiyle Can eline aldığı şişeyi yine çevirince korkmaya başlamıştım.  Bizde kavga edip çıkacağız diye düşünürken şişe bu sefer Can'la benim aramda durunca
"Oooo iç işleri bakanım . Doğruluk mu cesaret mi?"diye sorunca cesaret deyip eline düşmekten korkarken doğruluk deyip kavga etmek arasında kalınca
"Doğruluk. " demiştim.  Evet demiştim ama ne akılla dediğimi hiç bilmeden demiştim.
"Rüzgar abim seni aldatsa napardın?"demesiyle sinirlerim bozulmuştu.  Beni aldatmazdı ki. Ayrıca aldatsa napabilirdim ki? Açıkçası hiç düşünmemiştim.
"Bilmiyorum hiç düşünmedim. " dememin ardından Rüzgar beni izlerken Can
"Çocuğu geç doğururum demede. 16 aylıkken baba olur falan."deyip kahkaha atınca hepimiz gülmüştük.
O anda söze giren Vural
"Aldatırsa bende ald-"diyemeden Rüzgar  ayağa fırlayıp eline aldığı şişeyi bir hışımla yere çarparken korkudan küçük bir çığlık atmıştım. Rüzgar bağırarak
"Bu tarz kelimeleri bir daha şakasına dahi birinizden duyayım. Aklıma kan bağımız gelmez.Canınızı alırım. " demesiyle herkes Rüzgar 'ın sinirinden çekinerek önüne bakarken ayağa kalkıp daha fazla olay çıkmasın diye Rüzgar 'ı tutmak üzere titrek adımlarla ona ilerlerken bana bakıp
"Geç yerine."diye bağırınca yerime oturmak zorunda kalmıştım. Rüzgar 'ın bu hali sinirimi bozarken herkes yerine oturunca Rüzgar'ın gittiğini anlamıştım.
Gözlerim dolmuş halde Can'a dönerek
"Sorulacak soru mu bu şimdi Can? " dememin ardından
"Ben mi sordum ya?"diyerek korkakça bana bakınca
"Herkesin arası bozuldu?"dememin ardından belimde hissettiğim elle soluma dönerken Rüzgar 'ı görmeyi beklemiyordum.
"Sen gittin sanmıştım. " dememin ardından
"Senden mi?"demesiyle gözlerim dolu dolu ona bakarken beni kendine çekip  sıcaklığıyla buluştururken Rüzgar aniden
"Can şişeyi çevir. " demesiyle Can şaşkınca ve korkarak eline şişeyi alırken çevirince Rüzgar ve Can arasına gelmişti. Rüzgar soruyor Can yanıtlıyordu. Sorunun ardından
"Cesaret abi."diyen Can'la Rüzgar emretmişti.
"Rüya 'yı ara ve de ki düğün iptal. Ben başkasını seviyorum."demesiyle
"Abi lütfen-"diyemeden Rüzgar bağırarak
"Hadi lan. Çabuk ol." diye gürleyince Can neredeyse ağlayacak bir hale gelen yüzle Rüya 'yı ararken Rüzgar
"Bu sana ders olsun. Merak etme birbirinizi seviyorsunuz. Yarın barışırsınız. " deyince Can yalvarır gözle Rüzgar 'a bakarken Rüya telefonu açmıştı.
"Rüya ben."diyen Can terlemeye başlarken Rüzgar tehdit eder gibi bakınca Can gözlerini kapayıp bir hışımla
"Aşkım düğün iptal ben başkasını seviyorum."deyince Rüya aniden telefonu kapatmıştı.
"Abo!" Kapattı diyen Can telefona bakarken
"Size iyi geceler ."diyen Rüzgar elimden tutup beni yukarıya çıkartırken Can'ın isyanı duyuluyordu.
Biz odaya girince
"Hayatım fazla olmadı mı? Ayrılacaklar galib-" diyemeden elime kendi telefonunu vermişti.
Telefona bakınca Rüya'ya Rüzgâr 'dan gönderilen mesajı görmüştüm.

---Abimm birazdan Can sana şaka yapacak bitti falan diye evdekilerin hepsinin arasını bozdu. Sabaha kadar barışma.

Rüzgar 'ın mesajına bakınca bilerek yaptığını fark edip gülümserken Rüya 'nın yanıtı ise
---Peki abi . Bir dersi haketti benim yaramazım demek. Nasıl istersen.

Cümlesiyle mutlu olurken sevinmiştim. Sonra Rüzgar 'a dönüp bakmıştım ne vicdanlı bir adamdı çünkü gerçekten de arattırabilirdi.
"Neden yaptın hayatım?"deyince benim üzerime eğilip beni öperken
"Karımın gözleri doldu. Onun kulağını yarın çekeceğim ben."derken ellerimi boynuna dolayıp
"Senin hangi özelliklerini seveceğimi bilemiyorum. O kadar mükemmelsin ki."dememin ardından beni öperken fısıldamıştı.
"Şu özelliğim en sevdiğim sende bu yönümü sev. Sana olan zaafım karım benim. Sana olan zaafım..."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mafyanın ZaafıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin