33.Bölüm

28.5K 833 83
                                    

Fikirlerim beni zincire vuruyordu, soğuk zemin yüreğimken, parmaklıklarım ise vicdanımdı.
Kimsenin hayatında kalıcı olamazdım , kimse de benim hayatımda daimi değildi fakat yüreğim resmen bağırıyordu.
Ölümden korkmayan var mıdır acaba?
Böyle düşünmem ne saçma daha düne kadar ben değil miydim Allah'a al yanına diye yakaran şimdi ise kalbimde ve hayatımda benden olmayan farklı, ilahi,  mucizevi var mıdır ki kelimelerime sığacak başka sözcük?  Ben artık ölmekten korkuyorum. Elim titriyor artık, artık  ben yaşamak istiyorum , ben yaşayamadığım zamanların bile intikamını güderek devam etmek istiyorum...
"Damla" denilmesiyle kahvaltı masasında oturan Can'a baktım.
"Efendim "deyince yüzümü inceleyip
"Bak hazır kimse yokken anlat. Ne oldu sana bakalım. " demesiyle etrafa bakındım. Sevda odasındaydı. Selin'de odasındaydı ve diğerleri gitmişti.
"Can ben bilmiyorum. Rüzgar beni seviyor biliyorum ama içimde kötü bir his var. Bunu sana nasıl anlatsam bilemiyorum. Bazen sana da olmuyor mu? Hiç bir sebep yokken içinde bir mutsuzluk hissettiren bir şey. " dememle
"Damla bence hamilelik dolayısıyla böylesin.  Hormon falan varmış . Sonra hormona birşey oluyormuş.  Sende böyle oluyormuşsun."demesiyle kahkaha atarak ona baktım. Büyük ciddiyetle bir anlatışı vardı ki
"Can engin tecrübelerinle beni aydınlattın teşekkür ederim ."dememin ardından ayağa kalkıp gülümseyerek
"Damla hamileyken çölde gibi düşün kendini. Bak bir dinle ya öyle göz devirip gülme. Gördüğün herşey serap. Hissettiğin herşey hayal . Do you understand me(Anlıyor musun beni?) ?"
deyip gülmesiyle elimin altında duran gazeteyi ona fırlatırken o yukarıya kaçmaya başlamıştı.
Içim içime sığmazken artık dayanamayıp Rüzgar 'ı aramaya karar vermiştim. Rahatsız etmek istemiyordum ama cidden ağlamak üzereydim. Telefonun çalmasının ardından hemen ilk çalışta açtı.
"Damla'm iyi misin?"demesiyle aslında sakin olan ben ağlamaya başladım.
"Iyiyim Rüzgar ama kötüyüm de bilmiyorum. Moralim bozuk."deyip ağlarken aniden telefonu kapattı.
Ben ağlarken yanımda birini hissetmemle Sevda'nın bana yaklaştığını görmem bir olmuştu.
"Se-Sevda"dememle hiç birşey demeden gelip sarılınca ona içten içe minnettar olmuştum. Sevda'nın da benimle hıçkırarak ağladığını görünce  onu kendimden ayırıp
"Neyin var?"dememle başını salladı.  Anlatamıyordu.
"Sevda iyi misin?"dememle tekrar sarılmıştı.
"Damla ben , ben bunu anlatamam."demesiyle şuan üstüne gitmemek adına hiçbirşey demeden onuda alıp salona geçmiştim. 
İkimiz yanyana otururken ikimizde de anlatılmaz bir mutsuzluk ve dalgınlık hakimken kendime lanet ettim. Derdim yokken şuan sorunlu olan Sevda'ya saçma sapan nedenlerden kafamı toplayamadan yardım edemiyordum.
Ne kadar süre bu eşsiz sessizliği ve hüznü paylaştık bilemeden aniden
"Damla"diyen bir ses duyup kapıya bakmamla Rüzgar 'ı görünce koşarak boynuna atlamıştım.
Yüzümü elleri arasına alarak
"Benim eşsiz manzaramda neden bugün yağmurlar yağdı. " diyerek gözyaşımı parmağıyla silince
"Seni özledim. Benim sana ihtiyacım var."deyip ona sıkıca sarılırken Rüzgar beni kendinden ayırıp
"Cennet'imizi hatırlıyorsun değil mi ?"deyince
"Evet bizim adamız."dememle
"Iki kişiyle orayı paylaşmamız senin için sorun olur mu?"demesiyle o iki kişiyi merak etmiştim.
"Olmaz hayatım."dememin ardından
"Hazırlan ."demesiyle
"Ne ? Şimdi mi? " dememin ardından
"Herzaman. Hadi güzelim."demesiyle gülümseyerek bana o eşsiz huzuru veren yere gitmek için hızlıca hazırlanmak adına koşturmuştum.
Yanıma alacağım çok şey yoktu. Odamda artık hazır olan valizimizin fermuarını çekerken Rüzgar 'ın aniden gelmesiyle
"Sen bu valizi aşağıya indirmeyi mi düşündün?"diye kükrerken elimde tuttuğum koca valize bakarken
"Özür dilerim,  ben şey hamile olduğumu unuttum."dememle elimdeki valizi alırken bileğimi kavrayarak
"Offf offf"demesiyle beni kendiyle aşağıya götürmesi bir olmuştu.
Rüzgar 'ın üzerinde ki siyah gömlekle ne kadar yakışıklı göründüğünü fark edince merdivenden inerken
"Biliyor musun sana siyah gömlek hiç yakışmıyor? " dememin ardından
"Umrumda degil.  " demesinin ardından bileğimi elinden kurtarıp arkadan boynuna sarılmıştım.
"Aşkım yakışmıyor giyme."dememle benim ağırlığımla ve valizle beraber aşağıya inerken
"Bakışların öyle demiyordu."demesiyle ben boynuna küçük bir ısırık bırakırken
"Kızım tehlikeli sularda yüzüyorsun. " demesiyle kendimi o anın şehvetine bırakarak dilimi boynunun en kuytu köşesinde gezdirince Rüzgar 'ın boğazından hırlamaya benzer bir inilti çıkmıştı.
"Lanet olsun. " deyip valizi aniden bırakınca benden boynunu bırakmıştım . Bir anda bana dönüp kucağına almasıyla odaya geri çıkarmaya başlamıştı.
"Ne yapıyorsun? " dememle
"Sıra bende."demişti. Gözlerindeki şehvet ve arzu beni tüketirken odamızın kapısının kapanmasıyla sırtım yatağa değerken Rüzgar üzerime uzanmıştı.
Ellerimi başımın üzerinde tek eliyle resmen kelepçelerken
"Sen ne zamandan beri bu tarz seks oyunları yapıyorsun hanımefendi? " demesiyle kızarırken ona bakıp
"Ya pislik yapmasana ."dememle altında kıpırdanırken birbirimize değen vücudumuz beni uçurumlara götürüyordu.
Diliyle boynuma baskı yapmaya başlayınca resmen kıvranır olmuştum. Rüzgar bana bakarak artık durup
"Nasılmış? " demesiyle
"Üzerinde ki etkim cidden bu kadar fazla mı?"deyip zevkle titrerken
"Aşkla yapılan hiçbirşey yoktur ki azımsanabilsin."demesiyle ellerimi bırakınca bu kez ben onu itmiştim yatağa.  Düşer gibi yaparken o ikimizde kahkaha atıyorduk. Ben üzerine oturunca
"Kadın senin hiç ayarın olmaz mı? " demesiyle bu kez onun ellerini tutup sanki aynısını bende ona yapabilecekmişim gibi davranınca bana bakarken
"Ya pislik yapma."deyip beni taklit etmesiyle üzerine eğilip elimin birtanesi vücudunu okşarken dişlerimle küçük ısırıklar bırakmaya başlamıştım.
"Kendimi grinin elli tonunda gibi hissettim."deyip kahkaha atmasıyla
"Hoşuna mı gidiyor o sadistçe şeyler? " dememle bana bakıp
"Ben o adama hiç bir şekilde benzemem. O kırbacı kadınıma zevk için bile vurmam. Bu ne saçmalık. " demesiyle yüzüne bakarken böyle bir adamın bu kadar ince ruhlu ve kaba olabilmesine hemde aynı anda yapabilmesine şaşırıyordum.
"Kadınların hoşuna gider sert erkekler güzelim. Ama unutma ki sana vuran insanın ilk darbesi sana olan saygısına,  ikinci darbesi sana olan sevgisine ve diğerleri nice duygulara atılan darbedir. Seven erkek gerçekten sevse kalkıp sadist zevkleri için önünde ağlayan kadını kırbaçlamaz.  Tabiki sertlik olur . Mesela birazdan sana yapacaklarım gibi ama hiçbirisi dozunu aşamaz. " demesiyle ona hayranlıkla bakarken birden beni altına almasıyla üzerimdeki kıyafetleri hızlıca yırtarken boynuma gömülmüştü. Elleri çıplak vücudumu arşınlarken bende ona ahenkle karşılık veriyordum.
"Ve unutma ki her kadına şiddet uygulanmalı ama yalnızca karnındaki bebeğin tekmeleriyle olmalı bu."demesiyle kendimi onda kaybederek bu adama sayısız kez olduğu gibi yine yine ve yine aşık olmuştum.

2 saat sonra...

Beraber aşağıya inerken yine merdivendeydik ve bu sefer yine boynuna atladım.
"Cesarete bak sen."deyip Rüzgar 'ın gülmesiyle
"Asla bir daha yapmam ."derken kahkaha atmıştım.
Aşağıya indiğimizde salonda kimse yoktu.
"Hadi gidelim."diyen Rüzgar 'a bakıp
"Olmaz."dememle kaşları çatılmıştı.
"Veda etmedik."dememle beni kolumdan tutup dışarıya sürüklerken
"Suçu bana atabilirsin."demesiyle
"Zaten suçlu sensin. " deyip gülümsemiştim.
Araca yerleşince Rüzgar 'la yola koyulmuşken
"Aşkım ayıp oldu ailemize."dememle bana bakıp yüzümü okşayarak
"Aile birbirini idare eder ve saygı duyar. " demesiyle bana duygu yüklü bir bakış atmıştı. Ailemiz kelimesinin ve onları ne kadar sahiplendiğimin karşılığında aldığım bir minnet bakışıydı bu.
Araba yolculuğumuz boyunca telefonumu bağlandığım araca müzik konusunda emredebilen bendim. Rüzgar 'a dönüp
"Ne tarz müzik seversin?"dememle
"Farketmez."cevabı üzerine Nicole Scherzinger adlı güzel sesli bayan şarkıcının " Baby Love" şarkısını açarak ilerlemiştik.
Yaklaşık bir saat sonra gideceğimiz yere varabilmiştik.
Kapım ne ara peşimize takıldığı yada en iyisi ne zaman peşimizi bırakan korumalar tarafından açılınca bende araçtan inmiştim.
Rüzgar yanıma gelince uçağa doğru ilerlerken aklımdaki soruyu sordum.
"Bizimle gelecek olan kim?"dememle bana bahsettiği o iki kişiyi kastettiğimi anlayarak ilerlememiz için elimden cevap vermeden çekmesiyle peşine takılarak yürürken aniden başka bir araçtan inen çifte bakakalmıştım.
Sevda ve Çağatay aynı araçtan inince Sevda , Çağatay 'a dönüp
"Bu ne demek ?"derken korku dolu gözlerle Çağatay 'a bakarken Çağatay
"Sence?"deyip Sevda'ya sert bir bakış atmasıyla
"Sen beni bir yere bırakıp bir daha gelmeme izin vermeyeceksin. " demesiyle ben onları hayretle izlerken Çağatay bağırarak
"Kadınımı bırakacak bir adam mıyım?  Ne biçim çalışıyor kafan. Sen bana aitsin ve bu iş artık resmileşecek."derken sadece Sevda ve ben anlamaz bir yüz ifadesiyle bakakalan taraf olmuştuk.

"derken sadece Sevda ve ben anlamaz bir yüz ifadesiyle bakakalan taraf olmuştuk

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Verdiğim ara yüzünden affınıza sığınıyorum.  Mazeret ileri sürmek bana yakışmaz. Sizlerden özür dilerim ve sizleri seviyorum...❤❤❤

Mafyanın ZaafıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin