3. Bölüm

69.3K 1.9K 299
                                    

Korkmaya başladım çünkü bayağı iri yarı ve bakışları hiç hoş olmayan bir adam resmen kolumu tüm gücüyle sıkıp kendine çekti. Alkol kokusuyla karışık ter kokusu ben alkolluyken bile dikkatimi çekip midemi bulandırabilecek kadar güçlü ve iğrençti.  Çekmesiyle birlikte ayağa kalkınca başımın dönmesi artık zirvedeydi.
" Yenisin galiba yavrum gelsene biraz eğlenelim.  Bir çok şeyin ilkini yapmayı severim ve yenilere bayılırım "deyip göz atıp bana yaklaşmasıyla resmen itmeye çalışmalarım boşa gidiyordu. Ben 58 kilo halimle böyle güçlü bir adamı kıpırdatamazdım bile bana öpmek için eğilmesiyle kenara çekilip adamın yere serildiğini  gördüm. O bakıştığım karanlık adam resmen yanı başımdaydı. Artık düşünemiyor hale gelmiştim.  Adamın
" Her zamanki yere!" Diye kükremesiyle  ben geriye doğru korkuyla adım atarken yerde yatan zaten içki yüzünden mahvolmuş adam baygın yatıyordu. Bir sürü siyah takım elbiseli adam yerdeki baygın adamı sürükleyerek götürmeye başladılar.  Bakıştığım adamdan korkmuştum öyle bir bağırışı vardı ki zaten bağırılmasından korkardım bu dahada körüklemişti. Adamın bana dikdik bakmasıyla geriye doğru birkaç adım atarken yanımda duran bar taburesini tutmak istedim. Başım aşırı dönüyordu  ve tabureye uzattığım elim boşluğa gelince yere düşeceğimi anlayıp gözlerimi kapadım. Neredeyse bir dakika gözlerim kapalı beklemiştim.  Ta ki beni kavrayan sert kaslı kolların bana sarılıp düşmekten kurtardığını anlayana kadar. Utanmıştım çünkü o kadar yakından bakıyordu ki başımı eğdim.  Beni kucağına alıp çıkışa doğru götürdüğünde saçmaladığımı anladım.
"Dur!"  Dememle birden durup yüzüme keskin bir ifadeyle kaşlarını çatıp bakmaya başladı.
"Şey ben ,ben  yürüyebilirim.  Teşekkür ederim ." Ne salağım ya ilk kez bir erkek görmüş gibi konuşmuştum . Bana bakıp
"Evin nerede ?" Demesiyle irkildim. Kızdığı çok belliydi. Unutmuştum! Salak ben neydi benim oturduğum sokağın adı?  Allah'ım ağlamak istiyorum kendimi rezil ettiğim yetmezmiş gibi birde salaktım ama şuan resmen midem ağzımdaydı. Icki çok  kötü çarpmıştı. Aklıma birşey gelmiyordu. Adamı izlediğim kadar sonuçlarını düşünseydim bu yaptıklarımın şimdi prensesler gibi evimde uyuyordum. Buldum.
"  Akkale sokak" gülümsedim. Sonunda aferin sana belli etme kimseye dedim kendime içince ne kadar salak olduğunu . Gülümsememe bakış şekli beni utandırmıştı . Bir tabloyu ressamı ne kadar beğenerek inceliyorsa  bu adam da bana o kadar dikkat kesiliyordu. Önüne dönüp beni çok gri bir araca ön koltuğa büyük bir dikkatle bıraktı.
"Az önceki konuyla bizzat ilgileneceğim ona kimse dokunmasın." Diye yanında ki adama gürlemesiyle  yerimde  resmen küçülüp korkuyla bakmaya başlamıştım.
" Peki Rüzgar Bey nasıl isterseniz." Diyen adamla adını öğrenmiş olduğum adam bar kapısında duran korumalara birşeyler söylerken gözlerimin ağırlaştığını hissettim sadece o gelene kadar dedim.
" O gelene kadar iki dakika gözlerimi dinlendireyim."  Sanırım sızıp uyuyakalmak  sadece iki dakika demekle başlıyormuş .

****** 
Rüzgar  Yıldırım ' dan...

Benim gibi adamın bu kadar izleyip gözlerini alamayip bakacağı bir kadın varmış demekki dünyada. Bu benim için bir ilkti. Izledim saatlerce onu ; oturuşu , duruşu  ve masum görünen o temiz tavırlarıyla buraya ait olmadığı gayet açıktı.   Bana bir anda bakmasıyla ben , ben etkilenmiştim kalp ritmimin değiştiğini hissettim .

Kendine gel dedim . Sen en korkulan , en saygıduyulan ,soğukluğu  ve acımasızlığıyla meşhur Rüzgar YILDIRM ' sın. Sanki kendime bunu değilde kızı izle , gözlerini alama ve sahiplen demişim gibi kendime kızmaya devam ederken kızında bana bakması beni resmen küle çeviriyordu.  Kendi içimde mutsuz ve birkin görünen bu kızı almak istedim , sahiplenmek ve daha nicesi.

Hakkında bilgi edinmek istedim ve en yakın adamıma seslenince yerinden korkuyla sıçrayıp bana döndü
"Cenk bana bu kızın bilgilerini getir .  Bir tane bile eksik olursa yakarım hepinizi."
Baş onayı ile yanımdan ayrıldı.  Benim için bu kızı tanımakbir hedef olmuştu ve ben istediğimi alırdım.

Kimse bana ihanet edemezdi. Benim depop onlara mezar olurdu. Ben roman karakterlerine benzemem babadan oğluna geçen bir ünvan değildi mafya olmak insanın kanını donduran olaylarda bile soğukkanlı olup devam edebilmekti.

Yaptığım işler barlar ,oteller , holdingler , şirketler  ve daha bir sürü şeye sahiptim.  Yaptığım işkenceler yüzünden cellat bile denildiğini duymuştum bana. Adım bile korku verirdi. Karşımda bana gözlerini dikip bakan kadın ise masumca bakışlarını cellata çevirdiğini bilseydi asla buna kalkışmazdı.

Ben düşüncelerim arasında arzu ve istekle kadını izlerken olanlar benim öldürme isteğimi tetikledi. Benim baktığım kadına hangi piç el sürecek kadar cesaretliydi. Hışımla kalkıp yanına gidince kızın kolunu kurtarıp şiddetli bir yumruk geçirdim adamın suratına.  Yere düşüp bayılmasıyla adamlarıma depoya götürmeleri için sinirle emir verdim. Bana korkuyla bakan kadına döndüğümde ise lanet olsun yakından bir insanın canını alabilecek bir güzelliği vardı .  Sarhoş olduğu belliydi ve yüzü kızarmıştı bana bakan gözleri mavinin en yakıcı halindeydi. Arzulamak sanırım böyle birşeydi. Birden geri adım atarken düşeceği an kollarımın arasına aldım. Neden benden korkmuştu anlayamamıştım. Kucağıma alıp evine götürmeye karar verdim. Çıkışa ilerlerken birden bana emir vermesiyle durdum. Bana emir vermişti ilk kez bir kadın bana emir verebilmişti. 
"Dur " demesi ile ona baktım.  Kızgındım alkollü bile olsa bana kimse emredemezdi.
"Şey ben, ben yürüyebilirim.  Teşekkür ederim." Ne saçmalıyordu . Daha ayakta bile duramazken yürümekten bahsediyordu. Masum bakışlarını gördüğümde sıradan kızlardan farkını birkez daha anladım . O böyle bir mekana gelmemeliydi. Bunun bir daha tekrarlanmayacağından emin olacaktım. Kucağımda olduğu için kızaran yanaklarına bakınca kızgınlığım geçti çünkü o sadece masumdu.
" Evin nerede?" Sorduğum soruyla şaşırtıcı birşey sormuşum gibi baktı.  Unuttuğu aşikârdı. Düşünürken yüzü kendini suçluyordu.  Normalde başka kız olsa bunu bilerek yapardı.
" Akkale sokak" aklına sokağın isminin gelemsiyle yüzündeki gülümseme benim kalbime işledi.  Bir insanda canalıcı dedikleri özellik nedir bilmem ama bu kadın gülümsemesiyle beni yakabiliyordu. Belli bir süre izledikten sonra onu aracımın ön koltuğuna bıraktım. Aracın kapısını  kapadım. Konuşmalarımı duymaması ikimiz içinde en iyisiydi.

Adamlarıma kadına dokunan adama birşey yapmamalarını buyurdum. O adamın cezası bendeydi. Birkaç mevzuyu halledip aracıma geçince  uyuyakaldığını görmemle yüzünü izlemeye başladım.  Bir kadın ne kadar güzel  olabilirdi ? Arabamda uyuyakalan kadın bu sorunun cevabıydı. Meleklere benziyordu uyurken izlemek ise bana sadece bir lütuftu. Aracımı çalıştırdım dediği yere sürdüm. Dediği yere gelene kadar yola kadına bakmaktan odaklanamamıştım .  Adrese gelince koluna dokundum. Bir dakika ! O kolundaki morlukta neydi? O adam yüzündendi.  Ölmeyi dileyecekti. Canını alacaktım o piçin. Tekrar dokunup uyandırmayı denediğimde uyanmamıştı. Sızdığı aşikardı.  Benden  korkmasın diye evine getirmiştim zaten istesede istemesede beni tanımak zorundaydı . Bunu bu hafta  yapmam uygun olabilirdi ama şimdi onu evime götürmemle bu iş tamamen yarına kalmıştı. Ben evime ilk kez bir kadın götürüyordum ve altı  erkek kardeşim vardı evde.  Anne ve babamız olmadığından onlar benim yanımdaydı. Kucağımda özenle taşıdığın bu güzeli yatağıma doğru çıkarınca hayatlarının şokunu yaşayacaklardı.  Benim tek bir kuralım vardı kardeşlerime yönelik ve her zaman söylediğim söz.
"  Bu eve getirdiğiniz kadın size ait olmalı kiminle yatarsanız yatın ama başka yerde. Bu eve geldiğiniz kadınla ise herşey ciddi olmalı ve sahiplenmenizi emrediyorum!" Yanımda uyuyan güzel ise kendini nasıl bir belaya bulaştırdıgından habersizdi...

Mafyanın ZaafıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin