32.Bölüm

28.3K 808 49
                                    

Rüzgar,  ah Rüzgar..
Seni sevmek ev işi gibi değil, yorulmuyorum
Seni sevmek dert dinlemek gibi değil, bitsin istemiyorum
Seni sevmek konuşmak gibi değil,
Seni sevmek susmakta değil ya ben kime ne anlatıyorum ,
Uçamayan kuşa süzülmeyi,
Hiç yürüyememiş insana dans etmeyi,
Ben sana şuan saçmalıyorum
Benimle saçmala
Biz saçma olalım, anlamlı olmaya ihtiyacımız yok
Peki kimsede bilmesin yüreğimizi
Aşkı buğulu pencereden izlemeyelim
Biz hep yüzyüze bakışalım
Biz yaşayalım,
Hey ama öyle boş boş değil,
Ciğerimiz sökülene hatta birbirimizsiz bir hiç olan şu tuhaf kalbimiz
Şu kimsesiz kalbimiz aşka kana kana doyana dek.

Sevmek meğer kendi kendine şiirler yazıp,  şarkılar söyleyip, mutsuz olamamakmış. Sevince anladım. Rüzgar 'a olan aşkım ve onun bana aşkla bakan ve içimi ısıtan her dokunuşu kalbimi eritirken anladım. Mutsuzluğum sevgisizliktenmiş. Şimdi ne kadar anlamlıyım boş bir kitapken gönlümden başlayan yazılarla anlam kazandım. Hep de güzel yazıldım. Artık  ne kadar da okunaklıyım.
Salonda otururken Selin, Sevda ve ben vardık. Rüya evindeydi. Sevda sürekli düşünüyordu ve sessizdi. Selin'se daha dertliydi.
"Damla ben ne yapacağım ?"deyince hamilelik yalanı yüzünden kendi kendini yiyip bitiren Selin'e bakıp
"Bilmiyorum Selin?"deyip yüzüne bakınca Sevda söze girdi
"Selin özür dilerim benim yüzümden -"diyemeden Selin sözünü kesti.
"Sevda gerçekten bir çok hareketine anlam veremedim ve asıl anlamsız olan benim sana destek olmamdı."deyip Sevda'ya bakınca kız başını eğmişti .
"Selin senin derdin nedir?"dememle bana bakıp
"Neden bir derdim olsun?"demesiyle sinirlenmiştim.
"Selin lütfen uzatma."dememin ardından
"Sevda'yla benim sorunum bu Damla ben sadece intihar edecek kadar aptal olmasına sinirliyim."demesiyle Selin'e bakıp
"Olan oldu art-"diyemeden Sevda söze girdi.
"Kardeşin için üzgünüm. Beni affet. " demesiyle Selin 'in gözleri dolmuştu. Anlayamıyordum ki sorun neydi?
"Evet Sevda üzgün olmalısın. " demesinin ardından artık dayanamayıp sordum.
"Konu nedir?"dememle Selin bana dönüp
"Kardeşim intihar etti ve ben bu durumun üstesinden gelmek için çok uğraştım. Hiç bu kadar canım yanmamışken şimdi Sevda'nın bu yaptığı ağır geldi."demesinin ardından bende çok üzülmüştüm.  Demekki bu kadar soğuk davranmasının sebebi buydu. Daha fazlasını soramamıştım cidden üzüntüsünü ve acısını yüzünde görememek imkansızdı.
Sevda aniden ayağa kalkıp Selin'in yanına gidip oturdu.
"Beni affet. Yanımda ol. Benim sizlere çok ihtiyacım var ve Selin ben sizi çok seviyorum."deyip ağlayarak sarılmasıyla Selin bir süre durdu ve yavaş hareketlerle oda sarılmıştı. Barışmalarının ardından sadece özlem dolu sohbet ve geçmiş konuşulmuştu. Anılarımız üzücü veya mutlu da olsa anlattığımız insanlar bizimle aynı duyguyu yaşıyorsa bu edilen sohbet bir ödül oluyordu.
Şuan ki durum beni mutlu ederken kapıda Serkan'ı görmemle şok olmuştum. Neyseki yeni geliyordu.
"Serkan geldi."dememle hepimiz kapıya dönünce Serkan yanımıza gelip
"Selin hadi kalk hazırlan. " demesiyle Selin şaşkınca
"Nereye aşkım? " deyince hepimiz birbirimize bakakalmıştık.
"Doktora."demesiyle Selin'in yüzünün rengi atmıştı.
"Aşkım şey ben şeyim yani."derken Serkan söze girdi
"Lan kalksana çocuğumuza bakıp geleceğiz. Yoksa sen mutsuz musun bu durumdan ?"demesiyle Selin
"Hangi durumdan?"demişti.  Serkan başını arkaya atıp tekrar Selin'e bakarken
"Canım hamilesin unuttun mu? " demesiyle Selin ayağa kalkıp gidip Serkan'a sarılınca Serkan şaşırmıştı.
"Aşkım mutluyum çok mutluyum."derken  sesi ağlamaklı gelir olmuştu.
Serkan sert bir adamdı ve ondan sinirlenince herşey beklenebilirdi.  Selin'in korkusunu anlayabiliyordum. Serkan aniden kolundan çekip Selin'i götürmeye başlayınca Selin bağırdı
"Nereye?"demesiyle Serkan
"Ben iyi bir baba olacağım ve çocuğumuzun sağlığından emin olacağım. " demesiyle daha biz müdahale edemeden Selin 'i alıp götürmüştü.
"Eyvah."diyen Sevda'ya bakıp ayağa kalkıp korkuyla telefona sarıldım.
"Alo Can"dememle
"Buyurun iç işleri bakanımız."deyip gülmesiyle
"Can durum ciddi acil gel."dememin ardından
"Ne oldu?"deyince telâşlandığı belki olan Can'a hızlıca
"Selin hamile değil ve Serkan onu doktora götürdü. " dememin ardından
"Eyvah"demesiyle sessizliğime inat konuşup
"Damla 20 dk sonra oradayım."demesiyle kapatmıştık.
"Damla Serkan Selin'den benim yüzümden ayrılmaz değil mi?"derken ben onun yanına oturup
"Canım sakin ol . Halledecegiz. " dememin ardından arkamda duyduğum
"Yenge konu ne?"cümlesiyle Sevda ayağa fırlayınca Çağatay 'ın geldiğini anlamıştım.
"Hiç. " demiştim. Evde ki kimse Can gibi sessiz ve anlayışlı değildi bilhassa Çağatay 'ın yalan konusunda en çok tepkiyi veriyordu.
"Sevda git odama ve bana yakışacak bir takım elbise seç ve özen göster. " demesiyle Sevda ona bakarken  ben söze girmiştim.
"Nereye Çağatay? " dememin ardından
"Bara gideceğim. Eğlenmek istiyorum ve orada beni bekleyen güzel bir ortam var."demesiyle ben bile şaşırırken Sevda gözleri dolmuş şekilde
"Çağatay sen"deyip susunca Çağatay gürledi
"Ben ne?"diye öyle bir bağırmıştı ki ikimizde korkmuştuk.
"Sevgimi haketmiyorsun."diyen Sevda ile Çağatay aniden onun saçına yapışınca ben araya girmeye çalışırken
"Yapma Çağatay lütfen. " derken beni umursadığı yoktu. O arada Çağatay Sevda'ya bakıp ağlayan yüzünü inceleyip
"Benim eğlenmeye ihtiyacım var. Nasıl senin şerefsizin evine gidip ilgi görmeye ihtiyacın varsa benimde öyle. " deyip kızı bırakmasıyla Sevda ona bakıp gözyaşları içinde bakarken Çağatay kızı süzüp yaklaşırken
"Beni eğlendirecek şey sende olabilirsin. " deyince Sevda baktı ve
"Ne diyorsun sen?"diyerek cesurca yanıt vermesinin ardından
"Herkesle her istediğini yapan adamın evine yerleşmeyi düşünüyordun. Karar verdim bende seninle her istediğimi yapacağım. " deyip küstahça Sevda'yı süzmesiyle Sevda birden Çağatay 'a tokat atmıştı.
Uzun bir sessizlik, gözyaşı ve şaşkınlıkla geçen anlar...
Çağatay ellerini yumruk yapıp sıkarken kızarmış parmak boğumları bana şuan ki sinirini gösteriyordu. Aniden çıkıp gidince hemde hiç birşey yapmadan Sevda ve ben kalmıştık sadece.
Sevda birden
"Ben gidiyorum."deyip hızlıca çıkışa yönelirken
"Sevda sakin ol" dememe kalmadan bana dönüp gözyaşları içinde sarılırken
"Ben sadece sevdim, gururumu hiçe sayacak kadar hemde ve şimdi aşağılık bir kadın gibi bana davranmasına rağmen yanında kalamam."deyip ağlamasıyla bende gözyaşlarımı tutamamıştım. Sevda tutuşunu gevşetip kapıyı birden açınca karşımıza korumalar çıktı. Sevda'nın geçmeye çalışmasıyla korumalar onu tutarken
"Sevda hanım Çağatay Bey'in kesin emri var."demesiyle ben bile şaşırıp sinirlenirken sordum
"Ne dedi?"dememle
"'Benim kadınım bahçeye bile çıkamaz', denildi " demesiyle eve girmek zorunda kalmıştık.
Akşama kadar ben Sevda ile ilgilenirken aklımın bir köşesinde ise Selin yerini buluyordu. Can gelip olanları dinlerken oda gerilip bizimle konuşmuştu.  Fakat Can en çok Selin'i merak etmişti. Can'a göre o durum daha ciddiydi.
Herkesin eve gelmesiyle yemek saati olmasına rağmen ki genelde ailecek yenilirdi bu yemek. Selin, Çağatay ve Serkan yoktu. Herkes salondayken başımı Rüzgar 'a yaslayıp
"Seni çok özledim hayatım."dememin ardından beni sarmalayıp
"Kendini yormuyorsun değil mi gülüm? Aklım sende kalıyor. " demesiyle yalan söylemek durumunda kaldığım için sessizliğimi koruyup duymamış gibi kendimi kocama daha da yaslamıştım.  Huzuruma , neşeme , sebebim olan herşeye kendimi bırakmıştım.
"Selin geldi."diyen Sevda ile kapıya bakınca Selin'in yüzü bembeyaz ve Serkan' da gergin şekilde içeriye girmişlerdi. Onlar yerlerine oturunca Can söze girip
"Abi nedir durum?"deyip ciddiyetle sorunca herkes Cana bakmıştı. Ciddi ciddi konuştuğu nadir anlardandı.
"Mutluluğumuz ikiye katlandı."derken Selin'in yüzü ağlamaklıydı .
Ben
"Bu ne demek?"deyince
"Ikizimiz olacak."demesiyle alkış kıyamet koparken Selin ,Sevda ve ben birbirimize hayretle bakmıştık. Selin'in daha bir tane çocuk istemezken şimdi ikizini öğrenmesi onu dağıtmıştı.  Can herkes susmasına rağmen  kahkaha atınca Serkan' da ona dönüp
"Lan benden çok sevindin."deyip şakadan takılmasıyla Can resmen krize girmiş gibi gülüyordu aksi gibi bende gülümsüyordum . Yani bir yandan mutluyduk ya hamile çıkmasaydı değil mi ama diye düşünmekten kendimi alamazken Can Selin'e bakıp kahkahalarının arasında
"Allah'ın şanslı kulusun."deyip gülmeye devam etmesiyle Serkan dayanamayıp
"Lan yeter . Hayırdır? " demesiyle Can söze girdi
"Yani senin gibi mükemmel bir eş ve üstüne ikiz çocuk Allah'tan daha belasını mı istesin?"deyip gülmesiyle hepimiz gülümsemiştik.
Yemeğin ve sohbetlerin ardından geç olmuştu.
Yemeğe Çağatay gelmemişti ve biz sormadık. Mutlaka gelirdi bu gece ve Sevda ile konuşurlar diye düşünürken  artık odalarımıza dağılma vakti gelmişti. Iste hamileliğin en güzel yanı buydu uyku en büyük ihtiyaçtı. Yakışıklı kocamın  vücudunda koybolarak uyumak belki hamilelikten değil aşktan gelen bir ihtiyaçtı.

3 saat sonra...

Odamda gözyaşı dökerken uyuyakalmıştım. Çağatay 'ı bekleyip onunla konuşup bu işi bitirdikten sonra bu evden ayrılmak istiyordum.
Yüzümün okşanması ile gözlerimi aralarken korkuyla yerimde sıçramıştım.
Başucuma oturup yüzümü okşayan Çağatay'ı farkedince ay ışığının vurduğu yüzü kızarmış özellikle gözleri kıpkırmızı olmuştu. Yatakta doğrulup karşısına geçince yüzünde ki ifadeden ağlamış olup olmadığını merak etmiştim.
"Çağatay iyi misin?"dememle bana bakıp ağır gelen içki kokusuyla beni kendine yaklaştırmıştı.
"Değilim. Beni sevmiyorsun ve bu canımı yakıyor. " deyip bir çocuk gibi başını öne eğmesiyle onun şu zamana kadar olan tavrından eser kalmadığını görmemle uyusturucu falanmı kullandı acaba diye düşünmekten kendimi alamamıştım.
"Seni seviyorum ama unuttun galiba istemeyen sensin."dememin ardından
"Yalan söylemen,  o adama sığınman bunlar sevgiden mi?"demesiyle
"Peki ya senin için ölüme gidecek kadar çıldırmam. " dememle bana bakıp
"Samimiyetsiz geliyordun."demesiyle gözlerim dolmuştu.
"Adam bir tek eline kalbimi verip bak senin için atıyor demediğim kaldı. " dememle başparmağıyla gözyaşlarımı silerek
"Seni düşünmekten kendimi alamıyorum. Seni kendime saklıyorum. Sen bana uygun değilsin ama seni değiştirmeye çalıştıkça ben biçim değiştiriyorum." Demesiyle ona bakıp Çağatay 'ın bana söylediği sözlerin gerçekliğini anlamaya çalışıyordum. Çağatay yoksa beni

"Seviyorum."demesiyle gözyaşlarıma hakim olamazken
"Lanet olsun seviyorum seni."diye kükremesiyle beni kendine çekmişti.
Ilk kez sevinçten ağlarken bende ona sarılmıştım. Ellerim titriyordu aynı kalbim gibi...
Çağatay üzerime uzanırken şehvet dolu öpücükleri beni sarsmaya başlamıştı. Bu mutluluk benim için çok fazlaydı.
Öpücükleri ve dokunuşları derinleşirken bizi hiçbirşey durduramıyordu. Kendime hakim olamazken güçsüzce sadece Çağatay 'ın altında onunla nefes nefese kalmak beni dahada etkiliyordu.
Çağatay
"Sana doyamıyorum. Lanet olsun. Kendimi alamıyorum. " derken dokunuşları heryerimdeydi.
Geceliğim üzerimden ayrılırken Çağatay ay ışığında aşkı,  şehveti ve dudaklarıyla bu geceyi bizim yapıyordu. Benim ise ona edecek bir itirazım ki etsemde duyurabileceğim bir sesim kalmamıştı...

Değerli okuyucularım sizce kitap olur mu benim nacizhane hikayem? Sadece değerli görüşlerinizi merak ettim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Değerli okuyucularım sizce kitap olur mu benim nacizhane hikayem? Sadece değerli görüşlerinizi merak ettim. Sizleri seviyorum❤❤❤❤❤

Mafyanın ZaafıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin