Uyuşuk adımlarla eve girdim. El yordamıyla ışığı açtım. Anlaşılan annem yine geç gelecekti. Her zaman olduğu gibi yalnızdım. Üzerimdeki montu ve çantamı bir kenara sallayıp mutfağa yöneldim. Sıcak su kaynatmak için tencereye su koydum. Onun kaynamasını beklerken mutfak masasına oturdum. Bugün olanlar aklıma geldikçe şaşırıyordum. O çocuk nasıl YoonGi olabilirdi? Benim numaramı nasıl bulmuştu?Düşüncelere dalmışken suyun kaynama sesiyle gerçek dünyaya geçiş yaptım. Dolaptan aldığım ramen paketini tencereye boşalttım. Biraz daha kaynatıp ocaktan aldım ve salona geçtim. Televizyonu açıp bağdaş kurarak rameni yemeye başladım. Daha birinci lokmayı bitirmemişken telefonuma mesaj geldi. Yeter ama bi rahat bırakın beni!
Min YoonGi : Artık kimliğimi de öğrendiğine göre, harekete geçmeye ne dersin?
Elimdeki çubukları tencerenin içine bırakıp mesaj yazdım.
Bae Irene: Planımız ne?
Min YoonGi: Zorlanmayacaksın. Tek yapman gereken TaeHyung'u kendine aşık etmek.
Bae Irene: Saçmalama! Bunu nasıl yapmamı bekliyorsun?
Min YoonGi: Her şeyi benim bulmamı bekleme! Kur planını uygula.
Hah! Sinirlerimi bozmaya çalışıyordu heralde. Evet, bunu da iki saniye içerisinde başarmıştı!
Bae Irene: Diyelim ki aşık oldu, sonra ne yapacağız? Cidden çok merak ettim de!
Min YoonGi: Gerisi bende. O kıza yapacaklarımı kimse hayal edemez! Sen orayı fazla kurcalama.
Bae Irene: Ona zarar vermeyeceksin değil mi?
Bunu sormak zorundaydım. Gözünü korkutabilir, ona kötü şeyler yaşatabilirdi ama asla şiddet göstermesine izin veremezdim. Bu Sana bile olsa hak etmiyordu.
Min YoonGi: Benim işime karışma. Sana dediğim gibi başın belaya girmeyecek. Sen sadece işini yap!
Bana sırf emir verdiği için bile oyunu bozardım ama gözü dönmüş YoonGi'yi kendime düşman edemezdim. O güne kadar düşüncelerimi değiştirebilirdim belki...
Bae Irene: Tamam, kabul. İlk görev başlasın.
*****
Omzumdan dürtülmemle gözlerimi araladım. Kafamın tepesinde dikilen annemi görünce homurdandım. "Kalk! Yine burda uyumuşsun. Kaç kere dedim sana koltuklarda uyuma kirleniyorlar diye!" Doğrulurken söylediği saçmalıklara göz devirdim. Ayda yılda bir defa salonda oturmuş, uyuya kalmışım onda da söyleniyordu.
İşte annemle aramızda ki sevginin boyutu. Anne kız değil düşman gibiyiz. Eşyaları kendi doğurduğu canlıdan daha önemliydi.
Hala kolları bağlı şekilde salonun ortasında dikilen annemi umursamadan yanından geçip odama çıktım. Hafta sonu olduğu için okul denen lanet şeye yetişmek gibi bir derdim yoktu. Bugün ki tek planım gece boyu düşünüp bulduğum şeyi uygulamaktı. Tabi işe yarayacağı kesin değildi ama denemekten zarar gelmez.
Odama girdiğim gibi kendimi yatağa atıp telefonumu elime aldım. Hafif şeytani bir sırıtış ile mesajı yazıp yolladım. Çok sosyal arkadaşım Yeri anında bana geri döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAR.A.DİSE // VRENE' ✓
FanfictionOynadığı oyun ikisininde sonu olacaktı. ° ° ° ° ° ° ° ° ° ° ° ° ° "Her şey yalan mıydı yani? Hepsi oyun muydu?" Kafamı kaldırıp duygusuz şekilde ona baktım. "Ne bekliyordun? Gerçekten seni sevdiğimi mi sandın?" ° ° ° °...