~BÖLÜM 16~

473 66 43
                                    

Multimedia : VRENE  😍

Keyifli okumalar...

*    *    *    *

Orada kalıp gözümden bir damla yaş düşmesi ile arkamı dönüp uzaklaşmam gerekiyordu. Ama öyle bir şey olmayacaktı.

Kendimden emin olmaya çalışarak Jimin'e döndüm. "Gidip bir bakalım. Dertleri neymiş." Cevap vermesini beklemeden onlara doğru yürümeye başladım. TaeHyung Sana'ı çoktan itmişti.

Eğer gerçek sevgili olsaydık onu orada gömerdim ama yine de bunu ona ödecektim.

Yanlarına vardığımda TaeHyung garip bir şekilde bakıyordu bana. İlk kez onu o bakışıyla görmüştüm. Eski halini alması bir dakika sürmemişti. Sana ise bana sırıtarak bakıyordu. Şeytan diyor sök dişlerini sok bir tarafına!

"Oo sevgilim! Bakıyorum da epey meşgul görünüyorsun." Sevgilim kısmına aşırı ağırlık vermiştim. Sana pek umursamıyor gibi gözüksede, sinir olduğunu biliyordum.

Geber pislik!

"Irene-" Açıklama yapacakmış gibi duran TaeHyung'a döndüm. "Açıklama istemiyorum!" Sert bakışları mı çaresizlik dolu gözlerinden çekip Sana'ya çevirdim.

"Sürtüklükten orospuluğa terfi etmişsin tatlım, tebrikler!" Söylediğim söz üzerine hışımla yerinden kalkıp üzerime yürüdü.

"Ne diyorsun be sen! En büyük oruspu sensin! Sevgilimi çaldın benden!"

Bağırırken ne ara aramıza girdiğini anlamadığım Jimin, Sana'yı belinden tutup uzaklaştırmaya çalışıyordu. Bu esnada yerinden kalkıp yanıma gelen TaeHyung'a bakma gereği duymadım. Daha doğrusu bakmak istemedim.

"Yine de şu anki durum orospu olduğunu açıkça belli ediyor."

Son cümlemden sonra daha da sinirlenen Sana Jimin'den kurtulmak için debelenmeye başladı.

"Kevaşe! Sen tam bir kaltaksın! Bırak! Bırak beni!" Alayla güldüm.

"Irene," Kolumda TaeHyung'un sıcak elini hissedince boş bakışlarımı ona çevirdim. "Bırak." sessiz bir şekilde söyledim ve Sana'ya döndüm.

"Bana bak seni bir daha TaeHyung'un yanında görürsem kendini ölü bil! Anladın mı beni?" Sinirle suratıma bakarken bana çaresizce bakan TaeHyung'u ve etrafta toplanan kalabalık umursamadan dışarı çıktım.

*    *    *    *

Derin derin nefes alıp veriyordum. Ciddi anlamda rahatlamıştım. Sana'yı orada rezil etmek bana çok iyi gelmişti.

YoonGi'ye de hesap soracaktım. Madem onları o halde gördü, gelip neden hemen haber vermedi? Tekrar sinirlenmeye başlarken ilk gördüğüm ağacın dibine çökerek sakinleşmeye çalıştım.

Bir kaç dakika sonra yanımda beliren TaeHyung'a göz devirerek yere bakmaya devam ettim.

"Kıskandın mı?" diye alayla sordu. Bir an ayağa kalkarak, "Seni  şuraya gömerim çocuk! Beni deli etme! Onu ne diye öptün?" diye bağırdım.

TaeHyung gayet keyifliydi ve bu beni daha da deli ediyordu.

"Onu öpmediğimi bildiğini sanıyordum." dedi. Devam etmesine izin vermeyerek, "Ondan nefret ettiğini sanıyordum? Bak! İkimiz de yanılmışız." dedim. Sinirini gittikçe bozuyordum. "Onun neden öptün?" diye sordum üstüne basa basa. 

Yüzün yüzüme yaklaştırarak, "Yokluktandır belki de." diyerek göz kırptı. Kurduğu cümledeki imayı anlasamda, surat ifademi ve duruşumu değiştirmeden gözlerine baktığım. Şu an hiç olmadığı kadar ciddiydim ve bu tavrımı salak saçma laf atmaları değiştiremezdi.

PAR.A.DİSE // VRENE' ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin