~BÖLÜM 17~

504 55 19
                                    

Multimedia: HoSeok

*   *   *   *

Öfke, nefret, tiksinti... Hangisini hissedeceğini bilemez durumdaydım. Aniden böyle bir şey yapması zaten yeterince şaşırmama neden olmuştu.

Kaç dakika sonra olayların farkına vardım bilmiyorum ama büyük bir öfke ile onu üzerimden ittim.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen!"

Gözlerine baktığımda ufak bir hayal kırıklığı görür gibi oldum fakat çok geçmeden eski alaylı bakışları yerini aldı.

"Sevgilimi de mi öpemeyeceğim?" diye sordu tek kaşını kaldırarak.

"Ulan TaeHyung, sana buradan bir çarparım arkadaki cama pestilin çıkar!" demek istesem de ağzımdan, "Gerizekalı." çıkmıştı.

Sırıtarak arabayı çalıştırdı. Ben ise mümkün olduğunca ona bakmamaya çalışmakla meşguldüm.

Beni öpmek zorunda mıydı?

*    *    *    * 

"Sana diyorum! Geldik." diye kulağımın dibinde bağıran TaeHyung'a küfür etmemek için zor tuttum kendimi. "Anladık!" diye bağırarak arabanın kapısını açtım. Kolumu tutarak ona bakmamı sağladı.

"İyi geceler öpücüğü de verdin mi geceye güzel bitirmiş olacağız." dedi gözlerini kısarak. "Avucunu yalarsın, hayvan!" diyerek indim arabadan.

Şuan 'Kırmızının Elli Tonu' filmini çekiyormuş gibi hissediyordum. Tabi, öyle bir film varsa.

Arkamı dönüp gideceğim esnada bir anda karar değiştirdim. Elimle hafifçe kapalı olan cama vurdum. Yavaşça ön camı indirdi.

"Ne oldu? Karar mı değiştirdin?" Gözlerimi devirdim. Aklı ancak oraya çalışıyordu.

"Hayır. Sadece... Aklıma bir şey geldi. Ama, azcık yaklaş. Kulağına söyleyeceğim."

Kaşlarını çatarak bana yaklaştı. Öpeceğimi düşündüğü için yanağını da hafiften uzatır gibi yaptı. Alay ve öfke karışımı bir şekilde sırıttım. Yavaşça kulağı ile yanağı arasındaki yere yaklaştım.

"Bir daha o pis dudaklarınla beni öpmeyi aklından bile geçirme!"

Fısıltı ile konuşup geri çekildim. İstediğini alamamanın verdiği şaşkınlıkla suratıma bakarken sırıtarak arabadan uzaklaştım.

"Dikkatli sür!" Eve doğru keyifle yürürken arkamdaki şaşkın TaeHyung'a hitaben söyledim.

*   *   *   *  

"Wendy, kurbanın olayım git!" diye son kez isyan ettim. Gece bilmem kaçta gelmiştim eve. Kolumu hareket ettirecek hal bulamıyordum. Bir de yetmezmiş gibi Wendy'e laf yetiştiriyordum. Okula gitmeyecektim!

*   *   *   *

"Hadi hızlı!" diye söyleniyordu. Ben şuan o iğrenç merdivenlerin yarısını çıkmış, kalan kısmı çıkacaktım. Hatta çıkıyordum.

"Wendy seni kendi ellerimle gömeceğim!" diye isyan etmeye devam ediyordum. "Seni Yoongi'nin yanına atacağım. Seni onunla aynı odada öldüreceğim! İkinizi de parçalayacağım!"

Wendy, YoonGi'nin ismini duyunca, bana öyle bir baktı ki soğuk sudan kaynar suya geçiş yapmış gibi, Real Madrid'den Korespor takımına transfer olmuş gibi hissettim.

Cidden bu ikisi arasında ne dönüyor merak ediyorum.

"O bakış ne öyle?"

Wendy umursamaz davranmaya çalışarak "Ne varmış bakışlarımda?" dedi. Kaşlarımı çatarak yanına ilerledim ve suratına bakmaya çalıştım.

PAR.A.DİSE // VRENE' ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin